Felix oturup arada bir ağzına kurabiye tıkıştırıp ortalıkta gezinmekten sıkılmıştı ki keman sesiyle harmanlanmış piano sesi duyuldu yukardan. İkinci katta piano ve keman çalınıyor, merdiven boşluğunda bir skeneden gelen sesler edasıyla yankı yaparak sesini aşağıya bütün yoğunluğuyla aktarıyordu. Müzik, Felix'in huzur kaynağı olabiliyordu. Paino çalmasını bilirdi ama ağabeyi kadar iyi değildi. Tam anlamıyla ayık olmak istediğinden daha fazla şampanya da içmemişti. Müziğin Lewis'in gelişi için olup olmadığını anlamak amacıyla merdivene baktı ama merdivenlerden inen kişi Lewisin babası, arkasındakilerde Lewis'in eniştesi ve muhtemelen ablasıydı. Sadece masaya cok yakın duran koltuğa oturmuşlardı. Kahyalardan biri iki şampanya ve bir beyaz şarabı tepsiyle üçüne getirdi.
Ardından da düşesin inmesiyle mermer masaya bir kırmızı şarap eklendi. Lewis hâlâ ortalıkta yoktu. Bir süre daha beklediler ama inmedi.
Felix bir grup gevezeden oluşan bir kümeye dahil oldu Lewis'i beklerken. Sohbetten sıkılmıştı. Sohbet buradaki en güzel kızın hangisi olduğu hakkındaydı. Sıkılarak kümeden ayrıldığından peşinden bir oğlan daha ayrıldı. Siyah saçlı oğlan onun gibi sohbete dahil olmayan tek kişiydi. Genç, kendisine biraz viski doldurup bir defter çıkarardı ceketinin iç cebinden. Deftere tuturulmuş pirinç gövdeli kurşun kalemle bir süre bekledikten sonra bir şeyler yazdı. Felix sakince yanına yaklaştı.
" Şiir mi yazıyorsun?""Hmm"
" Ne hakkında."
" Toplum, siyaset gibi şeyler genelde."
" Realizm, değil mi?"
" Aynen"
" Natüralizm bu sıralar moda değil mi?"
" Neden modaya göre yazayım?"
" E haklısın."
" Sohbetten niye ayrıldın?"
" Önce sohbet ilgimi çekmedi. Ayrılacaktım ama cidden canım sıkılmıştı belki arkadaş edinirim bu gecelik dedim. Ancak iş kadınlara ciddi anlamda saygısızlık boyutu kazandı. Madem kadınların gösterişli dekolteler giymesini ayıplıyoruz o hâlde neden göğüsleri hakkında uzun sohbetlere dalıyoruz?"
" Feminist misin?"
" Hayır ama bana kalırsa kadınlara haksızlık yapılıyor."
" Oy vermelerini falan da istiyor musun?"
"Hayır."
"Neden?"
" Eğitimsizler."
" Eğitelim o zaman."
" Üniversite ve lise inşası gerekir."
" Hadi ama kadınlar için yeterince alan var."
"Erkeklerle beraber mi okuyacaklar?"
" Neden olmasın? Bana kalırsa feminizm de pek kötü bir şey değil. Böyle giderse kadınlar yakında ayaklanır. Yeni bir ayaklanma kapıda emin ol." diyip viskisini bitirdi.
"Siyasetle iç içesin sanırım."
"Ne demeliyim? Dükün oğluyum. Biraz da mecburum açıkçası."
"Hangi düklük?"
" Estouteville."
" O zaman sen...Lewis!"
"Aynen."
"Peki nasıl?.." Felix'in bakışlarından ne demek istediğini anladı:
"Ah merdivenden inmek zorunda değilim bir kapı var ve onu kullanmakta özgürüm."
Felix hak verdi. Gülümsedi:
"Bana feminizm hakkında düşüncelerini anlatsana!"
Saatler boyunca sohbet etti ikili. Artık odada bulunan birçok kişi sarhoştu.
"...Liberalizm de bu şekilde sonuçla-"
"BU LANET DOĞUM GÜNÜN SAHİBİ NEDEN BİZİMLE DEĞİL!" Sarhoşlardan biri söylemişti bunu. Bakışlarını sese çevirdi herkes.
"Buradayım sadece siz fark etmediniz." dedi sakin bir dille Lewis. Bu sefer gence döndüler.
" Başına bela alacaksın!" diyebildi Felix adam Lewis'in yakasını asılmadan.
" Seni lanet velet! Hepimiz buraya senin için..."
"Benim için mi yoksa statü için mi?"
"..."
"Evet, cevabımızı aldığımıza göre susabilirsiniz derin bir sohbetin içerisindeydim az önce yani izin veriseniz..." Viskisini doldurdu.
"İçkimi içip sohbet edeceğim."
Az önce sohbet sırasında kendisine sempatik ve samimi gelen adam şimdi havalı bir hâl almıştı. Üstelik yakışıklıydı da. Felix bir hayranlık besledi içinde. Ne güzel bir adamdı karşısındaki! Sırttı:
"Havalıydın."
" Biliyorum." diyip sırttı yarım ağızla.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Suç- Changlix
Fanfiction1890 yıllarındaki bir burjuvanın oğlu ile bir dükün oğlunun yasak aşkı Not: Lewis Changbin'in ingilizce adıdır ve ficte changbin yerine lewis adı kullanılacaktır. düzyazı