Selam
Nasılsınız? Şu aralar sorulması saçma bir soru ama hak ediyoruz en azından ruh halimizin sorulmasını. İyi değilsiniz biliyorum ama umarım olursunuz, buradayım hep<3
Geçmiş olsun hepimize.
-
İki el silah sesi.
Duyulan sesten sonra saniyeler içerisinde juwon'un kadının boynuna doladığı kolu gevşemiş kadın kaçarken juwon'un bedeni yeri boylamıştı.
Adamın sağ omzuna gelen önden ve arkadan iki kurşun vardı.Birisi arkasındaki keskin nişancı asker tarafındandı fakat diğerini görmek için arkasını döndüğünde jungkook'un silahini doğrulttuğunu gördü.
Hem keskin nişancı hemde jungkook aynı anda isabet ettirmeyi başarmıştı.
"Sen-" jimin'in cümlesi yarım kalmış sinirden gözlerini yummuştu. Elbette ne yaptığını iyi biliyordu, adamın onu öldürmesine izin verecek kadar amatör değildi.
Polisler yanlarına gelip rehineleri ve suçluyu alırken suçlu yerde acılar içinde sağ omzunu tutuyordu.
"Sen bir haltı beceremedin ben yaptım." Laubali tavırlarıyla konuşup silahini yerine geri koyarken Jimin inanamaz gözlerle ona baktı.
"Yaptığın plansız bir şekilde bodoslama gelmekti, seni görürse beklemeden beni vururdu. Ben planı zaten yapmıştım! Burnunu sokmana gerek yoktu yarbay!" Sinirle bağırdı jimin.
Her saniye başını çevirdiği her yerde onu görmekten sıkılmıştı, hem arkadaş kalmak istiyor ama her fırsatta karşısına çıkıp onu sinir edecek bir şey buluyordu. İş arkadaşlığı böyle bir şey değildi.
Şimdide görevine kadar burnunu sokma cürettini göstermiş olması jimin'i o kadar sinirlenmişti ki! Kendisi rütbeli bir askerdi, aptal konumuna sokularak her işine karışılması hoşuna gitmiyordu.
"Yardım ettim abartma."
Jimin onun bitmek bilmeyen hallerine dahada sinirlendi. Bu ilk değildi, ufakta olsa her işine karışmaya çalışıyordu. Dosyalar, gelen ihbarlar askerlere olan tutumu.. her şeye burnunu sokuyordu jungkook.
"Yeter artık! İşime karışmayı bırak!" Jimin o an daha fazlasını söylemek istedi. Şuan ki olayla alakası olmayan kalbinden geçen şeyleri haykırıp sesini kesmek istedi fakat tüm hastane ve polisler onlara bakarken tek yaptığı jungkook'a aşağılayıcı bir bakış atarak yanından geçip gitmek oldu.
Jungkook onun sınıra ulaştığını fark etmiş ama o anlık bunun o kadar abartılacak bir şey olmadığını düşünmüştü. Sadece onun yara almasından endişe etmişti... Bunda yanlış olan ne vardı ki?
Jimin'in gitmesinin ardından olay yerinden jungkook uzaklaşırken yanına taehyung yaklaştı. Elinde büyük silahı vardı ve sadece gözleri görünürken çokça bakışı üstüne çekiyordu.
"Burada ne yapıyorsun?" Anlamaz ifadesini ona yöneltti. Jungkook bıkmış sesiyle nefes verdi.
"Canlı yayında bir şeylerin yolunda gitmediğini gördüm, gelme ihtiyacı hisettim. Senin plandan haberin var mıydı?" Taehyung silahını hafifçe düzeltip olumsuz anlamda kafasını salladı.
"Senin bile haberin yok! Bana kızıyor birde karıştım diye."
"Evet haberim yoktu ama Jimin yaklaşmaya başladığı an bir planı olduğunu anlayacak kadar tanıyorum onu. Sen tanımıyor musun jungkook? O aptal değil, çok zeki bir omega." Jungkook sözlerine karşı kısa bir an boş hastane fayanslarını izlemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
two soldiers-Jikook
Fanfictionyarbay jungkook, yeni gelen yüzbaşına pek sıcak bakmıyordu. Omegaverse'