MEDYA : DEMİREL
Hüzünle, huzur aynı anda hissedilir miydi? Bir rüya bir kaderi değiştirir mi?
Her tarafı zifiri bir karanlık sarmıştı. Gördüğüm rüya beynimi ve bedenimi ele geçirmişti. Doğru düzgün düşünemiyordum. Yüzüm ve sırtım sırılsıklam olmuştu.
Yavaşça ayağa kalktım. Kapıya doğru dikkatli adımlarla ilerledim. Karanlık olduğu için önümü göremiyordum ama ellerimle kontrol ederek kapıyı buldum. Kendimi dışarı atınca tuttuğum nefesi verdim. Kısık gözlerle etrafa baktım. Hiç kimse yoktu.
Hava almak istiyordum. Bir bahçeye çıkmak istiyordum. Ciddi anlamda kafayı yememem için bu lanet yerden az da olsa uzaklaşmam gerek...
Belki ondan izin almalıydım. Ya da Armi ile Hazalı buraya çağırmalıydım. Bir şekilde bu gün kafamı dağıtmalıydım. Sonra bu fikirden vazgeçtim. Onların buraya gelmesini istemiyordum. Benimde hemen kaçmam lazımdı buradan.
Demirelin yanına gitmek için merdivenlere yöneldim. Merdivenlerden indikten sonra salona girdim ama Demirel yoktu. Salondan çıkıp dışarıda bekleyen bir korumaya sordum. O da bana merdivenin altındaki küçük bir odayı gösterdi.
İçeride kimse yoktu . Duvarda 8 tane monitör vardı. Kocaman çekmeceli bir masa ve salondaki siyah koltuğun aynısından bir tane vardı.
Kapıyı kapatıp içeri girdim. Demireli burada beklesem iyi olacaktı. O salondaki koltuk hep dikkatimi çekmiş ve ona oturmak istiyordum. Ama fırsat olmamıştı.Fırsatı değerlendirip koltuğa oturdum. İyice yayıldım. Zaten yaramda izler dışında iyileştiği için rahatça hareket edebiliyordum.
Odayı iyice inceledim. 8 tane monitör bir kameraya bağlıydı. ve ayrı ayrı odaları gösteriyordu.
Monitörlerin sağ üst köşesinde bodrum kat yazıyordu. Odalara baktım 3 tane oda dışında diğerleri boştu. 3 odada koltuklara oturmuş adamlar vardı.
Sanırım zindan gibi bir yerdi.
3. mönitördeki odaya 2 3 adam girdi. Büyük ihtimalle Demireldi. Daha net görmek için ayağa kalkıp monitöre yaklaştım.
Demireldi bu. Monitördeki adama birşeyler söylüyordu. Ama ses sistemi olmadığı için duyamıyordum. Acaip merak etmiştim.
Masanın üstünde bir kulaklık görmüştüm. Geri dönüp kulaklığı alıp ucunu monitöre taktım. Daha sonra konuşmaları dinlemeye başladım.
Odada hapis tutulan adamın bana sırtı dönüktü ama Demirelin tüm yüzünü net bir şekilde görebiliyordum.
"Yakaladın beni işte ne istiyorsun? Zaten kızımı elinde tutuyormuşsun. Beni ne diye yakaladın?"
Demirelin yüzündeki kaslar bir gram oynamamıştı.
"Borcundan ne haber onu bana söyle."
Adam saçını kaşıdı. Acaba Demirel başka bir kızıda mı burada tutuyordu.
"Borcu bulamadım. Bana zaman ver demiyeceğim. Çünkü o kadar parayı bulamam sadece bırak gideyim."
Demirel adama bir tokat savurunca adamın yüzü kameraya doğru döndü.
Hayır hayır olamaz babam olamazdı. Lütfen o monitörde duran adam babam olmasın.
"Kızının senin yüzünden hayatı tehlikede ve sen onu bırakıp gitmeyi düşünüyorsun. Düşündüğümden de şerefsizmişsin."
Duyduklarım canımı yakmıyordu sadece beynim vücudum heryerim uyuşmuştu.
"Bak haklısın karımda borçlardan dolayı öldürüldü. Miraya da bişey olmasını istemem ama şuan kendim için yalvarmak zorundayım lütfen izin ver gideyim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
3 TATLI BELA(TAMAMLANDI.)
ChickLitDemir El çetesinin lideri Demirel kurbanlarını eline silah olarak taktığı demirden yapılma yapay bir elle kalplerini sökerek öldürdüğü için bu ismi alıyor. Birgün Mirayda babasının borçları yüzünden kurban olarak Demirelin karşısındadır. Duyguların...