Duş almıştım ve saçlarımı havlu ile kurutmaya başladım. Yatağa oturup derince iç çektim, saat gerçektende çok geç olmuştu ama uyku tutmuyordu. İki hafta önce tacize uğramıştım ve annem benden habersiz beni Los Angeles'a götüreceğini öğrenmiştim. Ama yine çok güzeldi arkadaşlarımla çok güzel vakitler geçirmiştik ve elbette sasuke'yle de...
Bana her gün en güzel günleri yaşatmak için çabalamıştı asla mutsuz olmadım, naruto'yla ikisi beni güldürmek için ellerinden geleni yapıyorlardı. Ben... Mutluydum.
Telefonu elime aldım ve rehberden annemi seçerek onu aramaya başladım. Bir kaç çalışta açılmıştı.
Uykulu sesi çok tatlı geliyordu, "Efendim kızım...?" kızım demeyle içim yumuşamıştı bile.... "Anne... Babam beni aradı ve beni Los Angeles'a götüreceğini söyledi, benim neden haberim yok söyler misin?" annem telefonun ardından derince iç çekti, "kızım... Aslında bu planlarımda yoktu, ama onun karısı bana ve sana hakaretler yağdırdığında buna dayanamayıp aklıma geleni söyledim. Çok üzgünüm... İstersen benimle gelmeyebilirsin." derince iç çektim.
"Anne tabikide seninle geleceğim. Senden bundan sonra asla ayrılmayacağım." karşıdan küçük bir kıkırtı geldi. "O kadar mutlu oldum ki kızım... Çok rahatladım. Ne zaman gitmemizi istersin?" duraksayarak düşünmeye başladım. Bu hayattan en kısa zamanda kurtulmayı çok istiyordum. Emin miyim? Bilmiyorum ama en kısa zamanda kurtulmak annem için en iyisiydi.
"Yarın anne... Yarın geleceğim oraya ve yarın gideceğiz." karşı taraftan ses gelmemişti, sonra ise rahatlamış gibi bir nefes geldi. "Hemen kurtulalım kızım..." gözlerimden yaşlar akmaya başlamıştı. "Evet anne... Kurtulalım!"
Birbirimize güzel geceler diledikten sonra telefonu kapattık, gözlerimden oluk oluk yaşlar akıyordu. Ne kadar güzel vakit geçirsemde gerçekler yüzüme soğuk su gibi çarpıyordu. Gitmeliydim... Yoksa sasuke'ye tekrar kapılacaktım, evet aptalım! Çok ama çok aptalım... Ama seviyorum... Vazgeçemiyorum... Olmuyor kahretsin!
Bu yuzden gitmeliydim, daha fazla yara almamak için gitmeliydim. Ama son kez... Ayaklarım kendi kendine hareket etmeye başlamıştı. Odamın kapısını açıp dışarıya çıktım, soğuk koridorda titreyerek ilerliyordum.
İstediğim yere vardığımda kapının önünde durdum, kapıyı 2 kez tıktıkladığımda hafif tıkırtılar geldi ve ayak sesleri. Sert asker yürüyüşüydü, bu sasuke'nindi... Kapı açıldığında şaşkınca kapkara gözler beni izliyordu.
"Sakura... Burada bu saatte ne işin var? Bir şey mi oldu?" titrememi gizlemekten çekinmiyordum. "N-naruto nerede?" sasuke kaşlarını çatarak bana bakmayı sürdürdü. "Hayır... O Sai'ler ile dışarıda, sana bir şey mi oldu? Neden titriyorsun ne oldu sakura? Anlat bana güzelim..." kaygılı bir şekilde bana yaklaştı.
Büyük bir adım atarak parmak uçlarıma yükseldim ve dudaklarımızı birleştirdim. sasuke'nin şok geçirdiğini hissedebiliyordum. Bir süre dudaklarımız hareketsiz birleşik halde kaldığında sasuke şok halinden çıkıp belimden tutup kendine bastırdı.
Bir elini yanağıma koydu ve öpüşmemiz sertleşmeye başladı, dillerimiz ritim ile sanki dans ediyordu. Ellerimi nereye koyacağımı şaşırarak iç güdüyle boynuna sardım. Tek bir hamlede beni kucağına aldı, hala şevhetle öpüşmeye devam ediyorduk. Midem kasılıyor ve kelebekler uçuşuyordu, hayal görüyor gibiydim.
İçeri ilerleyip arkadan ayağıyla kapıyı kapattı. Ellerimi saçlarında gezdiriyordum, o ise tşörtümün içine elini sokmuş çıplak bedenimde soğuk ellerini gezdiriyordu. Lava soğuk bir buz kütlesi atılmış gibi hissettiriyordu. Artık üşümüyordum...
✍️
Ağağağğaa
AY NOLUYOR NOLUYOR!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love born of hate|SasuSaku|
Teen FictionAileleri gibi iki düşman olan gençler okulda birbirlerine savaş açarlar. Tabi bu çok önceden böyle olmamasıyla beraberdir.