Eve geldikten sonra Hoseok yemek sipariş etmek için onları beklediğini ama bir türlü dönmek bilmediklerini söyleyip açlıktan ölmek üzere olduğundan yakınmaya başlamıştı.
"Arkanda bıraktıklarını hiç umursamıyorsun Jungkook, çıkmadan önce bana çıkacağını da söylemedin zaten, evde yalnız kalınca çok üzüldüm, nasıl beni tek başıma bırakırsın?" hiç ara vermeden konuşuyordu, Jimin onun söylenmeye başlayacağını fark ettiği an Jungkook'un sırtına hafifçe vurup üstünü değiştirmeye gitmişti.
"Ya sen yokken ocakla oynayıp evi patlatsaydım veya telefonumu şarja takarken elektirik akımına kapılsaydım, fıçı bira da sipariş ediyorum içersin değil mi?, ben burada tek başıma acı verici bir biçimde ölseydim ve senin haberin olmasaydı ne yapardın Jungkook?" bir taraftan sipariş de veriyordu, Jungkook gülse mi yoksa kulaklarını kapatıp yere mi çökse bilemiyordu.
"Ya yangın çıksaydı, Jungkook benim için alevlere de atlamazdın sen, içeride güzel bedenim kül olurdu senin kurtarmanı beklerken, ilave bir şey istiyor musun?"
"A-"
"Acılı kemiksiz tamam, Ya sen yokken ve bu kasvetli evde tek başımayken banyo yaparken kayıp düşseydim ve çırılçıplak ölmek zorunda kalsaydım sonra da beni kurtarmaya gelen acil yardımcılar çıplak bedenimin ve yüzümün güzelliğine bakıp ölü bedenime aşık olsaydı ve bir daha kimseyi kurtaramayacak kadar depresyona girselerdi, sos istiyor musun?"
"Ha-"
"Hardal tamam, Jungkook benim gibi narin birini bu şekilde habersizce evde yalnız bırakmamalısın bir de kavga etmişsin üstün başın darmadağın, iyi benzetmişsin herhalde ellerinde de kan var. Jungkook ya bensiz çıktığın için sinirlerine hakim olamayıp katil olsaydın ve ben senin için hapise temiz don getirirken müthiş yakışıklı katil bir barona aşık olsaydım ve sonra o kaçarken öldürüldüğü için hayata küsseydim." siparişi tamamladığında telefonunu bırakıp su içti "boğazım kurumuş, her neyse. Ya benden habersiz çıkıp suçlara karışsaydın ve o sırada annen arasaydı ve yanlışlıkla farklı yalanlar söyleyip yakalansaydık ve sonra annen ikimizi de gebertip hapislere düşseydi."
Jungkook kulaklarının ağrıdığını hissedebiliyordu, Hoseok biraz daha zorlarsa sadece konuşarak kulaklarını kanatmayı başarabilirdi, onu hemen susturmalıydı.
"Haber vermeden bir anda çıkıp gittiğim için özür dilerim, bir sorun olduğunu düşünüp endişelendiğini bu yüzden yemek bile yiyemediğini biliyorum. Bir daha olmayacak, söz." dedi Jungkook o tekrar konuşmaya başlamadan.
Hoseok onu endişelendiren, üzen şeyleri söyleyemezdi, söylemekten hoşlanmıyordu bu yüzden onu endişelendiren kişi her kimse hatasını anladığını söyleyene kadar durmadan imkansız teoriler hakkında konuşurdu.
Şanslıydı ki onu bu duruma getirebilen kişilerin sayısı sınırlıydı.
Hoseok dudağını hafifçe büzüp Jungkook'a baktı "Serçe parmak sözü mü?"
"Serçe parmak sözü."
"Tamam o zaman,"diyerek gülümseyip Jungkook'un yanına geçti ve ona sarıldı, Jungkook da arkadaşına sarıldığında bir süredir vücudunda taşıdığı gerginliğin hafiflediğini hissetti, zaten hep böyle olurdu. Hoseok insanlar üzerinde rahatlatıcı bir etkiye sahipti, her ne kadar sinirlendirip uğraşsa da bir şekilde ona kızamazdınız size bakıp gülümsediğinde hepsi telafi olurdu çünkü.
"Şimdi git üstünü değiştir, ellerini yıka. Acımasız kötü bir adamdan darbe almadın değil mi?"
"Hayır, sapasağlamım."
"Tamam o zaman." Jungkook hafifçe gülerek Hoseok'un yanaklarını sıkıp onun kendisine yaptığı gibi alnını kafa atar gibi öptü.
"Çok şımarma."dedi Hoseok gülerek.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kiss n Run|Jikook
Fiksi PenggemarKaçamak bakışlar, sessiz iç çekişler eşliğinde incitmekten korkarak seviyordu onu. Bilmese de olurdu yanında kalıp ona gülümsemesi, onunla oyunlar oynaması, film ve dizi gecelerinde sadece ona zaman ayırması yeterliydi. Ara ara sarılsa yeterliydi, J...