26. BÖLÜM

10.3K 973 272
                                    

"Osman ağabeyim, Beria'yı nehre attığında o an şokla kalakaldım." diyerek mırıldandı Ciwan Bey.

Oturduğu koltukta biraz daha geriye kayarak başını sandalyenin sert yüzeyine biraz daha yasladı. Gözünde biriken yaşlar akmak için fırsat kollasa da umrunda değildi.

Gözleri alacakaranlık olan semaya dalmış daha çok kendi kendine konuşuyordu, yıllardır olduğu gibi.

İyi bir yüreğe sahipti ama cüssesinden beklenmeyecek şekilde korkaktı.

Küçükken özellikle Osman ağabeyinden yediği dayaklar buna sebep olmuştu belki de bilmiyordu.

Ama şu yaşında bile ağabeyinin gözlerini öfkeden kızarırken görse istemsizce titremeye başlıyordu.

Bazı insanlar travmayla yaşardı bazıları da bu travmaları yener cesur biri hâline gelirdi.

Lakin Ciwan hiçbir şeyi yenememişti. O travmalarla yaşamaya mahkumdu. Ve cesur olsa bile anca korkak cesur olurdu.

"Kendime geldiğimde hızla nehre atlayıp aradım kardeşimi, akıntıya kapılsam da durmadım, bulup çıkardım oradan."

Güldü. Sessiz kahkahası hüzün doluydu. Onu kendi kendine gülerken görenler deli derlerdi.

Oysa neden delirdiğini bir kez olsun sormazlardı.

"İlk defa cesurdum o zamanlar. İlk kafa tutuşum ağır oldu ya!"

Hâlâ sırtında geçmeyen izler duruyordu o günden kalma.

Yine de asla pişman değildi.

O gün Beria'yı kurtarmış, eve geri getirmişti bir şekilde.

Ağabeyi, Beria'nın nehre düşüp öldüğünü söylemişti herkese Jandarma gelip su altı arama ekiplerini haber  etmişlerdi nehri ama elleri boş dönmüştü.

Suda olmayan birini bulamazlardı elbet.

Aylar sonra hamile olduğu öğrenilen Beria kabus dolu günler yaşasa da kaybetmemişti bebeğini. Rahmine sımsıkı tutunan bebek hayata karşı öylesine savaşçı çıkmıştı ki bir zaman sonra pes etmişti Osman.

Bebek doğduğunda ise Beria evden çıkarılıp kayıplara karıştırılmıştı.

"Öldürdüm." demişti Osman.

"Öldürdüm sonra da gömdüm, artık Beria diye biri yok!"

"Bulduğum her karış toprağı tırnaklarımla kazdım ama bulamadım." diyerek ağladı Ciwan.

Şimdiyse yaşıyor olduğunu öğrenmişti. İkiz kardeşi yaşıyordu ama ne hâldeydi kim bilir?

Dağhan bulmaya gitmişti onu. İnşallah bulurdu. Allah'a yalvarıyordu bunun için.

Doğduğunda altı ay boyunca ona sütünü vermişti yengesi Rengin.

Geceler boyu kocasından gizli hem Erhan'a hem de Dağhan'a annelik yapmıştı.

Beria'yı konağa sığdıramayan Osman'ın neden Dağhan'ı evde tuttuğunu anlayamasa da altı ayın sonunda onu da götürmüştü.

Mardin'e taşınan Agir'in konağına bırakmıştı minicik bebeği.

Dağhan.

İkizinin bebeğine koyduğu isimdi. Hep öyle kalması için bebeğin götürüleceğini anladığında Beria'nın yazdığı mektubu da sıkıştırıvermişti kundağının kenarına.

Hâlâ anlayamıyordu.

Neden Agir'e vermek yerine ona bunca zulümü reva görmüştü Osman?

Bu kinin sebebi neydi?

ZEVAHİR (Çirkin Ağa) ASKIYA ALINDI!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin