6. bölüm.

60 12 0
                                    

Şaşkınca çocuğun suratına baktı. " Neden kral burayı öğrenince ne yapar?" dedi. " Beni öldürür" dedi çocuk korkuyla. Kral kaşlarını çatarken " durduk yere niye seni öldürsün" dedi. " Ah , bilmiyormuş gibi konuşmayın. Kralımıza saygım büyüktür öncelikle belirteyim fakat gaddar bir kralımız var" dedi. Kral güldü " onu çok fazla görmüş gibi konuşuyorsun (!)" Dedi. Kang de " aslında sadece bir kez gördüm. O zamanlar çocuktuk. Ben 5 o 8 yaşındaydı. Huzurlu ve sevecen gibi gözükmüştü o gün gözüme. Yıllar boyu dedim ki kendi kendime eğer tahta geçerse ülke kurtulur. Ama sonra sürgün edildi ve yıllarca orada kaldı. Galiba orada kalbi karardı ve eski halinden eser kalmadı. " Dedi.

Kral düşündü" Bazen her şey göründüğü gibi değildir çocuk " dedi. " Bilmiyorum peşin hüküm veren bir insan asla olmadım ama bak bir yandan da doğru düşünmüşüm. Çoğu insanı öldürdü evet ama ülke sınırlarını genişletti ve refah seviyesini yükseltti. Sürekli köylülere de yardım ediyor. Bak ha şu ekmek üzerine yemin ederim ki kursağıma bir lokma bir şey geçiyorsa onun sayesindedir " dedi. Kral bu çocuğa bakarken gülümsedi. " Neden köye inanıyorsun çocuk?" Dedi. " Köyde kimsem yok efendim. Dikiş dikmek, sabun,güzel kokulu banyo malzemesi yapmak ve ev işlerinde iyiyim. Çoğu kişi bunların kız işi olduğunu düşünse de benim yapabildiklerim bunlar. Birkaç kıyafet ve odun toplama ile yıllık ihtiyacımı karşılıyorum. Bu bana yeter " dedi. " Ama bu yasal değil. Ülkenin yarın askere ihtiyacı olsa köyden olmadığın için gidemeyeceksin. Vatanını savunmayacak mısın?" Dedi. Kang dae bir süre düşünüp" aslında gitmeyi çok isterim. Ama buradan başka yer bilmem ki ben. Köyde rezil olurum " dedi.

Kral bir süre gözüne bakıp" tamam o halde sırrın bende güvende " dedi. Kang dae gülümseyip" teşekkür ederim " dedi. Sonra kanepeyi gösterip"şöyle oturun, biraz pirinç yaptım. Yanında yiyecek aparetif yok. Bazen balıkta tutardım. sizin şansınıza artık " dedi. Kral eline verilen pirinç kasesi ve çubukları alıp" eline sağlık afiyetle yiyeceğim " dedi. Bu ev kendisini çok iyi hissettirmişti. Kafasını yitiren bir deliden daha çok düzgün düşünen ve aklı başında birisi gibi hissediyordu. Saray onu delirtiyorrdu. Onu kötü birisi yapan hergün yaşama ümidi ile çırpınıp durmasıydı.

" Efendim biliyor musunuz? Uzun süredir ilk kez biriyle beraber yemek yiyorum. Buna gerçekten çok özlem duymuşum " dedi. Kral düşündü o da çok uzun süredir birisiyle yemek yemiyordu" bende " diye cevap verdi. Çocuk" Ama siz lordsunuz. Eşiniz veya aileniz yok mu?" Dedi. " Yok benimle yiyecek kimse yok" diye cevapladı. " Anladım efendim" diye yanıtladı onu." Efendim biliyor musunuz buranın aşağısında bir göl var. Baharları çok güzel çiçek açar ve balığı taze ve çok güzeldir. Bir gün yolunuz düşerse sizinle beraber balık yiyebiliriz. Basit bir köylüyüm biliyorum. Umarım bu teklifim ile kabalık etmemişimdir. " Dedi. Kral " buraya bir daha geleceğimi ve seninle karşılaşacağımı sanmıyorum. Ama öyle bir şey olursa ve denk düşersek birlikte yeriz" dedi. Çocuk kocaman gülümseyip " anladım efendim. Umarım yanılırsınız ve buraya uğrarsınız" dedi. Kral ise sessizce "umarım" demekle yetindi.

Kar dinerken elindeki kaseyi kenara bırakıp ayağa kalktı. " Her şey için teşekkür ederim. " Dedi. Kendisini bir soylu gibi tanıtmıştı ama onunla aynı seviyedeymiş gibi konuşuyordu. İçinden gelmiyordu bu çocuk ile üst mertebede konuşmak. Dışarıya adımlayıp karın içinden hızla adımlarken kang dae adamın düşürdüğü mendili görünce dışarıya fırladı. Ayakkabısı yoktu ve beline kadar gelen kar ile zor bela ilerliyordu. " Efendim... Ah ! Efendim" diyerek peşinden ilerlemeye başladı. Kral ona dönüp bakarken " Eşyanız. Burada kalmış... Durun lütfen" dedi. Kral ona doğru ilerlemeye başladı ve kang dae yanlışlıkla bir şeye basarken bağırdı ve yere düştü. Kral onun yanına varıp kucağına alırken " Ah , efendim. Beni indirebilirsiniz. Önemli bir şey olduğunu sanmıyorum. " Dedi. Kral onu daha sıkı sarıldı ve" rahat dur" diye çemkirdi.

Çocuğu belinden ve kalçasından sıkıca tutuyordu. " Bir aptal mendil için yalın ayak peşimden geliyorsun. Kafayı mı sıyırdın " dedi. Çocuk" ama sizin için önemli sandım. Pahalı bir şeye benziyor " dedi. " Kapa çeneni çocuk. Sinir ediyorsun beni " dedi. Kang dae ise" özür dilerim efendim " demekle yetindi. Kulübeye tekrar vardıklarında kral ayağına baktı. Büyük bir diken girdiğini görünce biraz olsun rahatladı ve dikeni çıkartıp elini uzattı" mendili ver " dedi. Çocuk ona uzatıp" ben gerisini hallederim " dedi. Kral ise ona ters bir bakış atıp ayağını sardı ve" bir daha saf saf hareket etme. Biraz hin ol. " Dedi. Saçını okşayıp" benim artık gitmem gerekiyor. Tekrar fırtına başlamadan evde olmalıyım. Kendine iyi bak ufaklık " dedi. Kang dae" sizde " demeye kalmadan çoktan gitmişti. Bu davetsiz misafir ne kadar kaba olsa da kang dae onu sevmişti. Onu tekrar göremeyeceğini bile bile arkasından uzun uzun bakıp onun yüzünü hafızasına kazıdı.

Çok uzun bir bölüm olmadı. Hatırlatmak için yazdım. Okuyan ve bana destek olan herkese çok teşekkür ederim 🙏 iyiki varsınız ♥️

payitaht (bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin