12. bölüm

31 12 2
                                    

Kim ailesinden chan söz alırken " efendim, Çin askerleri sınır hattında birkaç gün beklese de ordu onları geri püskürttü ve birkaç gündür yerlerinden ayrılmıyorlar. Büyük ihtimalle geri çekildiler. " Dedi. " Açıkçası bu kadar erken pes edeceklerini düşünmüyorum. Hem çin kalabalıktır yerden bitercesine ya da gökten yağarcasına insanlar türer. Tarihte birçok medeniyetide göçe zorladığı olmuştur. Erken sevinç olmaz o yüzden. Yerlerinde kalsınlar. Bir hafta sonra da elçi gönderin uzlaşmaya varalım " dedi kral. " Evet efendim " diye yanıt verdi. Kim ailesinden sung jae" Efendim " diyerek öne çıktı" buyur " dedi kral. " Erzak depomuz ağzına kadar doldu. Bu yıl pirinç hasatı iyiye gidiyor. Diyorum ki fazla olan gıdaları bir şölen eşliğinde halka dağıtalım" dedi. " Kral " kışın nasıl geçeceğini bilmiyoruz. Erzağın çoğu kalsın azını ise halka dağıtın. kışın ise fakir ailelere erzak sağlayabiliriz böylelikle" dedi.

Herkes sevinçle onaylarken" Efendim her şey güzel de. Tanrı size bu kadar lütuf sunmuş. Artık izdivaç yapsanız tanrıyı daha da mutlu etmez misiniz?" Dedi. Kral duraksadı hepsi bir ağızdan" evet efendim, eş adayınızı seçin " diyorlardı. " Bunu düşüneceğim. Ama şimdilik erteliyorum. Daha tahta çıkalı çok olmadı " dedi. " Efendim artık bir valiahtınız olmalı " dedi içlerinden biri. " Sonra başkası " odanızı ziyaret eden de yok. Hasta mısınız efendim?" Dedi. " Hayır sadece çok meşgulüm, halkım için fazla endişe ediyorum. Bu yüzden güzel bir gelecek inşa etmeye çalışıyorum" dedi kral. Sonra ekledi " Bunu şimdilik düşünelim. Uygun bir eş adayı da şu anda yok" dedi. Kim ailesinin önde gelen birisi " Kızımı düşünmez miydiniz efendim? 16 yaşına girdi bu yıl. Gelinlik yaşı geldi de geçiyor bile. Sizin için en uygun eş adayı olacaktır. " Dedi.

Sikeyim diye düşündü kral. Reddettiği taktirde arkasındaki insanlar azalacaktı ve koltuğu sallanacaktı. Derin bir nefes aldı " bahardan sonra eş adaylarımı değerlendireceğim. " Dedi. Hepsi bir ağzından " çok yaşa kralımız derken yerinden hışımla kalktı ve odasına gitti. Derin derin nefesler verirken kendi kendine" bunun bir gün olacağını biliyordun. Yapmak zorundasın "dedi. Sonra" Choi!" Dedi. Saray görevlisi Choi acele ile içeriye girerken" buyrun efendim " dedi. " Kang dae 'ye söyle banyomu hazırlasın " dedi. Kafasını saygıyla eğip" tabi efendim" dedi ve acele ile gitti. Kasları gerim gerim gerilmişti ve rahatlamaya ihtiyacı vardı.

Banyoya ilerleyip içeriye girdi. " Kang dae dışında herkes çıksın" dedi. Genç çocukla baş başa kalırken. " Sikeyim" diye söylendi. Kang dae" bir sorun mu var efendim?" Dedi. " Yok bir şey. Sadece başım çatlıyor. " Dedi. " Papatya çayı isteyim mi efendim iyi gelir" dedi. Kral onu onaylayıp" olur" dedi. Kang dae aceleyle dışarıya çıkıp papatya çayı istedi ve tekrar içeriye döndü. Kral başını sıvazlarken suyu eliyle kontrol etti ve biraz daha gül suyu ekledi. Doğruldu ve yüzüne baktı" izininizle üstünüzü çıkartacağım" dedi . Kral onu onaylarken genç çocuğun yüzünü süzdü. Solgun gözüküyordu ve dudakları kurumuştu. " Solgun gözüküyorsun iyi misin?" Dedi. " Sadece biraz hasta oldum efendim önemli bir şey yok " dedi. Kral eliyle alnına dokundu. " Buz gibisin " dedi. " Hekim ilaç yazdı, birkaç güne bir şeyim kalmaz efendim " dedi. Kral onu onaylarken banyoya girdi ve rahatlamış bir ifade ile başını arkaya attı. Kang dae gelen çayı bardağa doldurdu ve " buyrun efendim " dedi. Kral çaydan bir yudum alıp" buraya gel " dedi. Kang dae" anlamadım efendim " dedi. " Suya gir " dedi. Kang dae ayağını içeriye atacakken" üstünü çıkar ve gir " dedi. Genç çocuk yutkundu ve kıyafetlerini çıkarmaya başladı. Kral önüne serilen bedene bakarken yutkundu. Doğruldu ve " bu çelimsiz vücutla beni nasıl taşıdın sen?" Dedi. " Aslında o zaman hafif yapılı olsa da zamanla kayıp oldular efendim" dedi. Ayağını suya sokarken kral " yine de bu cüssede bir adamı taşımak zor olmuştur" dedi. Kang dae güldü " yani pek kolay olduğu söylenemez ama yine de Tanrı güç verdi sanırım" dedi. Kral çocuğu bacağına oturtup belini kavradı. " Buz gibi vücudun da. Biraz ısınırsın " dedi. Kang dae garip hissetmişti çırılçıplaktılar ve birbirlerine sarılıyorlardı. Başını kralın omzuna yasladı ve " teşekkür ederim efendim, benimle bu kadar ilgilendiğiniz için" dedi kral daha da sıkı sarıp elini yüzüne koyup kendisine bakmasını sağladı. Dudaklarını onunkine bastırırken Kang dae titrek bir nefes aldı.

Öpüşmeleri derinleşirken minik bedenin sırtını okşamaya başladı. Biraz daha öpüşüp dudaklarını ayırdı. "Bu sapkınlık benim sonum olacak" dedi. Yüzünü eliyle okşarken " ama yine de daha da yapmak istiyorum. Kendimi kaybetmekten korkuyorum" dedi. Kang dae kollarını beline dolayıp " size bir şey olmasına izin vermeyeceğim efendim. Ne olursa olsun. Ucunda ölüm dahi olsa..." Dedi. Kral " Beni nasıl bir durumun içine sokuyorsun?" Dedi. " Kimselere bahsetmem efendim. Burada kalacak bu. Hiçbir duruma sokmayacağım sizi" dedi. Kral saçlarını okşarken" Bunun için endişe etmiyorum. Sana güveniyorum. Ama ikimiz için de tehlikeli. Ölüme gideceğiz. Yine de öpmek istiyorum " dedi. Kang dae iyice sokulup minik bir öpücük kondurdu.

" Kimse bilmeyecek, izin vermeyeceğim." Dedi. Kral" Evlenmek zorunda olacağım yakında. " Dedi. " Böylesi sizin için daha güvenli efendim. " Dedi. Sonra ekledi" ben sizin sadece hizmetkârınızım. Gel diyince gelecek git diyince gidecek. O yüzden benim için endişe etmeyin " dedi. Kral hayretle" Böyle bir şey söz konusu dahi değil. Zarar görmene izin vermeyeceğim. " Dedi. Boynundan bir öpücük kondurup yere oturttu. Saçlarını okşayıp " Böyle yaşamak çok zor, yükün altında eziliyor gibiyim. Delirmenin eşiğinden sıyrılıp kral oldum. Binlerce kişiyi katlettim. Her zaman tarihte kardeşlerini katleden bir kral olarak kalacağım" dedi.

" Siz bunu zorunda olduğunuz için yaptınız. Siz iyi bir kralsınız." Dedi. " Rüyalarıma giriyor kardeşlerim ve annem . Ölmem gerektiğini söylüyorlar. Annem beni iki kez ölüme terk ettiğinde yaşamaya değer birisi değilsin dedim kendi kendime" dedi kral. Kang dae duraksadı. O gün onu ölüme terk eden annesiydi. Nefesi tekledi. Krala baktı" kafası eğik bir şekilde duruyordu ve derin derin nefesler alıyordu. Kang dae geriye dönüp ona sıkıca sarıldı. " Sen yaşamaya değer birisin. Yaşamak için elinden geleni yaptın. Asla pes edemezsin. " Dedi. Kral da ona sıkıca sarılırken " Cennette gideceğim" dedi. Kang dae " evet Cennete gideksin" dedi. " Ben yaşamaya değer biriyim. Kötü birisi değilim" dedi. Kang dae " sen iyi birisin " dedi. İkisi de sıkıca sarılırken yürekleri adeta bir olmuştu.

payitaht (bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin