bölüm 10

2.3K 371 332
                                    

Selamm nasılsınız?

Vote yorum az ama kime sorsam bölüm istiyor:((
Neden gelmiyor bu vote ve yorumlar o zaman..🥲

-


"Yuna? Ne işin var burada?" Jungkook jimin'in kolunu çekmesiyle dikkatini yunadan alıp ona döndü. Kaşları sinirle çatılmıştı.

"Jungkook.. dün hakkında konuşmak istiyorum. Kendimi açıklamak istiyordum." Genç kadın gözlerini çim zemine çevirmiş ellerini utançla önünde birleştirmişti.

"Konuşacak bir şey yok. Şuan jiminle işim var geri dön." Yuna yeniden dolan gözlerine hakim olamazken jimin neden bu konuşmaya şahit olduğunu düşünüyordu.

Ne hakkında konuşacaklardı? Deli gibi merak ediyordu ama umursamaz durma sözünü bozmaması gerekiyordu.

"Jimin sende benimle gel. Konuşacağız." Yeniden koluna uzanınca jimin geri adım atıp parmağını tehditkar bir tavırla salladı ona.

"Bana bir daha dokunursan askeri yeteneklerimi üstünde durmaktan kaçınmam yarbay." Jungkook sinirle gülüp burun kemerini iki parmağı arasına aldı.

"Siz Jimin olmalısınız..." Genç kadının sakin sesi ortamı bölmüştü. Şimdi bakışları jimindeydi.

"Evet?"

"Jungkook.. sebebi o değil mi?" Kadın dolan gözlerini ikisi arasına gezdirirken baştan aşağı jimin'i süzdü. Ardından bir gözyaşı yanağına düşmüştü. Jimin olanlara anlam veremiyordu.

"Yuna.. seni ilgilendirmez demiştim zaten. Lütfen işler zorlaşmadan buradan git." Kadın başını sallayıp sarı saçlarını kulağının arkasına itti. Ardından burnunu çekip gözlerini çimen zeminden aldı.

"Pekâlâ.. iyi günler." Arkasını dönüp çantasını elinde sıkıca tutarak askeriyenin çıkışına doğru ilerledi.

"Sikeyim ne oluyor? Ve benim bununla ne ilgim var?" Jimin sinirle bağırdı.

"Sakin ol açıklamama izin ver." Jungkook onun aksine sakindi.

"Jungkook yeter! Tek isteğim benden uzak durman.. daha fazla zarar verme bana! Yaptığın tek şey zarar görmüyor musun?" Jungkook usulca onu dinleyip başını salladı.

"Sana söz veriyorum yüzbaşı, beni dinledikten sonra istediğin her şeyi yapmana izin vereceğim." Jimin usanmış bir ifadeyle omuzlarını düşürdü. Bu bir nevi pes etmek ve kabullenmekti.

"Ayakta konuşmayalım. Yürü." Jungkook'un odasına en üst kata çıkarken ikiside sessizdi. Jimin ne anlatacaksa anlatmasını bir an önce onu hayatından çıkarmayı istiyordu.

Tek tesellisi kısa zamanda jungkook'un gerçek yüzünü görmüş olmasaydı, ona bağlandıktan sonra bir şeyleri öğrenirse durumun içinden çıkamaz acıyla baş etmesi daha zor olurdu.

Jimin odaya girdiklerinde jungkooktan olabildiğince en uzak köşeye oturmuştu. Anladığı kadarıyla omega ile olan ilişkileri bitmişti, kız öylesine üzgündü ki. Ama bu onun öfkesini dindirmeye yetmiyordu.

"Detaylı anlatmamı bekleme.. ben duvarları olan biriyim Jimin. Kimseye hislerimi, düşüncelerimi açıkça anlatamam yapamıyorum bunu. Fakat anladığım kadarıyla ikimizde farkında olmadan bir şeyler yaşadık yada ileri gittik." Jimin'in boğazı düğümlendi.

"Fazla ileri gitmekten" kastı jimin'in duygularıydı. Jimin'in hislerinin bir fazlalık olduğu düşüncesi boğazını düğümledi.

"Yuna.. yaklaşık iki yıldır hayatımda. Fakat birlikte değildik. Daha açıklayıcı olmam gerekirse annem, o iyi değil. Benim onu mutlu etmemin tek yolu buydu. Bende kabul ettim jimin. Annemin mutlu olması için göz yumabilirdim. Hatta son anlarında dahada mutlu olması için kokumla mühürleyebilirdim bile. Yaptımda. Olan buydu ama artık daha fazla dayanamadım ve bitirmek istediğimi söyledim ona. Yunada farkındaydı, olmuyordu. İlerlemiyordu, arkadaştan öteye gidemiyorduk ve ben kaldıramıyordum."  Ellerini birleştirmiş önünde ciddi bir ifadeyle konuşan alfa sanki bir şeyleri bastırmak istiyor gibiydi.

"Daha sonradan biliyorsun zaten, sen beni öptün. Ve yanlış anlamadın Jimin yani davranışlarımı farklı yorumlamadın. Sen haklıydın biz arkadaş değildik sen kendi kendine bir şeyler yaşamıyordun."

"Benim bunu kabullenmem ne kadar zor olsada yaptım ve ayrılmanın doğru karar olduğuna inandım." Jimin bakışlarını kaçırdı.

Kokusu yoğunlaşmış karşısındaki alfanın dedikleriyle kalbi hızla çarpmaya başlamıştı.

"Ama olmaz jimin. Olmayacak. Ben hayatımda birini istemiyorum, aşık olmak duygulara kapılmak istemiyorum. Bunun için çok şey yaşadım ve dahasını istemiyorum. Eskisi gibi olalım, iş arkadaşı olalım."

"Sen benim için yüzbaşı jiminsin, bende senin için üstün yarbay jungkook olarak kalmak istiyorum." Jimin'in kokusu ekşi bir hal almaya başlarken jungkook'un bunu fark etmesine fırsat kalmadan omegasını bastırdı.

O güçlü bir omegaydı, bir alfa tarafından red edilmiş omegasının varlığını kimseye hissetirmezdi. Duygularını bastırmayı belli etmemeyi iyice öğrenmişti.

Ayağı kalkıp elini cebine yerleştirdi. Daha sakin ve endişesiz görünüyordu.

"Siz her zaman benim için yarbay bay jeon olarak kalacaksınız. Size bir şeyler teklif etmişim gibi lanse etmeyin lütfen, yada sizden beklentim varmış gibi düşünmeniz yanlış olur. İyi günler size." Asker selamı verip demir kapıyı açarak dışarı çıktı.

-

Kokusunu ve omegasını bastırdığı için yorgun düşmüş olan jimin odasına kendini zorlukla attı. Omegası kendini berbat hissediyordu. Red edilmiş kırılmıştı.

Halbuki jungkook'a bir şey teklif etmiş olmasa bile alfa açıkça konuşarak bir şeyler olmadan olma ihtimalinin önünü kesmişti. Omega acı çekerken jimin onu umursamadı.

Ellerini saçlarına daldırıp geriye doğru itekledi. Odasının kapısı çalınca izin verdi girmesi için.

"Jimin iyi misin?" Taehyung sessizce içeri girip bitkin görünen omegaya baktı. Onun için endişeleniyordu.

"Selam taehyung, iyiyim sadece omegam ile anlaşamadık ve yorgun düştüm biraz." Taehyung önündeki boş sandalyeye oturup omeganın sarıya çalan tenini tuttu.

"Zayıflamış görünüyorsun, öğle yemeği saatimiz geldi. Yemeye gitmek ister misin?" Jimin birkaç saniye düşünmüş ardından başını sallamıştı.

-

Oturdukları kafede askerli üniformaları ile oldukça dikkat çekselerde bunu umursamadan siparişlerini verdiler. Yemekten sonra geri dönecekleri için üstlerini değiştirmemişlerdi.

"Moralinin bozuk oluşunun sebebini biraz biliyor gibiyim.." taehyung itiraf edercesine konuştu.

"O kadar belli ettim mi?"

"Sen değil aslında, jungkook belli etti. Hem yunada gelince üçünüzü konuşurken gördüm ve anladım." Jimin omuzlarını düşürüp başını başka yere çevirdi.

"Jungkook'un annesi.. bildiğim kadarıyla rahim kanseri. Yıllardır bununla savaşıyor ama doktor savaşın sona erdiğini söylediği gün anneside hissetmiş gibiydi. Yuna ile ilişkileri olmasını istiyordu. Yuna tatlı düşünceli bir omega çocukluğundan beri jungkook'a aşık ama jungkook asla ona ümit vermedi. Hatta annesinin isteğiyle çift olduklarında bile arkadaş gibiydiler."

"Taehyung artık bununla ilgilenmem gerekmiyor, konuşmamız gerekmiyor. Başlamadan bitti zaten."

"Kendi kendine karar verme buna jiminie."

"Ben karar vermedim zaten, jungkook suratıma direkt söyledi. Benim düşünüp taşınmama gerek kalmadı bile." Son cümlesinde gülümseyip omuz silkti.

Taehyung'un konuşmasına fırsat kalmadan garson mezeleri getirmiş, jimin daha sonra konuyu başka yerlere çekince taehyung üstelemeden ona ayak uydurdu.

Acı çeken omega içten içe kendine kapanmıştı, alışıktı nede olsa.

-

Kısaydı biliyorum.. ama öbür bölümle telafi ederiz bence hm? Hem sizde motive edip güzel şeyler yazarsanız 🤭

Neyse.. bölümle ilgili düşüncelerinizi alayım?

Kendine iyi bakın jiggukla kalın!!💗🌸

two soldiers-Jikook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin