Hoseok'un depresyonu beklediklerinden kısa sürmüştü, partiden sadece birkaç gün sonra eski çatlak hâline dönmüş Taehyung'u görünce aniden ortadan kaybolmayı bırakmıştı, Taehyung sürekli Jimin'e Hoseok hakkında sorular sorup sıkıntısını anlamaya çalışsa da Jimin sadece "Sana zahmet verdiği için utanıyor," diyerek yanıtlayıp onu cevapsız bırakıyordu.
Aslında durumu anlatmayı çok istiyordu, Taehyung da Jimin'in söylemek istediği şeylerin olduğunun farkındaydı ve bu yüzden onu sıkıştırıyordu ama Jimin müdahale etmeye hakkının olmadığını düşündüğü için bir şey anlatmıyor ikisinin bir şekilde halletmesini bekliyordu.
Taehyung Jimin'in ağzından laf alamayacağını anladığından şimdi Hoseok'un fakültesinin önünde onun dersten çıkmasını bekliyordu. Neyse ki Jimin en azından ders programı hakkında bilgi vermişti ona.
Hoseok'un fakülte binasından çıktığını gördüğünde heyecanla ayağa kalktı tam ona seslenecekti ki bir kız "Oppa!" diye bağırarak yanından koşarak geçip basamakları ikişer üçer çıkarak Hoseok'a sarıldı.
Hoseok da ona aynı hevesle sarıldığında Taehyung ona gitmek için heyecanla kalktığı banktan geriye doğru bir iki adım attı.
Gülüşü yüzünde donmuştu, ne düşünmesi gerektiğinden emin değildi, yani en azından Hoseok kızın alnını öpene kadar emin değildi. Kenarda durmuş onları izlemekten başka bir şey yapamıyordu.
Kız çok güzeldi, gerçekten çok güzeldi. Mükemmel küçük bir burnu, iri güzel gözleri, hoş dolgun dudakları vardı. Up uzun saçları toplu olmasına rağmen beline değiyordu. Bakımlı ışıl ışıldı. Hoseok'tan en fazla üç yaş küçük görünüyordu.
İkisi birlikte merdivenlerden inerken Hoseok kolunu omzuna atıp göğsüne çekmişti kızı. Saçlarını koklarken gözlerini kapattığını gördü, her an kıza olan sevgisinin ne kadar büyük olduğuna kendi gözleriyle şahit oluyordu.
Göğsüne çöken sancıyla ne yapacağını bilemedi, son zamanlarda Hoseok'un konuşma şekli ve bakışlarından dolayı umutlanmıştı, öyle çok heveslenmişti ki onunla daha konuşabilmek için hiç sevmediği pembe dizileri bile izlemeye başlamıştı.
Bir saat sonraki dersinde teslimini yapacağı için yanından ayırmadığı dosyayı sıktı. Aceleyle fakültenin çıkışına doğru giderken Hoseok onu görmüş ama daha seslenemeden hızlı hızlı uzaklaştığını görünce susmuştu. Ona tatlı tatlı bir şeyler anlatan kardeşine dönüp gülümsedi, aklı Taehyung'a takılmış olsa da şu an kardeşiyle ilgilenmeliydi.
Taehyung kendi fakültesine gitmek için önüne çıkan ilk otobüse bindi. Bekleyecek veya yürüyebilecek hâlde değildi.
İnmesi gereken durağa geldiğinde, kendini hemen dışarı attı. Nefes almak ne kadar da zordu öyle, gökyüzü bile dar geliyordu şimdi.
Henüz vakti vardı, Jimin yüksek ihtimalle bahçede oturuyordu onun yanına gitmeyi düşünse de bundan vazgeçti.
Fakülte binasına doğru yürürken koşarak durağa doğru giden biri göğsüne çarptığında zaten zar zor ayakta duruyorken düşmesine sebep oldu, derse girmeden yerleştirmek için dosyasına öylesine bıraktığı kağıtlar yere dağıldı.
Ona çarpan her kimse "Özür dilerim!" demişti koşmaya devam ederken.
Normalde olsa gerçekten sinirlenir, muhtemelen kavga çıkarırdı ama kendinde o gücü bulamamıştı. Sakince doğrulup kağıtlarını toplamaya başladı.
"Sunbae, dikkat etmelisin. Acımış olmalı." dedi alt sınıflarından olduğunu bildiği bir kız, adını bile bilmiyordu ama onun için kalan kağıtlarını toplamış ve nazikçe omzunu pat patlarken kağıtları ona uzatmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kiss n Run|Jikook
Hayran KurguKaçamak bakışlar, sessiz iç çekişler eşliğinde incitmekten korkarak seviyordu onu. Bilmese de olurdu yanında kalıp ona gülümsemesi, onunla oyunlar oynaması, film ve dizi gecelerinde sadece ona zaman ayırması yeterliydi. Ara ara sarılsa yeterliydi, J...