11. bölüm

26 11 11
                                    

Havalar iyice soğumuştu. Dışarıda yağmur yağarken balkondan dışarıya baktı kral. Kang dae saraya geleli 2 ayı geçmişti. Yüzü gözü toparlanmış sağlıklı gözüküyordu. Bahçeye göz gezdirdi. Sabahın erken saatleriydi bahçede nöbetçiler dışında kimse yoktu.

O anda pencereden etrafı izleyen Kang dae ile göz göze geldi. Kang dae gülümsedi ve saygıyla başını eğdi. Kral merakla onu izlerken elini dışarıya uzattı ve avcuna bir miktar su doldurdu derin bir nefes alıp parmaklarının arasından kayışını izledi kang dae. Kral gülümsedi, bu çocuk nasıl oluyordu da bu kadar dikkatini çekiyordu. Kang dae tekrar krala bakarken kralın hala ona baktığını gördü. Gülümsedi ve selam verip içeriye girdi. Kral beklenti ile pencereye bakarken Kang dae kapıdan dışarıya çıktı. Saraya doğru yol alırken kral da balkondan içeriye geçti.

Nöbetçi " efendim Kang dae içeriye girmek istiyor" dedi. Kral " gelsin" diye buyurdu. Kang dae içeriye girerken " günaydın efendim" dedi. " Günaydın" diye yanıtladı kral. " Erkencisiniz " dedi. " Uyku tutmadı " diye yanıtladı kral. " Bu kadar güzel yağmur yağarken insan nasıl uyur " dedi Kang dae. Kral gülümsedi" öyle, uzun süredir kuraklık vardı ama bu sene en bereketli senemiz. Yağmurumuz eksik olmuyor " dedi. " Seyenizde halkta açlık çekmiyor kralım, bu yağmurun üstüne artık zenginleşir ülkemiz " dedi. " Umarım Kang dae. Her kralın gayesidir ülke halkının refah içinde yaşaması. Çok kan döküldü yolunda bu toprakların artık huzur içinde yaşamamak bizimde hakkımız. " Dedi. " Evet efendim." Diye yanıtladı Kang dae.

" Efendim incecik giyiniyorsunuz. Hastalanmanızdan endişe ediyorum açıkçası." Dedi. Kral gülümsedi ve" merak etme kolay kolay hasta olmam ben. Koştur koştur gelmene gerek yok günün bu saatinde. İyice dinlen " dedi. " Size hizmet etmek benim görevim efendim, gecemde sizin gündüzümde" dedi. " Bana bu kadar sadık olman güvende hissettiriyor. Korktuğun için değil de yanımda olmak istediğin için buradasın diğerlerinin aksine" dedi. " Önceleri sizden çok korkardım efendim, artık siz sadece bir ülkenin kralı değilsiniz. Siz benim yaşam kaynağımsınız. Geleceğimde sizin, geçmişim de. Kanımın son damlasına kadar bunun için savaşacağım. " Dedi. Kral gülümsemesi daha da büyürken birkaç adım yaklaştı" öyle mi?" Dedi. " Evet efendim" diye yanıt verdi Kang dae.

Kral birkaç adım daha atıp dibine kadar geldi. Saçlarını okşadı ve " Alıştın mı buraya. Sana kötü davranan birisi yok değil mi?" Dedi. " Sayenizde çok rahatım efendim" dedi Kang dae. Gözlerini kaldırıp yüzüne bakarken " Gözlerin ne kadar güzel, bütün yıldızlar içine sığmış gibi" dedi kral. Kang dae anlık gelen iltifat ile kızarırken " teşekkür ederim efendim" dedi. Kral saçlarındaki ellerini yüzüne getirdi ve okşadı. " Yüzün her zamankinden soğuk" dedi. " Dışarıya çok uzun süre baktım o yüzdendir efendim. Elleriniz hep sıcacık" dedi.

Kral gözlerinin içine baktı yüzünü okşarken " Daha önce sevgilin oldu mu?" Dedi. " Sexten mi bahsediyorsunuz efendim?" Dedi. " Deneyimli gibi konuştun" dedi. " Aslında pek deneyimim yok efendim. Birkaç kişiyle birlikte olmaya çalıştım. Ama pek tatmin edici bir deneyim değildi" dedi. " Neden?" Dedi kral. " Sanırım hastayım, kitaplarda anlatıldığı kadar zevk almadım. Midem bulandı ve yarıda kesip kaçtığım oldu. " Dedi. Kral durdu" Miden mi bulandı?" Dedi. " Evet birçok kişi vardı ve leş gibi kokuyordu etraf " dedi. Kral eliyle başını sıvazladı" Ne biçim yerlere gidip cinsel ilişkiye giriyorsun ?" Dedi.

" Ah halk kesimde bu tür şeyler yaygınmış. Arkadaşım götürmüştü beni de ama pek hoşuma gitmedi " dedi genç çocuk. Kral anladım dercesine başını salladı. Kang dae" izninizle üstünüzü değiştireyim " dedi. Yeni kıyafetlerin yanına gidip önce gömleği aldı kralın üst tarafını soyup giydirdi. Daha sonra alt tarafta geldi. Düğümü çözerken" Efendim alt tarafınız bile haşmetli " dedi. Kral duraksadı. Dudakları istemsizce yukarıya doğru kıvrılmıştı. " Nasıl yani?" Dedi. " Gördüğüm en büyük penis " dedi Kang dae. Sonra duraksadı. Ne diyordu bu çocuk. Çenesi düşmüştü. Karşısındaki arkadaşı değildi. Bir kraldı. Ne kadar onunla rahatça konuşsa da bu kadar da değildi. " Ah özür dilerim. Haddimi aştım galiba" dedi. Kral durdu kızarmış yüze bakarken " dokunmak ister misin?" Dedi. Kang dae büyümüş gözlerle ona bakarken " anlamadım?" Dedi. " Dokunmak ister misin diyorum. Gözün sürekli oraya takılıyor. Fark etmediğimi mi düşündün? Bu kadar ilgini çekiyorsa bir kereliğine dokunabilirsin " dedi.

" Ah efendim haddimi aşmak istemem " dedi Kang dae. " Sorun değil " dedi kral. Yatağına doğru yol alıp oturdu. " Gel bakalım buraya " dedi. Kang dae stres olmuştu elleri titriyordu. Ürkek adımlarla yaklaştı ve diz çöktü. Elini beyaz içliğe atıp aşağı çekti. Büyük alet gözler önüne serilirken krala baktı. Kral merakla onu seyrediyordu. Elini sıcacık alete attığında ikiside garip bir ifade ile birbirlerine baktılar. " Gerçekten çok büyük efendim. Elime sığmıyor "dedi. Baş parmağını ucuna getirip yavaşça okşadı. Kral aldığı yoğun hazla boğazını temizledi. Aleti hafifçe sertleşmişti. Kang dae elini çekerken krala baktı. Ağzı aralık bir şekilde onu izliyordu. Gözlerini kıstı ve aletine tekrar baktı. Tekrar dokunmak istiyordu.

" Kang dae" dedi kral. " Buyrun efendim?" Diye yanıt verdi. " Yaklaş biraz" dedi. Kang dae gözlerini kralın gözlerine dikti ve kafasını ona yaklaştırdı. Kral yüzünü avuçladı ve " kafamdan milyonlarca deli saçması şey geçiyor. " Dedi. " Ne geçiyor efendim?" Diye sordu Kang dae. " Bilmek istemezsin" diye yanıt verdi. Kang dae biraz daha yaklaştı " güzel korkuyorsunuz efendim" dedi. Kral diğer elini de yüzüne koyarken kang dae bakışlarını istemsizce dudaklarına kaydırdı. Yutkundu ve tekrar gözlerine baktı. Kral bu hareketi ile kendine biraz daha çekip minik bir öpücük kondurdu. Kang dae şaşkınca ona bakarken" birinin dudaklarına o kadar aç gözle bakmazsın " dedi. " Özür dilerim efendim " dedi Kang dae. Kral küçük bir öpücük daha kondurup" özür dileme " dedi. Kang dae gözlerinin en derinlerine bakarken kral boğazını temizledi. Ondan ayrılırken Kang dae hemen toparladı ve yeni bir alt alıp aceleyle giydirdi. Kral ayağa kalktı ve diğer şeyleri de giydirmesine izin verdi.

Kang dae selam verip " izninizle ben çıkayım efendim" dedi. Kral birkaç adımla yanına gelip belini kavradı ve dudaklarına kısa ama derin bir öpücük kondurdu. " Gidebilirsin şimdi" dedi. Kang dae şaşkınca ona baktı. Kıpkırmızı olmuştu emindi. Selam verip dışarıya çıktı. İçinde oluşan bu yoğun duygu da neyin nesiydi. Ve bir kral onu öpmüştü hemde bilinçli ve istekli bir şekilde. Bu duruma bir anda nasıl gelmişlerdi. Umarım bir hata yapmamıştı. Ama kral onu öpmüştü. Kellesinden olmazdı değil mi?

payitaht (bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin