Did you feel it? ✓

(10)Cimcikle beni.

Yine bir okul günü,okul kapısından sınıfa ilerliyordum.Ve aklımda sadece Jennie vardı,ve dedikleri.Bu düşüncelerin içinde kaybolmuşçasına ayak uçlarıma bakarak yürüyordum,ki birine çarpana kadar.Ard arda özürler diliyordum parmak uçlarıma bakarak, kafamı o kişiye çevirdim.Seo-bin?

"Seo-bin.."

Kelimeler boğazımda takılı kalmıştı,

"Daha dikkatli ol,aptal."

Aptal?Neden aptal dedi?Benim suçum neydi ki?O tam giderken omzundan durdurmuştum onu,

"Aptal?Ne aptal?"

Gülüyordu,arsızca.

"Bana aptal diyemezsin,kelimelerini doğru seç."

Üzerime doğru yürüyordu, kollarını göğsünde birleştirmişti.

"Doğru seçmezsem,nolur?"

Arsızca gülmüştü,ki bu gülüşten sonra yüzüme bir tokat yemem bir olmuştu.

"Bana bak bayan iğrenç saç,ayağını denk al."

Eli sertti,hemde çok sertti.Yüzüm yana düşmüştü,bana vurmuştu.Ki bu şokum çok fazla sürmedi, çünkü 2.bir şoka giriş yapmıştım bile.Jennie, Jennie tam karşımdaydı.Elini yanağıma götürerek dikkatlice bakmıştı,

"Kızarmış.."

Seo-bin'e dönmüştü,bana bakarken çok iyiydi oysaki.Hâlâ neler olacağını anlayamamışken,Jennie'nin Seo-bin'i saçından tutup savurarak ön duvara savurması bir olmuştu,haykırıyordu.

"NASIL VURARSIN LAN?EBENİ SİKTİĞİM."

Kafasına sertçe bir tokat geçirmişti,

"NE HAKLA HA?"

Boğazını sıkıyordu,Seo-bin o kadar nefessiz kalmıştı ki ölecek gibiydi.Jennie'yi durdurmaya çalışıyordum ağlayarak,

"Dur,lütfen.JENNİE DUR!"

Kolundan çekiştirerek o ortamdan ayrılmıştık,Seo-bin ile kısa zaman içinde büyük kavga etmişlerdi.Seo-bin boğulmanın etkisiyle kendinden geçmişken, sadece Jennie'yi düşünebiliyordum.Bahçede bir banka oturduk, dudağı kanıyordu,durmadan.Baş parmağımı dudağına götürdüm,azıcık kanı silmeye çalıştım.

"Kanıyor..Peçetem olacaktı bekle."

Cebimden bir peçete çıkararak dudağını siliyordum,o ise sadece bana odaklanmıştı.Elleri çok titriyordu, ilaçlarını içmemiş miydi?

"İlaçlarını içmedin mi?"

Şaşkınca bana bakmıştı,

"Sen,sen nereden biliyorsun?"

"Biliyorum işte,soruma cevap ver."

Derin bir iç çekmişti,

"İşe yaramıyorlar zaten,ne gerek var."

"Kızı az daha boğsan ölecekti Jennie,kendine gelmelisin."

Kendi suyumdan vermiştim,

"İç,iyi gelir.İlaçların yanında mı?"

Cebinden bir hap çıkarmıştı,

"Sadece bir tanesi yanımda."

"Olsun,buda olur.Aç ağzını."

Hapı elinden alarak ağzını açtığında hapı ağzına atmıştım,ve suyu vermiştim.Azda olsa ilacını içmişti,bu onu sakinleştirebilirdi.

"Daha iyi misin?"

Kafasını olumlu anlamda sallamıştı,

"Evet..Ama dudağımdaki yara geçmedi."

Kanlı peçeteye bakmıştım,

"Kanama durmuş,bence birşey olmaz.Merak etme Jendeukie."

"İstediğim bu değil,"

Elimdeki peçeteyi bir yana fırlatıp bileğimden tutarak yüzüne yaklaştırmıştı yüzümü.Aramızda neredeyse mesafeler vardı,burunlarımız birbirine değiyordu.Refleks ile gözlerimi yavaşça kapattım, dudaklarını bana yaklaştırıyordu.Ki, zarif dudakları dudaklarımın üstüne kapatmıştı.Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum, öylece kalmıştım.Kalbim çok hızlıydı, yerinden çıkacaktı,bir süre sonra Jennie geri çekildi.

"İstediğim buydu."

Gülümseyerek gözlerimin en derinlerine bakmıştı,dikmişti gözünü.

"Jennie.."

"Ben düşündüm,"

"Neyi?"

Derin bir iç çektim,

"Hani,çıkma teklifi ettin ya."

Heyecanlanmış gözüküyordu,eli ayağına dolanmıştı.

"Evet,evet?"

Gözlerimi çekindirerek konuştum,

"Olabilir..Kendimi tam bilmiyordum,ama öğrendim.Kalbim çok hızlı Jennie,senin gibiyim.Çıkalım,sahte değil gerçek olsun sevgimiz."

Heyecandan ayağa kalkmıştı,kendi çapında seviniyordu.

"Cimcikleyin beni, kafayı yiyeceğim!"

Gülerek bakmıştım,

"Bu kadar sevimli olma,kıskanırım."

Yüzüme yaklaşmıştı,çenemi tutarak konuştu.

"Olsun,hoşuma gider çilek kız."

****

Nasill
Biraz hosuma gitmedi gibi amaeolsun
Uzunezaman sonraa
Simdi uyumaya gidiyorum

Saat 02.34

Benebunu attigimda aksam olmus olucak

Oyuzden iyi akşamlarr!