cat|6

737 105 51
                                    

bol bol yorum yapin hemen yb atim tmm mı<333



Kedi çocuk kliniğine yeni gelmiştik. Zaten evde zor sakinleştirdiğim Hyunjin buraya gelince tekrar mızmızlanmaya başlamıştı. Tuttuğu elimden beni arabaya doğru çekiştiriyordu.

"Hani senin kedin olacaktım? Beni Bayan Kim'e vermek için mi getirdin?" dedi biraz yüksek sesle. Ağlamayı yeni bırakmış gözleri tekrar ıslanmaya başlamıştı. "Hyunjin!" diyerek dikkatini çektim.

"Beni seversin sanmıştım, sokaktaki kediden bile tatlıydım." bunu söyler söylemez ağlamaya başlamıştı.

Ağlaması geçmeden beni dinlemeyeceğini bildiğim için eğilerek Hyunjin'e sarıldım. Yaklaşık on dakikanın sonunda ağlaması durmuştu. On dakikadır ağladığı boynumdan kafasını biraz geriye çektikten sonra "Üstünüzü kirlettiğim için özür dilerim Jeongin Bey." demişti. Kendinden çok emin bir şekilde.

"Hyunjin buraya seni bırakmaya gelmedim. Benim kedin olabilmen için sadece bir kaç işimiz var." dedim sonunda beni dinlemesinin verdiği rahatlıkla.

"Gerçekten mi? Nasıl işlerimiz var burada?" dedi burnunu çekerek.

"Gerçekten tabi ki. Mesela kimliğinde artık Bayan Kim'in adı değil benim adım yazacak." dedim tüm dikkatimi Hyunjin'e vererek.

Ellerini çırpmış daha sonra ise elimi tutarak tam önünde durduğumuz kliniğe doğru beni sürüklemişti. "Hadi Jeongin hemen senin kedin olmalıyım." diyerek beni çekiştiriyordu.

Hyunjin ne kadar tatlı görünse de çok kötü şeyler yaşadığı davranışlarından belli oluyordu. Hyunjin önde ben arkada kliniğe girerken bana dönüp gülümsemişti. Bende bu küçük kedinin gülümsemesine aynı sıcaklıkla karşılık verdim.

Klinikteki işlerimizin bitmesi 3-4 saat sürmüştü. Bu kadar uzun süreceğini tahmin etmemiştim. Geldiğimiz klinik aynı zamanda kedi çocuklar için bir yuvaydı. Sayıları çok fazla değildi, terk edilmiş olanlar için yuvaydı. Hyunjin de burayı sevdiğini hatta arkadaşı olduğunu bile söylemişti.

Uzun süre beklememize değmişti, günün sonunda Hyunjin'in kimliğinde benim adım yazıyordu ve artık benim kedimdi. Ben yetkililerle işlerimi hallederken Hyunjin arkadaşıyla oyun alanında bir süre oynamıştı. Şimdi ise her şeyi halletmiş klinikten çıkıyorduk.

"Jeongin, ben çok yoruldum." demiş adımlarını yavaşlatmıştı. Daha sonra ise sevimli bir şekilde sırıtarak "Beni kucaklar mısın?" demişti.

"Bilmem kucaklamalı mıyım acaba bu minik kediyi?" derken gerçekten düşünüyormuş gibi yaptığım için Hyunjin alt dudağını sarkıtıp kafasını sallamıştı ve "Hıhı." gibi onaylayıcı bir ses çıkarmıştı.

Ona doğru eğilip kollarımı açtım. "Gel bakalım benim küçük kedim." dediğim an gülerek kollarıma atlamıştı. "Evet ben artık senin kedinim. Yang Jeongin'in kedisiyim." demişti hala gülerken.

Hyunjin'i arka koltuğa oturtup kemerini bağladıktan sonra yerime geçtim. Arabayı çalıştırdığım an Hyunjin "Dün yediğimiz makarnadan yiyebilir miyiz?" diye sormuştu.

"Evet, hatta istersen makarnacıya gidebiliriz." dedim, onlarla tanışması iyi olurdu.

"Olur gidelim, umarım kalabalık olmaz." dedi sonlara doğru biraz sesi kısılmıştı.

"Benim iş yerimle aynı yerde makarnacı biliyor musun?" dedim.

"Yaa öyle mi? Sen nerede çalışıyorsun ki? Makarna mı yapıyorsun?" diye heyecanla sormuştu.

"Hayır ama makarnayı yapanlar arkadaşlarım."

Yol boyunca Hyunjin'e iş hayatımı ve arkadaşlarımı anlatmıştım. Artık bilmesi gereken şeylerdi. Birden tüm arkadaşlarımdan bahsedince kafası iyice karışmıştı. Okul öncesi öğretmeniydim ama sıradan bir okulda çalışmıyordum. Bir sitenin sadece o sitede yaşayan ailelerin çocukları için açtığı kreş ve anaokulunun birleşimi olan okulda Jisu'yla birlikte çalışıyordum ve neredeyse tüm arkadaşlarım bu sitede çalışıyordu.

"Yeji noona mı makarnacıydı?" dedi parmaklarıyla oynarken. Sanki bir şey hesaplıyormuş gibi görünüyordu.

Gülerek "Hayır, Chaeryoung noona ve Jisung hyung makarnacıydı." dedim.

"Dün gelen öğretmen noona kimdi?" dedi ve cevap vermemi bile beklemeden. "Of kafam çok karıştı. Ne kadar çok arkadaşın varmış Jeongin." dedi ve derin bir nefes verdi.

"Hepsini hemen öğrenmek zorunda değilsin Hyunjin." derken çoktan siteye gelmiştik bile.

Hyunjin elimi tutmuş otoparktan çıkarken Jisung koşarak bize geliyordu. Hyunjin onu fark etmiş hemen arkama geçmiş ve "Jeongin!" diye bağırmayı ihmal etmemişti.

"Jisung korkutuyorsun minik kedimi." dediğimde geri çekilmişti ama Jisung dediğimi duyan Hyunjin "Aaa o güzel makarnaları yapan hyung musun sen?" diyerek hemen Jisung'la konuşmaya başlamıştı bile.

Jisung Hyunjin'e yanıt vermek yerine onu inceliyordu. "Ama bu çok tatlı bir şey. Jisu'nun anlattığından bile tatlı. Keşke benimde böyle kulaklarım olsa. Jeongin öpebilir miyim ben bu tatlı kediciği?" derken kendinden geçmişti bile.

Ben yanıt veremeden Hyunjin sırt çantasını önüne getirmiş ve bir şeyler aramaya başlamıştı. Sonunda aradığı şeyi bulduğunu belirten sırıtışından sonra kimliğini Jisung'a doğru uzatmış. "Bak ne yazıyor orada. Yang Jeongin'in kedisi Hwang Hyunjin. Beni sadece Yang Jeongin öpebilir, tamam mı? Ben onunum." 


bu fanart ne???

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

bu fanart ne???

aglicam cok tatli

oy ve yorum ltfn

felinophile, catboy | hyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin