" Evet Felix hadi bana Jane Eyre hakkında düşüncelerini anlat."
" Sıkıcı aşk hikayelerinden sadece biri daha Mr. Charles. Bir değişkenlik yok." dedi normalde oturması gerekenin tam tersi şekilde, bacakları sırtın yaslandığı kısma koymuş bedeni oturulan kısımda seriliydi, oturuyordu.
" Okumadın kitabı değil mi?"
" Hayır okudum."
" O zaman bana Juliet ve Jane'in karakteri arasındaki farkları söyle."
"..."
" Felix kitabı niye okumadın?"
" Verdiğiniz kitaplar ya sıkıcı aşk kitapları ya da savaş hakkında oluyor çünkü."
" Ne tür kitaplar istersin? Psikoloji?"
" Psikoloji bile her kitapta aynı. Alışılmadık bir aşk istiyorum, alışılmadık bir savaş düşmanlar dost olsun mesela, alışılmadık bir psikoloji olsun ya da... Bilmiyorum işte!"
" Jane diğer romanlardaki kadınlardan farklı bir karakter Felix. Diğerleri gibi güzelliğiyle ön plana çıkmıyor jane. Jane sadeliği ve akılcılığıyla öne çıkan bir kadın. Haftaya oku lütfen!"
" Haftaya ders iptal olacak yani okusam da derse gelemeyeceğim."
" Neden?"
" Estouteville dükünün oğlu on sekiz yaşına basıyor. Babam yakında dük olacak olan varis ile iyi geçinmemi istedi."
" On sekizine bastı ve henüz bir nişanlısı ya da bir arkadaşı yok, değil mi?"
" Evet, söylenene göre şiirler yazıyormuş. Burjuvalar ile iyi anlaşıyormuş ama hiçbiri ile samimi değilmiş."
" İlginç bir genç adam. Daha önce hiç karşılaştınız mı?"
" Bilirsin Thouars düklüğü büyük bir düklük bu nedenle Estouteville düklüğü gibi küçük düklüklerle samimiyet kurmaya çalışmadık daha önce. Ancak bir burjuva olarak dükler ile iyi ilişkiler kurmanın her zaman yararlı olduğunu söyledi babam."
" Haklı da aslında. O hâlde gelecek derse okuyunuz kitabı lütfen."
Kapının tıklanma sesi sohbetlerini böldü:
"Mösyö Charles kardeşimi alabilir miyim?" Söyleyen Felix'in ağabeyi Minho'ydu.
"Tabi ki, dersimiz bitti."
Felix ağabeyinin yanına gelince Minho konuşmaya basladı:
" Bugün çamaşır günü."Çamaşır günü demek Peter, Sam ve Minho'nun Felix'i de beraberinde sürükleyerek taşra kızlarını kışın çamaşır sularını taşırken, yazın çamaşırları yıkarken gizlice izlemesiydi. Küçük bir yaramazlıktı bu. Ahlaksızlığın kolayca üstünü kapatabilen burjuvaların oğulları için yaramazlık bile sayılmazdı. Bir kıza taciz etseler bile kız soylu olmadığı sürece kimse onlara hesap soramazdı ama Mr. Lee oğullarının ahlakına önem veriyordu ve onları bu yönde eğitmişti.
Minho her genç erkek gibi kadınlara ilgi duymaya başlamıştı. Güzel vücutları ve dudakları ilgisini çekiyordu ancak Minho daha çok kadınların elleri ve zarifliğiyle ilgileniyordu. Nazik elleriyle zarif işlerle uğraşan kadınlar Minho'nun ilgisini kendine çekiyordu. Belki de bu yüzden ilk öpücüğünü piano öğretmeninden çalmıştı.
Minho'nun aksine Felix sadece evden ve çiftlikten ayrılmak için bu aktivitelere katılıyordu. On yedisindeki genç erkeklerin aksine kadınların hiçbir yönü ilgisini çekmiyordu. Sam'in kardeşi Lucy dışında kızlarla samimi bile değildi. Lucy için üzülüyordu aslında.
Lucy babasının kütüphanesine gömülmüş kitaplara meraklanmış akıllı bir kızdı. O dönemlerde hakkını arayan nadir feministlerdendi. Erkek feministler yoktu zaten. Kadınlar da bu içinde bulundukları duruma pek karşı gelmezdi. Lucy gibiler ise neden erkekler gibi eğitime katılamadıklarını, bilimsel veya sanatsal makale yayınlamadıklarını, neden tecavüz edildiklerinde suçlu olanın kendisi olduğunu sorgulayanlardandı. Sam ise kardeşinin bu davranışlarının öğretmeni Maria'dan kaynaklandığını söylerdi. Bazen onu haklı bulur ancak düşüncelerini eyleme döktüğünde herkes gibi bunu isyankârlık olarak görürdü.
" Evlendiğinde uslu bir kız olacaktır." derdi ama Lucy ne zaman bir talip gelse talipleri babasının av tüfeğiyle kovuyordu.
Lucy'nin aksine Sam de Minho'yla beraber kızları izlemeye geliyordu. Bu kardeş ikililerinin her ikisinin de birbirine benzemediğini söyleyip dururdu. Öylelerdi de. Ne Lucy Sam'e ne Felix Minho'ya benziyordu.
Bahardaydılar. Kızların bir kısmı sularını eve götürüyor bir kısmı ise henüz yaz gelmeden dışarıda yıkıyordu. Minho'nun geçen sene güzel dediği bir kızın sarılığa yakalandığını Sam'den öğrenmiş ve kızlara güzel demekten vazgeçmişti. Onun yerine süzerken "Oh!" diyor ve devamını getirmek yerine yaslandığı yerden kızları süzmeye devam ediyordu. Diğerleri de bir kızı güzel bulduğunu anlıyordu. En büyükleri Minho'ydu. Bu yüzden onun evlenmesi gerektiğini düşünemeye bile başlamışlardı ancak Minho yirmi ikisinden önce özgürlüğünü evlilikle kaybeden hiçbir erkeğin yuva kurmakta başarılı olmadığını söyleyip geçiştiriyordu. Yirmi dördünde evlenen babasının gururunu okşayıp yirmi birinde evlenen amcasını dokundurma yapmak için söylüyordu biraz da bunu. Babasıyla amcasının birçok konuda uyuşmazlığa düştüğünü de en iyi o biliyordu. Hatta bu yüzden kuzeni Christopher ile de pek bir samimiyet kurmuyorlardı.
Kızları süzerken sessizliği bozan Sam oldu:
" Evleneceğim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Suç- Changlix
Fanfiction1890 yıllarındaki bir burjuvanın oğlu ile bir dükün oğlunun yasak aşkı Not: Lewis Changbin'in ingilizce adıdır ve ficte changbin yerine lewis adı kullanılacaktır. düzyazı