3. Bölüm

1.6K 191 40
                                    

Jimin salondaki koltuğa yayılmış bir bacağını kolçağına bir bacağını da yere doğru uzatmış yatıyordu.

Kapıdan gürültüler gelmeye başladığında Jungkook ve Hoseok'un geldiğini anlamıştı.

Jungkook'un "Hoseok on tane elim yok ya hani şunlardan birini al da kapıyı açayım."diye söylendiğini duydu.

Hoseok "Alamam Jungkook elim dolu." dediğinde Jimin kıkırdadı. Muhtemelen sadece valizlerden birini tutuyordu ki o da zaten yerdeydi.

Sonra daha gürültülü bir ses, ardından da Hoseok'un bağırtısı duyuldu.

"Niye yere attın çantalarımı?!"

Anahtar tıkırtısının ardından kapı açıldı "Elim doluydu." dedi Jungkook onu çok sallamadan ve bütün eşyaları orada bırakıp rahat bir tavırla içeri geçti.

Jimin gülerek yayıldığı yerden kalkıp yanlarına geçti.

Hoseok üç koca valiz ve yerde duran çantalarla beş çocuğuyla sokakta kalmış gibi Jungkook'un arkasından bakıyordu.

Jimin onun bu hâline kahkaha atarak yere oturdu.

"Bana bunu nasıl yaparsın?"dedi Hoseok hayal kırıklığıyla, "peki ya sen, sen nasıl ben burada acı çekerken bana gülersin?" Elini dramatik bir edayla alnına koyup gökyüzüne baktı. "Tanrım, bütün emeklerimin karşılığı bu muydu? Ah nankörlük... Ah, ihanetin acısı bütün göğsümü sardı tanrım nasıl dayanacağım?"

O konuştukça Jimin daha çok güldü, Jungkook duvara yaslanmış sırıtarak arkadaşlarını izlerken Hoseok orada monolog bir tiyatro sergiliyordu.

Jungkook onunla daha fazla uğraşmaya dayanamayıp yardım etmek için yanına döndüğünde Hoseok hemen monolog yapmayı kesmiş Jungkook'a aegyo yapmaya başlamıştı.

"Jungkook~ bana kıyamayacağını biliyordum~ beni çok seviyorsun değil mi?"

"Salak salak konuşma,"diye homurdandı Jungkook sırıtırken. Önce yerdeki çantaları üst üste bir koluna asıp valizlerin birini dizleriyle diğerini de elinde tutarak içeri taşıdı.

Eh Jungkook epeyce güçlüydü.

Hoseok da önündeki tek valizi, muhtemelen en hafif olanını zorlana zorlana içeri getirdi, abarttığına adı gibi emindi Jimin.

Sonunda kapıyı kapatıp üzerindekilerden kurtulduğu gibi yerde gülerek onları izleyen Jimin'in üstüne atladı.

"Ooh, Jiminiee!"diyerek yerde sarıldığı arkadaşıyla beraber yuvarlandı. Kollarını Jimin'in boynuna bacaklarını da beline dolamış bir sağa bir sola yuvarlanıyordu. Jimin ise kahkahaları arasından nefes almaya çalışıyordu. Jungkook bir koltuğun kenarına oturmuş gülümseyerek onları izliyordu.

Hoseok Jimin'in yanaklarını ısırdıktan sonra durup kollarını ve bacaklarını Jimin'in üzerinden çekmeden Jungkook'a baktı.

"Sana yeterince sevgi gösteremedim ben,"dedi yerden kalkarken sonra Jimin'e döndü "havaalanı kalabalıktı medenî olmam gerekiyordu, ben de sevgilisiymişim gibi yaptım." dedi Hoseok gülerek.

"Evet, bu salak 'Sevgilim, ah senden ayrı kalmak çok zordu tedavim boyunca senelerce gerçekten de beni beklemişsin!' diye bağırıp boynuma atlayınca bizi alkışladılar,"dedi Jungkook da, aklına geldikçe utansa da gülüyordu.

Sonra Hoseok koşmaya hazırlanan bir boğa gibi ayaklarını yere sürtüp bir anda Jungkook'un üzerine uçtu. Cidden uçtu.

Jungkook aniden üzerine çöken ağırlıkla kenarına oturduğu koltuğa yapıştı, Hoseok ona da Jimin'e sarıldığı gibi sarılıp yuvarlanmayı denedi, ilk denemesinde koltukta oldukları için yere düşmüşlerdi ama ikinci denemesi Jungkook'un ağırlığı ve gücünden dolayı başarısızdı. Bunu çok da umursamadan Jungkook'un saçlarını sert bir tavırla alnından çekip alnına hırslı bir öpücük kondurdu, daha çok kafa atmış gibiydi ama sorun değildi.

Kiss n Run|JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin