0.9

263 38 33
                                    

Günü Lewis'in şiirlerini okumak ve onunla beraber eskrim derslerine katılmakla geçmişti. Lewis sert dövüş sporlarında daha iyi bile olsa eskrimde de oldukça iyidi. Zarif bir spordu eskrim. Felix'e daha çok uyuyordu. Belki de bu yüzden Lewis'e karşı zorlukla da olsa kazanıp göğüsüne çubuğu bastırırken nefes nefese gülümsüyordu.

" İyi işti!"

" Teşekkürler" dedi Felix. Elini uzatıp kalkmasına yardım etti gencin. Üzerlerindeki eskrim kıyafetlerini değiştirirken konuştu Felix:

" Sabah şiirlerini okudum."

" Evet?"

" Bu kadar mı nefret ediyorsun insanlardan?"

" İnsanlardan nefret etmiyorum ama insanların kendi haklarını elleriyle başkalarına vermesini sevmiyorum."

" Anlıyorum ama birçok insanın özel olduğunu savunduğu duyguları da aşağılamışsın."

" Hangileri mesela? Aşk mı? Bir çok cinsellik düşkünü adamın kadınların gözünü boyamak için kullandığı bir yalan. Özlem mi? Geçip gidiyor işte! Her şeyi unutuyor insanlar. Vefa? Var mı öyle bir şey!? Ben inanmıyorum. Adalet? Hiçbir zaman var olmadı bile!"

" Bunlar kişisel düşüncelerin!"

" Sanat da kişiseldir! Söylesene, aşka inanıyor musun?"

" Yani... Ben bilmiyorum. Hiç aşık olmadım ve mantıklı da bulmadım ama..."

" Ama ne?"

" Herkes bunu hissettiğini söylüyor!"

" Bu lanet bir toplum baskısı işte! Seni bunun mükemmel bir duygu olduğuna inandırıyorlar! Herkes hissetmeliymiş gibi, aşık olmayanlar birer duygusuz yaratıkmış gibi, bekârlık yetersizlikmiş gibi, bakirlik bir suçmuş gibi seni baskılıyorlar. Bakirsin değil mi? Dalga geçmişlerdir eminim. Yaparlar bunu çünkü."

" Haklısın."

" Merak ediyorum. Thouras'ı özledin mi hiç?"

" Hayır yani... Özleyecek kadar uzak kalmadım."

" Hayır hayır böyle söylememelisin! Bu senin memleketini sevmediğini gösterir! İnsanlar bunu sana dayatıyor. Babanı özledin mi?"

" Hayır?"

" Peki aynı soruyu eve gidince baban sorsa böyle mi dersin?"

" Hayır."

" Gördün mü işte! Bir saçmalıktan ibaret!" Ceketini düzeltip kapıyı açtı. Felix'in geçmesine izin verdi.

" Bu senin düşüncen."

" Yapma Felix! Bencil ve duygusalız ama bir beynimiz var. Mantıklı düşün! Sence haksız mıyım?"

" Kısmen. Bir toplum baskısı var mı? Evet ama bu bu tarz duyguların birer saçmalık olduğunu göstermez. Babamı özlemedim çünkü yeterince uzak kalmadım ve aşkı hissetmedim belki de aşk herkesin hissedeceği bir duygu değildir."

" Bu toplum sadece kendi çizdiklerini kabul ediyor. Mesela Thomas Beckford'u hiç duydun mu?"

" Hayır."

" Eşcinsel olduğu için kendi kendini sürgüne gönderme durumunda kalan bir politikacı. Kitaplarını okudum. Gotik yazıyor. Erkek bir müzisyenle bir ilişkiye girdiği iddia ediliyor. Buna aşk der miydin?"

" Yani... Bilmiyorum. Aşk bir kadın ile erkek arasında olması gerekmez mi?"

" Bence hayır. Bize sadece öyle öğretildi. Daha doğrusu toplum bunu dayattı."

Suç- ChanglixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin