8. Bölüm

30 2 0
                                    

Barın'la olan konuşmamız bittiğinde Pamir ve Seren'i de odama çağırmış dördümüz birlikte oturmuştuk.

"Ee ne yapalım?" Dedim sıkıldığımı belli ederek. Seren de bana gözlerini açarak baktığında ne var anlamında başımı salladım.

"Ya Lalin anlamıyorum, ne oldu sana birkaç gündür? Kurdun mu var? Ne bu yerinde duramaman?"

Ona dik dik bakıp göz devirdim.

"Hadi bizim eve gidelim!" Dedi Barın. Seren kaşlarını çatıp kafasını salladı.

"Hayır, hayır sen evindeki çöpü ayağa kalksan çöpe atmazsın. Nerede oturacağız biz gelsek?" Dedi Seren isyanda bulunarak. Haklıydı gerçi, Barın'a doğum günü için gidelim dedik. Ayakta kaldık en son birlikte topladık evi.

"Barın üzgünüm ama Seren haklı. En sonki olayı hatırlatmamı mı istiyorsun?" Barın kaşlarını çatıp bana sahte bir hayal kırıklığıyla baktı ve konuşmaya başladı.

"Sen de mi be Lalin?"

"Ya en fazla ne olabilir ki? Bence abartıyorsunuz eviniz temiz diye." Diyerek ortaya fikrini attı Pamir.

"Evet, yani temizledim ben hem evimi. Temiz yani."Dedi Barın da.

"Barın ağzımı açtırma benim." Diyerek cevap verdim.

"Ya kızım anlamıyor musunuz siz? Temiz diyorum evim. Benim evim temiz. Daha kaç kere diyeyim size?"

"İyi gelelim ve görelim o zaman." Dedi Seren de.

Ben de başımla onu onayladığımda ayağa kalktık.

...

Barın'ın evinin olduğu apartmanın önünde durduğumda önden geldiğim için hafifçe ayaklarımı açarak apartmana baktım. Baktım ve gülümsedim. Her ne kadar kirli olsa bile bu evde binlerce anımız vardı. Ne zaman ben veya Seren veya aynı anda kötü hissetsek yanına giderdik. Barın da kötü hissettiğinde bizi arardı ve biz de giderdik.

Ben düşüncelerimle eve bakarken arabaların motor sesini duydum. Muhtemelen bizimkiler gelmişti. Bu yüzden arkamı dönmeye tenezzül etmedim.

Belime değen ellerle irkildim ve arkama baktım. Barın'dı.

"Ne düşünüyorsun?" Dedi merakla.

"Eskimiş yıllarımızı. Bu ev benim gençliğim diyebilirim Barın. Sen ve Seren ise benim abim ve kız kardeşimsiniz. Bu ev, benim evim Barın..." Sözlerim bittiğinde kafasını benim kafama yasladı ben de onunkine yasladım.

"Hatırlıyor musun? Bir dönem neredeyse her gününü burada geçiriyordun Lalin." İkimizin de hafifçe gözü dolduğunda gülümsedik. Başımı salladım gülümserken.

"Ağlatacaksınız şimdi beni." Arkadan burda olduğunu bilmediğimiz Seren'in sesini duyduk.

Yakınımıza geldiğinde elini omzuma atarak bana yaslanmıştı. Ben de kolumu onun omzuna atmıştım. Ve evet biz buyduk. Biz bir ekiptik.

"Dışlanıyor muyum ben yoksa unuttunuz mu?" Diyen Pamir'i duyduk. Barın gülerek gel anlamında elini salladı.

"Gel kardeşim, sen de gel."

"Tamam, yeter. Bu kadar duygulanmamıza gerek yok. Ayrılmayacağız biz!" Son cümlemi emir verircesine söylediğimde hepsi gülmüştü.

Ben hepsinden ayrılıp binaya ilerlerken diğerlerinin de adım seslerini duydum.

...

Şu an o kadar bomboş bir şekilde oturuyorduk ki. Daha doğrusu oturamıyorduk Barın sayesinde. Tekrar aklıma gelince sinirle Barın'a baktım.

"Kızım ne bakıyorsun öyle? Temiz evim." Deyince daha da sinirlendim.

"Barın oraya gelir sana temiz neymiş gösteririm. Hani ev temizdi? Bu ne?" En son yüksek sesle bağırdığımda kulaklarını kapatmak zorunda kalmışlardı.

"Lan bu ses ne? Ne yiyip içiriyorlar sana?" Diye isyan çıkaran Pamir'le beraber Seren de kafasını salladı.

"Çok da şey etmeye gerek yok." Aklıma gelen fikirle sinsi bir şekilde gülümsedim.

"Benim aklıma bir fikir geldi!" Dedim mutlulukla. Hepsi bana soran bir şekilde bakarken konuşmaya başladım.

"Evi temizleyeceğiz." Ve hepsinin yüzünün düştüğünü gördüm. Özellikle Barın'ın.

"Ne gerek var şimdi?" Dedi Barın.

"Barın tepemin tasını attırma benim. Nereye oturacağız biz? Temizleyeceğiz bu evi o kadar." Diyerek itiraz istemediğimi belirttim.

KARAKOLLARDAYIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin