Lucy üç gün sonra bir mektup ulaştırdı Felix'e. Felix odasına koşarak açtı.
Felix;
Masalı unut. Açıklamaya uğraşmayacağım. Aslında açıklayamayacağım. Çünkü mektuplarım sana ulaşmadan önce okunuyor ama okuduklarını bilmediğimi düşündüklerinden tek kelime etmiyorlar. Nasılsın? Seni o kadar özledim ki anlatamam. Her şeye rağmen sana yazmam bencillik biliyorum ama sana cidden değer veriyorum. Eğer kendini kötü hissedersen İncile sığın. Bu arada şu hazırladığın oyunun sırayla uygulanacak adımlarını aşağıda verdim:Mt2_6_18 Mt20_5_3,4,5 Mt20_3_7,8 Mt20_21_16 Mt24_1_2
Mümkünse gelmeni istiyorum. (Bu kısım biraz karalanmış ve belli ki silinmeye çalışılmıştı bu yüzden zor okunuyordu.) İşe yarayıp yaramadığını bir mektupla belirtirsin. Pazartesi gününe hazır olacak demiştin.
Felix daha önce bir oyun hazılamamıştı ve din hakkında konuşacak son kişinin kendisine incil okumayı tavsiye etmesi de onun açısından garipti. Mt ne demek diye uzun bir süre düşündü. Hatta bu düşünceye uzun bir süre kapıldı ki bunu annesi bile fark etti.
" Felix neden yemiyorsun?"
" Efendim?"
" Yemeğini yemiyorsun. Uzun zaman sonra yeni yeni yeme düzeni kazanmıştın."
" Yiyorum ya anne!"
" Abin ikinci tabağını alıyor. Bir de seninkilere bak."
Felix hızlıca yedi. Tabağının üzerine çatalını ve bıçağını koyup mutfak tezgahına bıraktı.
" Ben odamdayım." Bir süre daha düşündü. En sonunda kafasını dağıtıp rahatlayarak uyumak için banyoya girdi. Banyodayken aklında bir şeyler bağdaştı. Düşünceleri toparlandı. Mtnin İncil'in kitaplarından biri olan Matta'yı temsil edip etmediği ihtimali düştü aklına. Alan Poe okuduğu dönemlerde ağabeyi ile ailesinden gizli anlaşmanın güzel olabileceğini düşünmüştü on iki yaşındaki Felix. Birçok şifreleme tekniğinden biriydi bu. Duştan çıktığı gibi saçlarinı kurutmadan hızlıca giyindi gömleğini ilikleyerek aşağı inip annesinin incilleri koyduğu yeri kontrol etti.
" Anne, Matta nerede?"
" Felix, NE YAPIYORSUN ORADA? Saçların daha ıslak. Çorapların nerede? "
" Matta'yı bulamıyorum."
" Nereden geldi bu din aşkı? Geçen pazar kiliseye bile gelmedin."
" Anne hep buraya koymaz mısın? Matta yok burada!"
" Baban okuyordu en son çalışma masasına bak."
" Buradaymış tamam. Sağ ol." Annesinin yanağına bir öpücuk kondurup odasına çıktı.
" Saçından hâlâ su damlıyor Felix!"
" Kuruturum."
Bir yandan sayfaları karıştırıp bir yandan " İkinci bölüm, altıncı ayet, on sekizinci kelime" diye kendi kendine tekrar ediyordu.
Sonuç olarak elde ettiği cümle "Senden saat üçe doğru çarşı meydanı sağında tapınak" olmuştu. Thourastaki çarşı meydanından bahsediyordu belli ki. Mektubu tekrar okudu. Pazartesi günü diyordu. Henüz iki günü vardı. Matta'yı yerine bırakıp annesine söz verdiği gibi saçlarını kurulamaya geçti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Suç- Changlix
Fanfiction1890 yıllarındaki bir burjuvanın oğlu ile bir dükün oğlunun yasak aşkı Not: Lewis Changbin'in ingilizce adıdır ve ficte changbin yerine lewis adı kullanılacaktır. düzyazı