Jungkook bütün gece tavanını seyretmişti, gözüne bir gram uyku girmemiş hissettiği rahatsızlık ve o tuhaf his onu rahat bırakmamıştı.
Biliyordu, hissettiklerinin ne olduğunu anlayabiliyordu. Bütün gece uyuyamayıp düşünceleri onu boğmaya başladığında kendinden daha fazla kaçamamıştı.
Düşünmeden hareket ettiğinde neden normalde yapmadığı şeyleri yaptığını artık biliyordu, içinde Jimin'e her zamankinden yakın olmak için çıldıran yanının daha baskın olduğunun farkındaydı.
Aralarındaki ilişkiyi kötü etkilememek için bastırdığı bütün düşüncelerinin bir anda patlak verdiğinin ve artık bunu engelleyemeyeceğinin de farkındaydı.
Ondan feci şekilde hoşlanıyordu.
Jimin'e çok fena düşmüştü ve bu onu mahvediyordu.
Güldüğünde yok olan küçücük gözlerini, tombul yanaklarını, yumuşacık saçlarını, bebek gibi olan tenini, ufak burnunu, minik ellerini, 5,7 santimlik serçe parmağını...
Hepsini çok seviyordu Jungkook, her zaman çok sevmişti ama daha farklıydı, güzel ellerindeki her bir parmak boğumuna öpücükler kondurmak istiyordu, saçları göğsüne dağılsın, o güzel gözleri sadece ona bakarken öyle kısılsın istiyordu, teni teninde kaybolsun istiyordu.
İç çekerek kalkıp giyindi, henüz erkendi hafta sonu olduğu için Jimin ve Hoseok'u uyandırmak istememişti.
Ses yapmadan çıkıp bir fırından onlar için çörek aldıktan sonra eve döndü, uyandıklarında yemeleri için mutfağa bıraktı, bir not kağıdına dışarıda işlerinin olduğunu onu merak etmemelerini yazıp tekrar çıktı.
Motoruna atladığı gibi Yoongi'nin evine sürdü, hyungu yüksek ihtimalle yeni uyumuştu ve ona epeyce küfür edecekti ama patlayacak gibi hissediyordu, bu yüzden onunla ilgilendiği sürece küfür etmesi sorun değildi.
Yoongi'nin yaşadığı binaya vardığında uyanıp uyanmadıklarını kontrol etmek için telefonuna baktı, mesaj ya da arama olmadığına göre uyanmamışlardı. İçeri geçip Yoongi'nin kapısına gelince parmağını zile bastırıp içeriden küfür sesi duyana kadar çekmedi.
Yoongi bağıra bağıra küfür ediyordu içeriden, Jungkook hafifçe güldü. Hyung biraz küfürbazdı.
Sonunda kapı açıldığında Yoongi darmadağın saçları ve zar zor açtığı gözleriyle ona baktı.
"Ağzına sıçmamam için bana geçerli bir sebep ver." dedi sinirle.
"Jimin'den çok fena hoşlanıyorum ve bununla ne yapacağımı bilmiyorum kendimle baş edemiyorum, sürekli dürtüsel hareket ediyorum ve bunun ona, bize zarar vermesinden korkuyorum." dedi Jungkook tek nefeste.
Yoongi bir şey söylemeden kenara çekildiğinde Jungkook içeri girdi.
Yoongi'nin bir daha uyuyamayacağını bildiği için ve kendisinin de bir şey yapmadan duramayacağının farkında olduğu için mutfağa geçti.
Jungkook Yoongi'nin dolaplarını karıştırıp peynir domates ve biber çıkarıp bunlardan bir çeşit harç yaparken Yoongi kahve makinesine kapsül koyup iki fincan kahve yaptı.
"İlişkilerden konuşmayı sevmediğini sanıyordum," dedi fincanların dolmasını beklerken.
"Sevmiyorum, özel kalması gerektiğini düşünüyorum ama hyung gerçekten kendimle baş edemiyorum. Bana yardım etmelisin."
"Dökül."
Jungkook bir fırın tepsisi çıkarıp tepsiye tost ekmeği dizerken nasıl başlaması gerektiğini düşünüyordu. Sonunda karar veremeyeceğini anlayıp sadece içinden geldiği gibi konuşmaya başlamaya karar verdi.
![](https://img.wattpad.com/cover/328390891-288-k258274.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kiss n Run|Jikook
FanficKaçamak bakışlar, sessiz iç çekişler eşliğinde incitmekten korkarak seviyordu onu. Bilmese de olurdu yanında kalıp ona gülümsemesi, onunla oyunlar oynaması, film ve dizi gecelerinde sadece ona zaman ayırması yeterliydi. Ara ara sarılsa yeterliydi, J...