Episodie 11: With This 'Fag'

23 5 76
                                    

*Bölüm öncesi bilgilendirme*
'/\' bu ikisinin arasında olanlar Aaron'un şeytan tarafı '--' arasında olanlar ise insan tarafı italik olarak yazdığım cümleler de Aaron'un düşünceleriyle konuşması. Hem kendim unutmamak için hem de anlamakta güçlük çekmeyin diye yazıyorum bunu da- flsşkhçskhşsk
*Bölüm öncesi bilgilendirme bitti*

Aaron'dan devam

Yavaşça önümdeki çizime devam ederken evde yalnız olmanın verdiği sakinlikle biraz garip hissediyordum. Fazla olmasa da evde birileri olduğundan ses her şekilde oluyordu. Şimdiyse evde yalnızdım ve sadece oturmuş resim çiziyordum.

"Güzel oluyor." Kendi kendime mırılmanmama karşılık kafamı onaylarcasına salladım. Yalnız olmaya alışkın değildim.

/Çok sıkıcı.\

-Sen gibi mi?-

Evet evet size de merhaba...

Birbirleriyle doğru düzgün anlaşamayan insan ve şeytan taraflarım... Xavier'le birlikte olmadığım çoğu zamanda onları çekiyordum.

/Sadece resim mi çizeceksin? Daha eğlenceli olmayan bir şey seçemedin mi?\

Zaman öldürmek için ideal bir aktivite.

"Ben geldim!" Xavier'in odaya dalması ve arkamdan yapabildiği kadarıyla bana sarılması ve yanağımdan öpmesiyle elimdeki kalemi bırakarak ona doğru dönmüştüm.

/Sonunda daha iyi eğlenebileceğimiz vakitler geliyor.\

"Hoşgeldin. Daha geç gelirsin diye düşünüyordum, Mark'la fazla görüşemiyorsunuz son zamanlarda."

"Biliyorsun şu an okulun yurdunda kalıyor. Haftasonları da yurda erken girmeleri gerektiği için gitti." Sözlerini bitirdikten sonra bir daha yanağımdan öpmüş ve geri çekilmişti. Sırtındaki çantayı kenarıya bırakıp dolaba yönelmiş, birkaç parça kıyafet çıkartıp en yakınındaki yatağa -benim yatağıma- atmıştı. Dolabın kapaklarını kapattıktan sonra da üstündekileri çıkartmıştı. O üstündekileri çıkartırken ben de çizimime geri dönmüştüm, üstünü değiştirirken onu izlememi sevmiyordu.

"Artık bakabilirsin, üstümü değiştirdim." Kalemimi bırakıp sandalyeyi de döndürerek ona dönmüştüm. Gülümseyerek yanıma yaklaştığı sırada dikkatini masadaki resme vermişti. "Ne çiziyorsun?"

"Ben de bilmiyorum, başladım öyle. Birine benzetirsem ona çeviririm. Ya da öylece kalır."

"Oh, anladım." Yavaşça geri çekilmiş ve kendisini yatağına atmıştı. Ben de sandalyeden kalkıp onun yanına yattığımda beline sarılıp kafamı göğsüne yasladım. Bir elini saçlarıma daldırdığında gülümsemiştim. Normalde birilerinin saçlarımla oynamasından hoşlanmazdım ve hatta nefret ederdim. Tabii Xavier bu konudaki en büyük istisnaydı. Saçlarımla oynamayı çok seviyordu ve hatta saçımı şekilden şekile sokuyordu bazen. Galiba sırf o sevdiği için seviyordum.

-Aaron kalk evin yanıyor.-

"Aaron..."

"Efendim?" Biraz kafamı kaldırıp ona bakarak tüm dikkatimi Xavier'in söyleyeceği şeye vermiştim.

"Ya da neyse boşver, o kadar da önemli değil." Yavaşça Xavier'in beline doladığım kollarımı açıp onlardan destek almış ve yukarı kayarak yüzlerimizi aynı konuma getirmiştim.

"Bir şey saklıyorsun. Söylemeyeceğin kadar önemli olmasa bana seslenme zahmetinde bile bulunmazdın." Xavier bakışlarını benden kaçırıp kafasını başka yöne çevirdiğinde bir elimle çenesinden tutup tekrardan kendime doğru döndürdüm. "Şu an anlatmak istemiyorsan cidden zorlamayacağım ama bir gün bir şekilde öğreneceğim. Biliyorsun, öğrenme yolum nasıl olursa olsun öğrenirim." Son cümleyi bilerek baskılayarak söylemiştim. Bir şeyler olduğunda kendi başına çözmeye çalışması yerine benimle birlikte çözmesini istiyordum çünkü.

TonightHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin