10. BÖLÜM

17.5K 1.2K 223
                                    


Herkese merhaba ❤️

Öncelikle bir önceki can sıkıcı duyurumda bana verdiğiniz destek o kadar güzeldi ki yorumların hepsini okurken çok duygulandım. Dualarınız için çok ama çok teşekkür ederim. Hem yorumlarla hem de mesajlarınızla o kadar çok destek verdiniz ki! Siz çok güzel insanlarsınız.

Allah hepinizden razı olsun ❤️ İyi ki varsınız 🖤

Bu arada cevaplayamasam bile her bir yorumuzu okuyorum. Lütfen kusura bakmayın.

⛔️ BU ARADA ÇİYA İÇİN SEÇTİĞİM MODEL DEĞİŞECEKTİR BİLGİNİZE ⛔️

Oy ve yorum bırakmayı unutmayın lütfen sizi seviyorum. ❤️


Hayatın tanımını yapmanızı isteseler neler söylerdiniz?

Çiya'ya hayatın tanımını sorsalar kısa bir cümleyle özetlerdi.

'Hayatın gerçekleri, kurduğumuz hayallerin altında kaldığımızda acısını gösterir.'

Annesinin ölümünden sonra hayal kurmayı bırakmıştı. Dağhan'ı görene kadar böyle sürmüştü.

Sonra ise sanki hayal kurmadığı onca yılın acısını çıkarırcasına hayaller kurmaya başlamıştı.

Bazen en ince ayrıntısına kadar indiği bile oluyordu.

Hayallerinde çok mutluydu.
Hevesliydi, capcanlı bir neşenin içindeydi.

Evlendiği gün ise kurduğu hayallerin aksine hayatın gerçeklerinin altında kalmıştı.

Öyle hazırlıksızdı ki hepsi üstüne yıkıldığında yüz üstü yere kapaklanmıştı.

Sırtına binen yükleri taşıyamaz olmuştu.

Kendine kızıyordu çoğu zaman.
Bu kadar güçsüz olmamalıydı. Nefes aldığı müddetçe gerekirse her an savaşmalıydı.

Ama kime karşı savaşacağını artık şaşırmıştı.

Kayınvalidesinin ona karşı davranışını önemsemek istemese bile kalbi kırılıyordu. Öte yandan onu istemeyen belki de hiç sevmeyecek olan kocası vardı. Şimdi ise nerede olduğunu bile bilmediği başka bir kadın vardı.

Ortada olmayan birine karşı nasıl savaşabilirdi ki?

Üstelik Dağhan, onun fotoğrafını hâlâ saklayacak kadar seviyorsa!

Burnu sızlamaya başladığında gözleri dolmuş, sessizce ağlamaya başlamıştı.

Artık ağlayışı bile değişmiş, hıçkırıkları sessizliğe bulanmıştı.

Dışarıya taşıramadığı her bir hıçkırığı boğazında düğümleniyordu.

Bunun üstesinden gelemeyecek kadar güçsüz hissediyordu kendini.

Ve tüm bunlara karşı elinde, kocasına duyduğu aşktan başka bir şey yoktu.

••••

Günler geçiyordu.

Çiya ise geçen günlerde artık az konuşuyor, çok susuyordu.

Her daim kendine neşelenecek şeyler bulan o güzel kadın bu sefer tuttuğu her şeyin çürüdüğünü görmüş vazgeçmişti gülmekten.

Sabahları erkenden uyanıp kocası uyanmadan hazırlanarak aşağı iniyor, geceleri ise herkes yattıktan sonra odasına giriyordu.

Uyuyan kocasını izliyordu biraz. İsyan ediyordu sessiz yakarışlarla. Dağhan'dan habersiz ona kendi kendine küsüp yine sessizce tekrar barışıyordu defalarca.

ZEVAHİR (Çirkin Ağa) ASKIYA ALINDI!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin