Fark Etmek

49 9 5
                                    

        Ecem'in yanıma gelmesiyle boş boş dolandığım instagramdan çıkıp hemen sıkıca ona sarıldım. Ecem'de bana karşılık verdiğinde onu sandığımdan daha da fazla özlediğimi anlamış oldum. Günlerden pazartesiydi ve biz her hafta sonu neredeyse buluşurken bu hafta sonu araya bazı şeyler girmişti.

     Hem de hiç hoş olmayan şeyler...

     '' Adel,'' dedi yanıma oturan Ecem. '' İyi misin? Çok yorgun görünüyorsun.''

     '' Merak etme Ecem,iyiyim. Sadece her zamanki şeyler işte.''

      Ve hayatımda söylediğim koskoca bir yalan daha...

      '' Kıyamam ben sana ya! Ne kadar etkili olur bilemem ama takmamaya çalış Adel. Çünkü ne kadar görmezsen o olayı o kadar anlamsız gelir sana.''

     '' Boşversene Ecem. Hem alıştım artık.''

     Aksine alışamamıştım ve muhtemelen hiçbir zaman da alışamayacaktım. Herkesin hırsını benden çıkarmasına da müsaade edeceğimi hiç sanmıyordum.

    Alışmak kelimesi ve ben sanırım birbirimize epey bir zıt kalırdık.

    Ecem ile sohbete dalmışken telefonumdan flaş ışığı yükselince kim olduğunu görmek amacıyla bildirime baktım.

   Ege mi? Hadi ama bu kadar çabuk bana alışmış olamazdı. Buna asla inanmazdım.

   Ecem kolumu dürterek ''Ege mi o?'' diye sorduğunda başımı sallayarak cevap verdim.

   '' Sahi,'' dedi Ecem. '' Ne yapmayı düşünüyorsun Adel?''

   Gözlerimi telefondan çekerek Ecem'e döndüm.

    '' İlk hedefim yakınlarından şüphe etmesi,'' dedim kendimden bile beklemediğim buz gibi bir sesle. '' Sonuçta bilirsin güvendiği fazla kişi yok etrafında. Bu da benim için en kolay ama aynı zamanda da en bitirici bir hamle.''

    '' Peki onu yalnız bıraksan ne değişecek ki? Hem şüphe uyandırmak diyorsun da yalan söylediğin anlaşılırsa Adel, o zaman ne olacak?''

     Ecem'in konuşmasından sonra büyük bir kahkaha patlattım. 

   '' İşin trajedik yanı da bu, ben yalan söylemiş olmuyorum. Yalnız bırakmama gelirsek herkesin elbet bir yalnızlık korkusu vardır Ecem ve ben onun bu korkuyla yüzleşmesini sağlayacağım.''

   Ecem kararsız bir ifadeyle '' Bilemiyorum Adel. Bu biraz ağır olabilir. Belki farklı bir şekilde intikam almayı denersen...'' derken sözünü keserek  '' Hayır!'' dedim sertçe. '' Bu işe karışmayacağını söylemiştin.''

   '' Haklısın ama sonunu göremediğin bir yolda ilerlemek ne kadar doğru Adel? Hadi onu geçtim kendini de yıpratacaksın bu süreçte!''

  '' Ecem, Ege'ye olan nefretim öyle basit geçecek bir şey değil. Ben onun canının yandığını görmek istiyorum ve bundan asla vazgeçmeyeceğim.''

   Ecem sinirle söylenerek '' Aptalsın!'' dedi ve tahminimce kendi sınıfına gitti.

   O da herkes gibi beni anlamıyordu ve asla anlamayacaktı da. Yaşadıklarımı kimseye anlatmazdım çünkü eğer zayıflığımı görürlerse günün birinde beni mutlaka zaaflarımdan vururlardı ve ben bunu kaldırabilecek kadar güçlü değildim. Ege Demir Maral yıllar önce ruhumu öldürmüşken benim bu saatten sonra ona karşı asla acımam olmazdı. Canını yaktılarsa daha fazlasıyla yakacaktın hepsi bu.

   Evet belki bu yaptıklarım kimine göre aptallıktı lakin  Ege Demir Maral'a olan nefretim azımsanamayacak kadar çoktu.

   Sanırım size biraz kendimden bahsetsem iyi olacak.

Öylesine Bir Hayat/ Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin