Sabahın altı buçuğunda alarmıma uyandım. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra üniformamı, pantolon ve ceketimi giydim. Su içmeye gittiğimde suyu doldururken Pamir'le geldiğimi ve arabamı karakolun orda bıraktığımı hatırladım.
Suyumu içtikten sonra Pamir'in odası olduğunu düşündüğüm odanın kapısına elimle hafifçe vurdum. Kapıyı uykusunu almış ve uyanalı uzun zaman olmuş bir Pamir açtı.
"Günaydın Bademci hanım." dedi kapıya yaslanıp sırıtarak. Sırıtması bana da bulaştığında konuşmaya başladım.
"Günaydın. Hazır mısın? Çıkmamız lazım arabamı karakolun orda unutmuşum."
"Hazırım ben de sen uyanmamışsındır diye gelmedim. Çıkalım."
İnanamazca ona baktığımda önüme dönüp yürümeye başladım. Ben ve bu saatte uyanmamak. Düşüncesi bile komikti çünkü istemesem bile bu saatte uyanık olurum. Düşündüklerim yüzünden istemsizce güldüğümde Pamir'in bana sorarcasına baktığını hissediyorum.
"Sadece uyanmamış olmanı düşünmen ve benim de bu konu hakkında kendi içimdeki düşünceler gülmemi sağladı." dedim açık olarak.
Botumu giydikten sonra merdivenden inmeye başladım. Apartmandan çıktıktan sonra arabanın yanında durdum. Yanıma gelip arabanın kilidini açtığında arabaya bindik.
...
Karakola gelmiştik. Hızlı adımlarla koridordan geçip odama girdim. Ceketimi çıkarıp astım ve koltuğa oturdum. Oturduktan sonra annemi aradım.
"Anne?"
"Efendim Lalin."
"O adam gitti değil mi?" Birkaç saniye ses gelmeyince sorumu yineledim.
"Anne. O adam gitti değil mi?"
"Hayır. Uyuyor şu an."
"Uyandır. Kalksın gitsin kendi evine."
"Tamam."
Ben kulağımda birkaç dakika telefonla beklerken önce dış kapının sesini duydum sonra da annemin sesini.
"Gitti annecim."
"Çok şükür. Eğer bir daha gelirse ki gelemez ama olurda gelirse ve evde teksen beni arıyorsun tamam mı?"
"Tamam. Görüşürüz dikkat et kendine."
"Ederim. Sen de et." dedim gülümseyerek.
Telefonu kapattıktan sonra kapım çalındı.
"Gir!" diyerek seslendim. İçeri Pamir girdi ve karşımdaki koltuğa oturdu.
"Gitmiş mi?"
"Ya sen beni mi dinliyorsun? Neden her bu konu açıldığında bir şekilde haberin oluyor?" diye sordum. O adamın konusu açılınca sinirlerim bozuluyordu.
Gözlerim dolmasın diye kırpıştırdım.
"Kim bilir? Hem evet geçmişte yanlış yapmış ama neden bu kadar sertsin bu adama karşı. Barışmak istiyor." Sinirlendiğim için iyice gözlerim dolunca gözlerimi sildim ve konuşmaya başladım.
"Kimse ama kimse bana o adamı savunamaz. O adamın haklı olduğu bir yanı yok. Küçükken terk ettiğinde aklı neredeydi? Eğer o adamı savunmaya devam ediceksen çık odamdan!" Dedim sakin bir ses tonuyla.
"Tamam, özür dilerim. Haklısın."
Sakinleşmek için yüzümü ellerimle kapattığımda derin nefes alıp vermeye başladım. Yanağımdaki ıslaklığı fark ettim.
Kahretsin...
Kendimi tutmaya çalışsam da olmuyordu.
Aşkın şimdi değil, lütfen.
Ben kendimle savaş verirken Pamir'in sesini duydum."Ağlayacaksan rahatça ağlayabilirsin." Kafamı kaldırdım ve ona baktım.
"Ben o değilim Aşkın. Rahatlayacaksan ağlayabilirsin." Ağlamam yavaş yavaş şiddetleniyordu.
Ben köşedeki büyük koltukta oturmuş ağlarken o da yanımdaki boş yere oturup beni kolunun altına aldı böylece kafam omzuna yaslanmış oldu. Yavaş yavaş kolumu okşuyordu ve bu da bana iyi geliyordu.
Ağlamam bittikten sonra sessizce nefes alıp veriyordum. Uykum da gelmişti.
"Beni neden sevmedi Pamir?" İç çektiğini duydum.
"Neden sevmemiş bilmiyorum ama seni sevmemekle çok yanlış bir şey yapmış Bademci."
-457 kelime
Bölümümüz bittiii🥹
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARAKOLLARDAYIZ
Action"Operasyondayken yakalanmak ayrı bir keyifli oluyor biliyor musunuz?" "Ne operasyonu? Mal kaçırma operasyonu mu?" Soğuk bir sesle sordum. Cevabı biliyordum aslında. Adam polisti büyük ihtimalle. Ama yine de sormak istemiştim. "Polisim ben." "Biliyor...