1. Bölüm

34.4K 1.1K 246
                                    

Hikayeye başlamadan önce lütfen burayı okuyunuz.

Kurgumun adı yüzünden 'sen kimseye çirkin diyemezsin' diyerek bana gelmeyin. Çünkü bu isim gereklidir.

Ön yargıları olanlar, geri butonuna basarak hikayeyi terk edebilirler.
Zorla okutuyormuşuz gibi tavır takınmayın lütfen.

Sevgilerle ❤️

ZEVAHİR (Çirkin Ağa)

Ne yazık ki bu hayata herkes eşit olarak başlayamamıştı. Bazılarının hüznü bazılarının mutluluğuydu.

Mutlu olmanın yolları, zorlu süreçlerden geçiyor, bazen size en dibi gösterdikten sonra veriliyordu.

Ama ne olursa olsun. O'na göre her şey güçten sonra geliyordu.

Lüks araba tozlu yollarda ilerleyerek büyük yapının önünde durduğunda ön kapı anında açılarak siyah takım elbiseli bir adam çıkarak arabanın arka kapısını seri hareketlerle açmıştı.

Başını büyük bir saygıyla eğdiğinde arkada oturan adamın önce toprağa basan siyah ayakkabıları görünmüştü.

Ardından uzun ve iri bedenini de tamamen arabadan çıkarmıştı. 

Güçlü gövdesi kendinden emin bir şekilde gerilmişken, heybeti oradakilerin gözünü korkutuyordu.

Seri adımlarla ilerleyerek açılan siyah, çift kanatlı demir kapıdan içeri girdiğinde boş olan avluya öylesine bir bakış atmış, ona yol gösteren bir diğer adamla merdivenlerden çıkarak artık görmeye alıştığı büyük salonlardan birine girmişti.

Baş köşelere kurulan yaşlı adamla göz göze geldiğinde oturduğu yerde  toparlanarak hemen yan tarafını göstermesini gözlerini kısarak incelemişti.

Diğerleri 'hoş geldin Dağhan Ağa' diyorlarken hepsine bir baş selamı vererek ona gösterilen baş köşeye oturmuştu.

Yaşı geçmiş, daha büyük ağaların arasına oturmak ne kadar saygısızlık gibi görülse de onların saygısı üzerine oturuyordu orada.

Kimseyle üç saniyeden fazla göz göze gelmeyi sevmediğinden sert bakışlarını parmağında duran siyah taşlı yüzüğünde sabitlemişti.

İri yapısından dolayı heybeti göz korkutan cinstendi ve bu onun hep hoşuna gidiyordu.

Çünkü Dağhan Uluöz demek güç demekti.
Elinde güçten başka hiçbir şey yoktu.

"Duyduklarım doğru mu?" diye sorarken sesi oldukça sert, bakışları donuktu.

Yüzünde hiçbir ifade yer almıyorken sanki söyleyeceklerini önceden ezberleyip gelmiş gibi sert sesi bomboştu.

Kemikli eli çenesine doğru yükselirken, uzun parmakları gür sakallarını bulmuştu.

"Toprak kavgası için mi toplandınız burada?"

Kimseden çıt çıkmamaya yeminli gibilerdi.
Hepsinin gözlerindeki tereddüte karşı soğuk bir bakış atmakla yetinmişti.

"Evet." diyerek hemen yanından geldi yanıt. Yaşlı adamın sesi her ne kadar tek düze çıkmış olsa da altında yatan tereddütü hissedebiliyordu.

"Biz iki tarafı da dinledik ama bu işi senin çözeceğini düşündük."

"Anlaşamayan taraflar kimler?"

Ortalara doğru yayılan adamlardan sağlı ve sollu olmak üzere iki kişi elini kaldırmıştı.

Öne doğru eğildiğinde her ikisinin yüzüne de ikişer saniye bakarak ellerini yumruk hâline getirdi.

ZEVAHİR (Çirkin Ağa) ASKIYA ALINDI!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin