Just You & Me | JenLisa (G!P)

eleven

Geleneksek 11. Bölüm sloganımızı yapalım
FRIENDS DONT LIEEEEE

200 Yorum lutfen

-

Geçmiş

Genç kız makyajı yapılırken ellerini karnına yerleştirdi. "Eve gitmek istiyorum.."

"Otur oturduğun yerde Jennie." dedi azarlayan bir ses. Bu kişi annesiydi. Jennie üzgünce aynaya yansıyan görüntüsüne baktı, bitik durumdaydı. Güzel bir elbisesi vardı. Saçları düzgündü, makyajı da öyleydi ama birşey eksikti. Büyük bir eksik vardı, Jennie Sehun denen o adamla evlenmek istemiyordu.

"Onu sevmiyorum-m..." dedi ve akan gözyaşlarını elinin tersiyle sildi. Annesinin umurunda bile değildi, o her zaman para istemişti. Daha fazla para.

O ve kocası, para için sahip oldukları tek kızlarını bile iğrenç bir adamın ellerine bırakacak kadar açgözlüydüler.

Jennie daha 20 yaşındaydı. Sehun'u doğru düzgün tanımıyordu. Her şey için çok erkendi fakat ailesi paraya en hızlı şekilde ulaşmak istiyordu.

"Canım yanıyor.. Canım çok yanıyor bu hâlde bunu yapamam!" diye haykırdı. Arkasındaki görevli kadınlar elbisenin son detaylarını halletmek için Jennie'yi kalkmaya zorladıklarında Jennie dizlerinin üzerine düştü. "Anne.. Böyle yapma! Söz veriyorum çok çalışırım ve çok fazla para getiririm ama beni ona bırakma!"

Annesinin eteklerini tutup yalvarırcasına ona baktı fakat kalpsiz kadın zavallı kızının yakarışlarını duymazdan geldi. Eteğini sertçe çekip arkasını dönmeden önce konuştu. "Her şeyin çok güzel olmasını istiyorum."

Öylece gitmişti. Jennie vücudunu yakıp kavuran acı yüzünden hıçkıra hıçkıra ağlarken onu kimse duymadı. Son âna kadar birinin gelip onu bu lanet yerden kurtarmasını diledi fakat kimse gelmedi.

Arkadaşı Rosé 1 yıl önce yurt dışında eğitim almak için Amerika'ya gitmişti ve onunla sınırlı konuşabiliyordu. Jennie'nin bu gün evleneceğini bilseydi onun için bir şeyler yapabilirdi ancak o da bilmiyordu.

Güçlükle ayağa kalktı. Acısına rağmen yürümeyi başarmıştı. Gözyaşlarını yeniden silip derin nefesler aldı.

'Seni kimse kurtarmayacak Jennie.' dedi kendi kendine. 'Senin kimsen yok.'

Genç kız nikâh masasına oturduğunda yanındaki adamın sevincine şahit oldu. Bu sevincin sebebi az çok tahmin ediyordu fakat neden onu seçmişti? Etrafında onca kız varken neden Jennie'yi istemişti?

"Suratını asıp durma, sinirlerimi bozuyorsun." dedi Jennie'ye.

"Sen de sırıtıp durma çünkü sen daha çok sinirlerimi bozuyorsun." Yüzü acıyla kasılırken elini karnına bastırdı. "Her yerim acıyor.."

"Geçer şimdi, sabret."

Jennie geçmeyeceğini biliyordu.

Nikâh memuru geldiğinde ikisi de evet dedi. Jennie'nin hayatı sonsuza kadar o adamın ellerine kalmıştı. En azından kendisi öyle düşünüyordu.

Herkes mutlulukla dans ederken, başını yorgunlukla masaya koydu. Hayatı şimdiden mahvolmuştu. O daha 20 yaşında genç bir kızdı. Arkadaşları ve âşık olduğu kişiyle vakit geçirmesi gerekirken pisliğin tekiyle nikâh masasına oturmuştu.