25. BÖLÜM

6.6K 795 209
                                    


Birbirinden güzel ve iyi kalpli okurlar hepiniz hoş geldiniz. ❤️

Rica etsem ⭐'a basıp oy verir misiniz?

Evet araya uzun zaman giriyor unutuyorsunuz, okumayı bırakanlar oluyor ama oy ve okuma arasındaki uçurum göz ardı edilecek gibi değil. Binlerce tıklanıyor ama gelen beğeniler beş yüz- altı yüzü geçmiyor bir önceki bölüm dört yüzlerde kalmış.

Lütfen oy verin unutmayın ki oy ve yorumlarınız beni motive eden yegane şeyler.

Teşekkürler ❤️

Geçmiş

Tüm insanlar bir olmuş, iki yüreği birbirinden koparmak için ant içmiş gibi duruyorlardı.

Kalbi boğazında atmaya başlarken son hızla koşmaya devam etti adam. Korkuyu parmak uçlarına kadar hissediyordu.

Hayır.

Elbette korkusu kendi için değildi. Canına gelen her tür saldırıya göğüs gerebilirdi ama canının canına bir zarar gelirse kıyameti o zaman kopardı.

Hemen arkasında kalan, onunla birlikte koşmaya devam eden adamı umursayacak hâlde değildi.

Şehirde işi çıktığı için yola koyulacakken gelip haber vermişti.

"Yetiş Agir!" demişti ona. Sonsuz bir nefret beslerken yine ona gelmişti çaresizlikle.

"Beria'yı götürmüşler, yetiş!"

Nereye götürdüklerini bile bilmiyordu ki.

Aklına gelen yer ise bacaklarının boşalmasına neden oluyordu. Zira Beria'nın en korktuğu yerdi nehir.

Dicle nehrinden ölesiye korkar, kıyısına bile yaklaşamazdı.

Bir hafta geçmişti en son görüşmelerinin üstünden. Teninin kokusuna karıştığı geceden sonra görememişti onu. Kaç gece evlerinin etrafında dolanmış, Beria'dan haber almak için duvarları eşelemişti ama sonuç hüsran olmuştu.

Köy yerinde her hareket dikkat çektiğinden ekstra dikkat etmeliydi keza babasıyla da ağır bir tartışma yaşamıştı.

Evlenmesini, yuvasını kurmasını isteyen babasına Beria'yı alacağını söylemişti. Ondan başkasıyla ölse evlenmezdi.

Ki babasının bulduğu kızı anında reddetmesiyle konaklarında tam bir kaos ortamı oluşmuştu.

Nehre yaklaştığında yanan ciğerlerine inat koşmaya devam etti. Derman kalmayan bacaklarıyla yalpaladığında derin soluklar alarak durdu.

Gözleri dehşetle her yeri tararken tam o sırada gördü onları. Uzaktalardı.

Bakmalara kıyamadığı Beria'sını diz üstü çöktürmüş, alnına bir silahın ölüm saçan namlusunu yaslamışlardı.

"Hayır, hayır hayır!"

Dilinde dönen dualarla birlikte tekrar koşmaya başladı. Nehrin ıssız tarafında kalan yere ulaştığında sevdiği kadının ağlamaktan kızaran yüzünü seçebilmişti.

"Durun!"

Havada dağılan sesiyle üç çift göz ona döndü.

"Ne yaptığınızı sanıyorsunuz siz!"

Gür sesi endişeye bürünmüşken içinde yaşattığı korkuyu belli etmemek için omuzlarını dikleştirdi.

Tek amacı sevdiği kadını alıp buradan götürmekti. Gözyaşlarını silip sakinleşene kadar bırakmamaktı.

ZEVAHİR (Çirkin Ağa) ASKIYA ALINDI!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin