10. bölüm

25 12 7
                                    

Yine en sevdiği yere gelmişti. Göl manzarası baştan aşağı gözler önüne serilirken arkadan minik adımlarla gelen bedene göz ucuyla baktı. Etrafı seyrediyordu ve huzurlu gözüküyordu. Gülümsedi ve " her sonbahar geldiğinde bu göl daha da güzel gözükür gözüme. Sanki yazın bütün sıcağından bunalıp artık uyumak için serin bir yere yatmış gibi her şey uykuya dalar. Gölün üzerine dökülen şu yapraklar insana bir çok şey hatırlatır özellikle her şeyin bir sonunun olduğunu ve anın tadını çıkarman gerektiği gibi..." Dedi.

Saray görevlilerinden birisi " efendim bu gölü bu kadar sevmenizin sebebi nedir?" Dedi. " Bilirsin babamda burayı çok severdi. Onun huzurlu yüzünü anımsarım her baktığımda. Benim için ne düşündüğünü bilmezdim çoğunlukla. Diğer çocuklarına hep şevkat ile yaklaşırken benden hep bir adım uzak durmuştur. Bu bana bu gölü anımsatıyor beni de uzun uzun ve büyük bir huzurla izlerdi içini kıpırdatan bir şeyler vardı sanki. Yüzümdeki bu yaraya rağmen biliyor gibiydi bu engeli aşıp kral olacağımı. " Dedi.

"Hayal gücün yüksekmiş kardeşim" dedi. Derince bir nefes verdi. Uzun süredir gelmiyordu niye şimdi gelmişti ki bu. " Yine niye ensemi kolluyorsun?" Dedi. " Ağbicim bu sivri dilin hiçbir zaman değişmeyecek değil mi?" Dedi. " Ne istiyorsun Wo?" Dedi. Genç adam arkasını döndü. Kral anlarcasına derin bir iç çekti ve " bizi yalnız bırakın " dedi. Görevliler geriye doğru giderken " dinliyorum" dedi. " Kuzenimiz Lee hye ile evlenmek istiyorum" dedi. " Hwan amcanın ikinci kızı mı?" Dedi. Kızın yüzünü zar zor hatırlıyordu ama sessiz ve sakin bir kız olduğunu anımsar gibiydi. " Evet " diye yanıt verdi kardeşi. " Senin için uygun bir aday evet" dedi. " Bununla bizzat ilgileneceğim ve hediye olarak Songak'tan güzel bir ev hediye ediyorum. " Dedi. " Beni oraya mı sürgün ediyorsun?" Dedi kardeşi. " Kalıp kalmamak sana kalmış. Songak ya da başka bir yer. Benden uzak olduğun sürece sorun değil" dedi. " Gerçekten sinir bozucusun "dedi Wo. Kral güldü ve " Açıkçası yanımda dahi olsan bana bir şey yapamayacak bir insansın. Tepkiler hemen okunulacak türden " dedi. Wo kızardı ve " Ah cidden. Beni çok hafife alıyorsun " dedi. " Yok canım seni hafife almak mümkün mü? Hadi bakalım git de düğüne hazırlan. Sinir bozucu yüzünü görmek istemiyorum " dedi. Wo sinirle bir şeyler mırıldandı ve " Sanki ben senin için ölüp bitiyorum" deyip oradan ayrıldı.

Kral giden kardeşine bakarken kendisine merak ile bakan Kang dae ile göz göze geldi. Gülüşünü gizleyip " Kang dae " dedi. Kang dae hızlı adımlarla ona yaklaşıp " buyrun efendim bir ihtiyacınız mı var?" Dedi. " Sırtım bu aralar çok ağrıyor, o yüzden rahat uyuyamıyorum " dedi. " Hekimi çağırmamı ister misiniz efendim" dedi. Kral boğazını temizleyip " açıkçası hekim değil de masaj iyi gelebilir. Ne de olsa babanın eski mesleği hamamcılık. Bana yardım edebilirsin diye düşünüyorum" dedi. Kang dae " tabi efendim. Elimden geldiğince yardım etmeye çalışırım" dedi. Kral gülüşünü baskılayıp " ah bu mevsim değişiklikleri bana hiç iyi gelmiyor. " Diye söylendi. Saraya doğru adımlarken " Kang dae odama gelsin" dedi. Saray görevlileri onu onaylarken odasına doğru yol aldı. Birkaç dakika sonra da Kang dae içeriye geldi.

" Yaklaş bakalım" dedi. Kang dae kralın yanına gidip başını yere eğdi. Kral yüzüne dokunurken kafasını kaldırıp yüzüne baktı. " Siz uzanın efendim yardım edeyim" dedi. Kral onu onaylayıp yatağına uzandı. Kang dae " izninizle" deyip omuzlarını kavradı ve ovmaya başladı. Kral " ah her yerim tutulmuş" dedi. Kang dae elini aşağı götürüp sırtını ovmaya başladı. " Ah işte orası, sızlayıp duruyor" dedi. Sonra yerinden doğruldu. Kang dae " yanlış bir şey mi yaptım efendim" dedi. " Hayır, üstündekileri çıkar öyle daha rahat yaparsın dedi. Kang dae yutkunup önce ceketini sonra da beyaz içliği çıkardı. Güzel vücudu gözler önüne serilirken kral uzadı ve " hadi " dedi. Genç çocuk elini tenine attığı anda iki tarafta cayır cayır yanmaya başladı. İkisi de belli etmeye çalışsa da etkileniyorlardı ve bu onlar için bir son olabilirdi. Bu yüzden saklamak en iyisiydi.

Masaja devam ederken " Bunca zaman yanlız yaşamak zor değil miydi?" Dedi kral. " Açıkçası zordu efendim, ama insan zamanla alışıyor. " Dedi. Kral " Alışmak en zoru. " Dedi. " Annen ve baban neden öldü" dedi. " İkisi de salgından öldü efendim" dedi. " Kardeşin yok muydu?" Dedi. Kang dae " Annemin karnındaydı " dedi. " Anladım" dedi. Bir süre ikisi de bir şey söylemedi sonra kral " tamamdır artık gidebilirsin" dedi. Sonra durdu ve doğruldu. Saçlarını karıştırıp " Gece gelmene gerek yok. Erken yatacağım şimdi. İyice dinlen" dedi. " Yardımcı olayım efendim " dedi. " Gerek yok. " Dedi. Kang dae başını salladı ve " iyi geceler istirahatlar efendim " dedi. Çıkmadan önce saygıyla eğildi ve gülümsedi. Kral içine bir huzur dolarken bu tepkiler için onunla daha çok uğraşası geliyordu. Kızarmış yanaklarını görünce öpmek istiyordu. Bu his ona garip geliyordu. Birini tatlı bulduğu ilk seferdi.

payitaht (bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin