Keyifli Okumalar...
OY SINIRI 143+
Geçen bölüm istediğim yorumlar gelmedi bu yüzden bu bölüm için bir sürü yorum bekliyorummm"Ama en kötüsü ne biliyor musun güzel çocuk o kadın beni öldürmek için ne yapıp edip babama yanaştı ve onu her zaman görmem için babamla birlikte oldu. Kardeşimin katilini her gün görmek, onunla aynı masada yemek yemek o kadar koyuyordu ki bana bunu anlatamam. Beni kaç kez öldürmeye teşebbüs etti ama her defasında başarısız oldu. Babam düşmanları var sanarak beni bu adaya güvenliğim için hapsetti ama bilmiyorki yanında gezdirdiği kadın hem biricik kızının katili hemde beni öldürmek istediğini."
Beynim durma noktasına gelmişti. Prens Chan'ın dün gece anlatmaktan istememesini simdi daha iyi anlıyorum şayet dün gece bana bunları anlatsa ne kadar kötü etkileneceğimi tahmin bile etmek istemiyorum.
"O kadın yakın arkadaşımı para karşılığında tuttu arkeolog. Arkadaşım dediğim adam sırf para için beni sattı. Sam'ın o kadına çalıştığını biliyorum ve senin bu gerçeği bildiğinide biliyorum peki sen neden bana bunu anlatmadın? Ben her gün senin gözlerine anlatmam için bakarken sen niye bana Sam'ın hain olduğunu söylemedin?"
İçi kızarmış gözlerle gözlerime bakarken ne cevap vereceğimi bilmiyordum. Bugün hayatımın dönüm noktası oldu. Bugün geçmişime ait gerçeklerin birazda olsa öğrendiğim gün ve bugün okyanusların prensini ilk defa ağlarken gördüğüm gün.
Bugün ilk defa kendimden nefret ettiğim gündü çünkü gözlerime bakan farklı renk irislerde hayal kırıklığı görmüştüm.
O gözler ilk defa beni kötü hissettirdi.
~~~~~~~~
İnsan beyni algılayabileceği sınıra ulaştığında ne kadar dil dökersek dökelim ne kadar çabalarsak çabalayalım dolan sınırdan sonra anlatılanları anlamakta bir hayli güçlük çekerdi. Bende şu an duyduklarımı anlamıyordum. Prens Chan anlatıyordu, gözlerinden yaşlar gelmesine rağmen bir şeyler anlatıyordu ama ben anlamıyordum.Her zaman realist düşünen ben şimdi kendimi bir efsanenin içindeymiş gibi hissediyorum. Bir yandan okyanusların prensi, gizemler diğer yandan yıllarca ailemin katilini ararken aslında çok yakınımdan biri olduğunu öğreniyordum.
"Sözün bittiği yerde misin arkeolog?"
Prens Chan önümde diz çöküp yüzüme gözlerinde biriken yaşlarla baktığında yutkunmak istedim lakin boğazımda kendisine yer yapan yumru bunu engelledi. Farklı renk tonuna sahip gözleri anlattığı gerçekle daha çok ilgimi çekti. Kahverengi gözünü kapatıp sadece mavi gözüne odaklanırsak mavi gözü hırçın, soğuk ve asabi bakışlara sahipti. Bunun tam tersini yapıp kırmızı izin hemen altında olan mavi gözünü kapayıp kahvenin en can alıcı tonunda olan kahverengi gözüne baktığımızda ise daha sıcak daha uysal ve daha masum bakışlar görüyordum.
Prens Chan öyle bir bedene, öyle bir genlere sahiptiki bunu anlayamıyorum. Yakışıklı yüzünde herkes gibi onunda iki tane gözü vardı ama bir gözü insanı korkutacak derecede soğuk bakarken diğer gözü sanki arkadaşının nasıl olduğunu biliyormuş gibi mavi göze inat daha sıcak bakıyor sanki korkmamı istemiyor gibiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ocean King /Chanmin\
Fanfiction{Tamamlandı} Arkeolojik kazı çalışmalarına büyük bir hevelse katılan arkeolog Kim Seungmin bir gün evinin karşısındaki adanın hikayesini duyduğunda o adaya gitmek ister. Orada hep kalıntısını bulmak istediği dinozora dair bir iz bulmanın heyecanıyla...