Gelişmiş Dünya

3 1 0
                                    


Dünyamıza döndükten birkaç ay sonrasıydı artık köyümüz daha da büyümüştü, Bety doğum yaptı bir kız bir erkek iki çocuk dünyaya geldi, oğlumun adı Dra, kızımın adı ise Dia'ydı, belki yaşadıkları dünyadandır belki de benim çocuklarım oldukları içindir büyüme hızları muazzamdı şimdiden altı yaşına basmışlardı ve ilginç olan şimdiden sekiz parçalı Oktagram'ı kullanabiliyorlardı, bu yüzden eğitimlerini bizzat ben üslendim, fakat bu sırada garip bir olay oldu, köyümüze haydutlar saldırdı, sadece bizim olduğumuz bir evren olduğu için bunun imkansız olması gerekirdi, haydutları yakalayıp konuşturdum.

-Kaos sütunlarının çekirdeğime bağlanması ile küçük evreni gelişti ve kocaman bir dünyaya dönüştü, bu dünyada birkaç krallık bulunuyor, büyünün hakim olduğu bir evren.

-Peki ne yapacağız?

-Sizler normal hayatınıza devam edeceksiniz ben icabına bakacağım.

-Peki.

Hazırlıklarımı yaptım ve vedalaştıktan sonra yanıma aldığım bir haydutla beraber ilk ülkeye doğru yola koyuldum, belli bir süre uçarak gittikten sonra başkente vardık, haydutun zihnini kontrol altına aldım ve şehrin dışında yerleşip, onu kontrol ederek şehre girdim ve kaleye gittim orada bulunan asker beni durdurdu.

-Kimsin, amacın nedir?

-Majestelerine mesaj getiren bir ulağım önemli bir mesaj getirdim.

Beni içeri aldı ve yanıma bir refakatçi ile beraber taht odasına geldik.

-Majesteleri bir ulak geldi, önemli bir mesajı varmış.

-Gelsin.

Kralın karşısına geçtim.

-Ben Tanrı Ark'ın ulağıyım, efendimiz uzun zaman sonra insanlarla görüşmek istediğini söyledi bu yüzden beni gönderdi.

-Tanrı mı, güldürme beni, kim bu şaklabana inandı!

-Sözlerimi dikkate almanızı öneriyorum yoksa hepiniz tanrını öfkesin tadarsınız, iki gün sonra şehrin iki kilometre ilerisinde bekliyor olun yoksa saldırıya uğrarsınız.

-Yakalayın şu şaklabanı!

Bir ışık patlaması oldu ve haydutun vücudu kayboldu.

-Efendim acaba o adamın sözlerine kulak mı versek?

-O şaklabana mı inanıyorsun?

-Hayır tabi ki ama ne olur ne olmaz tedbir amaçlı.

-O zaman söylediği yere orayı dümdüz edecek kadar büyük bir ordu gönderin!

-Emredersiniz.

iki gün sonra tüm ordu belirtilen yerde beklemeye başladı, bu sırada gökten bir yıldırım düştü yere ve düştüğü yerde belirdim, yüksek sesle konuşmaya başladım.

-Demek bana inanmadınız, o zaman öfkemi tadacaksınız.

Gökten bir yıldırım daha düştü bu sefer elime çarptı ve yıldırımı elimde muhafaza etmeye başladım enerjiyi sıkıştırdım ve fırlattım.

-Beyaz Nova!

iki kilometre çapında beş yüz metre derinliğinde dev bir krater oluştu.

Farklı Gerçeklikler:  Kaosun DoğuşuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin