(18)Kiraz tutamları.

88 6 5
                                    

1 gün öylece konuşmadan geçmişti,okul sabahıydı.Telefonumun ekranından saate bakarken,gelen 99+ mesaj bildirimi umrumda değildi.Lisa canımı çok yakmıştı,ya bilerek,ya bilmeyerek.Bir heves ve özenle hazırlanıp,otobüs durağına gitmiştim.Tam otobüs yaklaştığı sırada buraya doğru koşan Lisa,dikkatimi dağıtmıştı.Yine de,kıyamazdım.Otobüs şoförüne durmasını söyledim,ve Lisa çoktan otobüse binmişti.Gözleri beni arıyordu, çok belliydi.Yanım boştu,ama çantamı bir çırpıda koymuştum.Lisa gözlerine beni kestirerek yanıma ilerlemeye başlamıştı,sonunda baş ucuma geldi.Kafamı cama çevirerek tepkisizce davrandım.

"Jennie.."

Çantamı kucağına alarak yanıma oturmuştu.

"Orası dolu Lalisa,kalk."

Şuan, çilek kızım bile demek istemiyordum,diyemezdimde.

"Jendeukie,yapma böyle."

Dudak büzerek yanaşmıştı.

"Sadece.."

"Konuşma Lisa, başım ağrıyor."

Sözünü keserek ağrıyan başıma odaklanmıştım,yorgundum.
Susarak beni izlemeye devam etti,pişmandı,ama bu kırıcıydı.

"En yakın zamanda saçlarımı boyatırım,olmaz mı?"

Sinirlerime ve sevgime,hakim olamıyordum.

"Bir kere yaptın Lisa,ne değişecek?"

Kısa cevaplar vererek geçiştirmeye çalışıyordum,haklıydım da.Artık sürekli acıyan taraf olmak yorucuydu,ilişkimizi hep ben mi toparlamak zorundaydım?Öylece bana bakmakla yetinmişti.Kırgındım,kırgındık.Sonunda okul önünde inmiştik, hızlıca tek kolumda çanta ile okul kapısına ilerliyordum.Lisa ise pes etmiş,yanıma yanaşacak cesareti bulamamış gibi görünüyordu.Sınıfa çoktan girerek yerleşmiştim bile, yanıma gelen seo-bin,önümdeki boş sıraya oturmuştu.

"Jennie-ah."

Kafamı yavaş ve umursamazca ona çevirdim.

"Ne isteyeceksin?Bu sefer sevgilimi almak istediğini falan mı?Haa,yoksa yeniden mi bir parti düzenlemeye karar verdin!"

Alay ederek konuşuyordum,kırgınlığım içimde bir alevdi.

"Sevgilim seni dinler!Gelir seninle,merak etme."

Seo-bin bu alaya karşı sinirlenmiş olsa bile,kendini toparlayıp çeki düzen verdi kendine.

"Biliyorum Jennie, kötü hissediyorsun.Ve,benden de nefret ettiğini biliyorum.Kim olsa nefret eder..Biliyorsun,babam.Ben,sadece ona benzedim,korkunç travmalarım yüzünden onun gibi oldum.Berki de,kendimi sana affettiremeyeceğim ama,beni bir Soo Ho,birde Lisa sevdi.Ki,ben ikisininde sevgisini boşa çıkardım..Sevgilinide elinden almış gibi oldum.Özür dilerim, herşey için.Önceden beni çok sevdin,ama seninde yüzünü kara çıkardım.İyi bir dost değilim,iyi bir sevgili hiç değilim.Ama,bi kerelikte olsa benden nefret etmemen o kadar iyi olurdu ki..Hayatıma kattığın bütün değer için teşekkürler Jennie.Soo Ho,kesinlikle benden şuan nefret ediyordur,Lisa ise..Kendini kandırıyor.Yinede,mutlu olmaya çalışacağım Jennie,senin çevrende olamayacağım..Kiraz."

Kiraz,bana taktığı eski lakap.Bu kelimeler,bu cümleler.Bana o kadar anlamlı,ve duygusal gelmişti ki.Gelen Lisa'nın bizi izlediğini bile farketmemiştim.Seo-bin eskiden en yakın arkadaşımdı,en yakındık.Birbirimizin herşeyini bilirdik,hatta ona aşıktım.Ama,o doğru düşünemezdi.İnsanlar ona ön yargı ile bakardı,o da bu yüzden değişmeyerek hayatını zehire salmıştı.Onun için elimden geleni yapamamıştım,sinirliydik, düşmandık.Ama şu an Seo-bin o kadar içten konuşmuştu ki..Kelimelere dökülmez sözler söylemişti.Ona olan nefretim,diniyor gibiydi,eski anılarımız hâlâ aklımdaydı.Elimi titreterek buz tutmuş ellerine sıcak ellerimi kenetledim.Ellerimizi üst üste koydum.

"Seo-bin..Yanında olacağım, değişeceksin,değişmişsin kızım.Berki de kötü biri olarak görüldün hayatında..Ama ben senin özünü şuan o kadar iyi gördüm,hissettim,işittim ki..Sen farklısın kızım,sen herkesten farklısın.Başaracaksın, başaracağız.Sana kızgın değilim,sen değerlisin,değerlimsin.O yüzden,hep çabala kızım,Kiraz seninle olacak."

Bu sözlerime karşı göz yaşlarını tutamayan Seo-bin,elinin tersi ile göz yaşını silmişti.

"Teşekkürler..Teşekkürler kiraz.Değerini daha iyi bileceğim,söz veriyorum."

Gülümseyerek sırasına gidişini izlemiştim,ve bana öylece bakan Lisa.Onunda gözleri dolmuştu,o da mı duymuştu?Yoksa başka bir sebepten miydi.Ona kırgındım,kızgındım.Ama kıyamıyordum,kıyamazdım.Gözlerimi kırpıştırarak yanıma gelmesini işaret ettim, büyük bir tereddüt ile yanıma gelmişti.Yanımda boş yer açarak oturmasını söyledim,ağlamasından dolayı yanağına yapışan saç tutamlarını geriye doğru attım,ve yanağındaki her bir göz yaşı tanesine öpücük kondurdum.En son da, dudağına.Kafafasını koynuma çekerek saç tutamlarını okşadım.

"Şşşh,ağlama."

Göz yaşlarını silmeye devam etmiştim, saçlarına bir öpücük kondurdum.

"Ağlama,ağlama çileğim."

"Ağlamayacaksın,ağlamayacağız.Canım acımasın değil mi?Sen ağladıkça canım acıyor."

"Şşhh,ağlama dedim!Çok kızarım!"

Kıkırdadığını duyar gibiydim,mutlu olması bile benim için herşeydi.

"Böyle işte,böyle çileğim."

"Jendeuk..Konuşacaksın değilmi?Benimle."

Kıkırdadım,

"Tabiki.."

"Tamam o zaman,bu okul çıkışı,benim evime gidelim.Saçımı beraber boyarız,olur mu?"

Hevesle sorduğu bu soruya gülerek saçlarına bi öpücük kondurmuştum.

"Boyarız, boyarız miniğim."

***
Ağlamalık bölümdü..
Seo-bin'in gerçek kişiliğini görmüş olduk.

Jenlisa ile kalın!





Did you feel it? ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin