Youngsu iki koca gündür evlerinde kalıyordu, Jungkook'la arasında herhangi bir soğukluk olmuşsa bile artık izi bile kalmamıştı.
Geceleri Jungkook'un odasından onun kıkırtı seslerini duyabiliyordu, her gülüşü küçük zehirli iğneler gibi göğsüne saplanırken ağlamamak ve kendini oyalamak için çeşitli şeylere başvuruyordu. Ne var ki Youngsu sırf Jimin'i rahatsız etmek için yüksek sesle gülüyor gibiydi.
Önceki gece Taehyung birkaç defa odalarına gitmeye yeltenmiş ama Jimin onu engellemişti.
Şanslıydı ki Taehyung da Jimin'i yalnız bırakmamak için eve Jimin'le beraber geliyor ve kalıyordu. Gerekçesiyse birlikte ödev yapmaları gerektiğiydi. O ise Youngsu Jimin'i yalnız görüp onu üzecek bir şey söylemesin diye kalıyordu.
Şimdi ise Jimin yalnızdı. Saat sabahın üçünü gösterirken o içine çöken sıkıntılar yüzünden uyuyamamış ve kafa dağıtmak için tatlı yapma kararı almıştı. Yaklaşık bir saattir de bu kararını uyguluyordu.
Yoğurup mayalanması için üstünü örttükten sonra hazırladığı hamuru kenara bıraktıktan sonra onu beklerken bir tatlı daha yapabileceğini düşünmüş ve kahveli parfe yapmaya başlamıştı. Parfe yapmak için kullandığı şekeri yumurtayı ve kremayı ve istediği aroma için hazırladığı kahveyi ekleyip iyice kıvam alana kadar ara ara on dakika soğutarak çırptı. Sonunda istediği kıvama geldiğinde nasıl yapmak istediğini düşündü.
Katman katman yapmak istiyordu bu yüzden normalde muffin yapmak için kullandığı düz kalıplara boşaltıp buzdolabına koydu. Daha sonra vanilyalı çikolatalı muhallebi hazırlayıp onunla beraber katmanlandıracak ve servis kaplarına alacaktı.
Saatini kontrol edip tekrar hazırladığı hamura döndü, yeterince kabarmıştı. Fırından tepsi çıkarıp yağlı kağıt serdi, hamurları bezelere ayırıp yuvarladıktan sonra geniş ve derin bir tavaya yağ koyup ocağı açtı, ardından hiç beklemeden pastacı kremasını yapmaya başladı. Onu da hazırlayınca soğuması için pencerenin önüne çektiği masaya bıraktı.
Kremanın içine koymak için çilek çıkarıp küçük küpler halinde doğradı. Bir taraftan da hazırladığı benyeleri kızarttı, Ilıdığına emin olduğu kremasına çilekleri de ekledikten sonra güzelce karıştırdı ve kremayı sıkma torbasına doldurup tencerede kalanı kendi yedi.
"Sen bu işi biliyorsun Jiminie,"diye mırıldandı kendi kendine sonra da iyi bir iş çıkardığı için kendi yanağını sevdi.
Benyelerin tamamını kızarttığında daha soğuk olanlardan başlayıp hepsinin içine krema sıkmaya başladı.
Bir alkış sesiyle irkilerek arkasına baktığında Youngsu'nun mutfak kapısına dikilmiş ona baktığını gördü.
Derin bir nefes alıp umursamamaya çalışarak işine kaldığı yerden devam etti.
"O kadar da beceriksiz değilsin he Jimin?"dedi Youngsu alay eder gibi, Jimin ona cevap vermek yerine yokmuş gibi davrandı.
"Söylesene kimin için yapıyorsun bunları, erkek arkadaşın mı var yoksa, hm?"
Jimin yine cevap vermeyince Youngsu rahatsız edici bir şekilde gülerek buzdolabına yöneldi, bir şişe su çıkarıp içtikten sonra Jimin'e iyice yaklaşmış ve parmağıyla hafifçe omzunu dürtmüştü.
"Neden cevap vermiyorsun? bu yaptığın çok ayıp Jimin." dedi yine gülerek "en yakın arkadaşının sevgilisine böyle mi davranıyorsun cidden?"
Jimin ona bakıp kısa bir an baştan aşağı süzdükten sonra önüne döndü tekrar, üzerinde Jungkook'un bir tişörtü ve altında neredeyse görünmeyen bir şort vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kiss n Run|Jikook
FanfictionKaçamak bakışlar, sessiz iç çekişler eşliğinde incitmekten korkarak seviyordu onu. Bilmese de olurdu yanında kalıp ona gülümsemesi, onunla oyunlar oynaması, film ve dizi gecelerinde sadece ona zaman ayırması yeterliydi. Ara ara sarılsa yeterliydi, J...