7. Bölüm

28 4 0
                                    

Kapı kolu ve hızla açılan kapının sesi. Sabah duyduğum ilk ses buydu. Gerçi sabah mı o bile belli değil ama.

"Aşkın!" Pamir'in sesiydi. Alarmım çalmış ve ben uyanmamış olmam imkansız gibi bir şeydi. Ben cevap vermezken Pamir kolumu dürtmeye başlamıştı.

"Aşkın uyan diyorum, hadi!" Hafifçe bağırarak konuşmaya başladığında önemli bir şey olduğunu düşünerek gözlerimi açtım. Açmamla kapatmam bir oldu.

"S*ktir! Pamir bu ışık ne? Ne ara açtın şunu?" ben Pamir'e söylenirken Pamir birden kalktı ışığı kapattı. Etraf hafifçe karanlık olduğunda açtım gözlerimi.

"Tamam, özür dilerim. Kapattım kalk şimdi. Hadi."

Oturur pozisyona geldiğimde gözlerimi de açmıştım çoktan.

"Bir saattir kafamda dır dır edecek ne olmuş olabilir? Cevap alabilir miyim? Hayır, zaten birkaç saat sonra uyanmayacak mıyız biz ne bu acele."

"Müdür çağırıyor." Dedi sakin bir şekilde. Şaşırarak gözlerimi açtım.

"Ne demek çağırıyor? Neden? Ne olmuş olabilir ki?" Art arda sorularımı sıralarken Pamir derin bir nefes aldı.

"Bilmiyorum, gelin dedi sadece. Karakolda konuşacakmışız. Seren ve Barın'a da haber ver dedi."

Kalktım. Ve üstüme siyah pantolon ve boğazlı bir kazak giydim. Kapıya doğru ilerlerken Pamir de çıktı odasından. Üstünde siyah pantolon ve benim gibi kazak giymişti. Birkaç saniye ona baktıktan sonra kapının yanındaki askılıktan kabanımı aldım ve kapıda botlarımı  giymeye başladım.

Eğilmiş botumun fermuarını çektikten sonra kalktım ve saçımı geriye attım.

"E hadi!" Dedim bana bakan Pamir'e doğru. O da hızlıca botunu giydikten sonra asansöre doğru ilerledik. Asansör geldiğinde bindik ve aşağı doğru inmeye başladık.

"Sabah çok şey ettiysem özür dilerim." Dedi bir anda Pamir.

"Ney ettiysen?" Sabah kolumu dürterken canımı acıtıp acıtmadığından bahsediyordu ama tatlı göründüğü için anlamamış gibi yaptım.

"Sabah kolunu dürttüm ya. Canın acıdı mı?" Dedi çocuk gibi. Kafamı hayır anlamında salladım.

"Hayır, acımadı. Merak etme." Dedim gülümseyerek.

Cümlem bittiğinde zemin kata inmiştik. Arabaya bindik ve karakola girdik.

...

Arabadan indiğimizde karakola bakarak birkaç dakika durakladım. Buraya sabah erken saatte yine bir toplantı sebebiyle çağırılmamın kaçıncı kez olduğunu bilmiyorum. Ama genelde önemli suç dosyası veriliyordu.

Koluma değen elle irkildim ve arkama baktım. Pamir'di.

"İyi misin?" Diye sordu merakla.

"İyiyim." Dedim ve ilerlemeye başladık.

Toplantı odasına doğru giden koridorda kimse yoktu. Toplantı odasına vardığımızda ise Barın ve Seren'in gelmiş olduğunu gördüm. Müdür de masanın başında oturuyordu.

"Geç, Lalin." Diyen Müdür ile bir sandalyeye geçtim. Yanıma ise Pamir oturdu. Arkam eğilecek şekilde arkama yaslandığımda müdürümüze baktım.

"Müdürüm bizi neden buraya topladığınızı öğrenebilir miyiz?" Seren hepimizin sesi olup merakımızı gidermişti.

"Öğrenin Seren, öğrenin. Buraya gelmenizin sebebi her yıl olduğu gibi yine bir suç dosyası..." Cümlesini bitirdikten sonra toplantılarda kullandığımız asıl dosyanın kopyası olan dosyaları bize dağıttı. Diğerlerine dağıtılırken müdür bilgi vermeye başladı.

"Ece, Ece Akıncı. Henüz 15 yaşında olan genç kız. Babası, annesiyle kendisini 4 yaşındayken terk etmiş." Son cümleyi duymamla önüme daha yeni konulmuş olan dosyayı hemen alıp açtım. O sırada müdür cümlesine devam ediyordu.

"Kaçırılmış. Annesi,  kızını terk eden babasının onu kaçırıldığı söylüyor. Bizden de kendisine yardımcı olmamızı, kızını kurtarmamızı istediğini söyledi."

Sakinleşmek için masanın üstünde duran su şişesini aldım ve birkaç yudum aldım.

"İyi misin?" Pamir'in sesini duydum ve ona doğru döndüm. Kafamı hayır anlamında salladım.

"Boşandıkları zaman kendince sebepleri sunup delil vererek kızının velayetini kendisine almış annesi. Kadın, babasının bu durumu sindiremeyip bu yüzden kaçırdığını düşünüyor. Aynı zamanda kendisini tehdit etmek için. Yani bir şey yapacağını düşünmüyor." Müdür konuşmasını bitirdiğinde sakince ayağa kalktım.

"Müdürüm, izninizle çıkabilir miyim? Evde çalışsam daha iyi olur hem." Dedim kendimi ayakta tutmak için zorlarken.

"Çıkabilirsin Lalin." Dedi izin vererek. Cümlesini duyduğumda odadan dışarı çıktım. Koridorda yavaş adımlarla yürürken kapı sesi duydum.

"Başkomiserim!" Dediğimi duydum Barın'ın. Arkamı döndüğümde tek Barın'ın olmadığını onun arkasında Pamir ve Seren'in de olduğunu gördüm. Endişeli bir şekilde bana bakıyorlardı.

Barın yanıma gelirken diğerlerine siz gidin ben ilgilenirim anlamında bakış atıp bana geri döndü. Ne yapmak istediğini anladığım için önüme dönüp eskisine göre hızlı olmaya çalışarak bahçeye çıktık.

Banka oturduğumuzda Barın'a bakttım ve sarıldım. O da bana sarıldı ve hafifçe sırtımı sıvazladı. Barın benim arkadaşımdan öte abimdi. Tanıştığımızdan bu yana zor zamanımda yanımda olmuştu hep.

Birkaç dakika öyle durduktan sonra burnumu çekip yavaşça ayrılıp Barın'a gülümsedim.

"Sen gerçekten çok iyi bir abisin, biliyorsun değil mi Barın?"

"Sen de çok iyi bir kız kardeşsin, biliyorsun değil mi Lalin?" Dedi beni taklit edip güldükten sonra.

"Teşekkür ederim Barın. Sen kendini iyi hissetmediğinde senin yanında olacağım, korkmana gerek yok." Dedim sonlara doğru alaycı bir tavırla.

"Aman aman Lalin Hanım. Çok korktum, ağlayacağım şimdi." Dedi o da şakayı devam ettirerek. Bir anda ciddi olup konuşmaya başladım.

"Gerçekten söyle ama bir şey olduğunda, yanında olurum." Dedim hafif gülümsemeyle. O da karşılık verdi bana.

Tamam yeter bu kadar bölüm dosğöxpsxl neyse Barın ve Lalin'in abi kardeş gibi olacağını ben de bu bölüm öğrendim aslında yani anlık gelen ama devam eder böyle..

KARAKOLLARDAYIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin