Bölüm 26 (DÖNÜŞ)

20.3K 1K 91
                                    

"Daha gelmedik mi?"

Elleriyle direksiyonu sıkıp dişlerini sıkarak bana cevap verdi.

"Miray bu soruyu onuncu kez soruyorsun. Daha gelmedik."

Ellerimi göğsümde birleştirip yolun ortasındaki çizgilerin arabamızın altına kaçışını izlerken ona yarım ağız cevap verdim.

"Gece yolculuğunu hiç sevmiyorum."

"Biliyorum Mirayım ama seçtiğin otel uzaktaydı. Oraya gidince birkaç gün kalırız. Güzelce dinlenirsin."

"Tamam ama midemi bulandırdı bu yolculuk en azından biraz duramazmıyız."

Etrafa bir göz gezdirdim. Kesinlikle durulacak kadar Güvenli bir yerde değildik. Üstelik bizden başka kimse de yoktu. Ama Demirel arabayı kenara çekince şaşkınlıkla ona baktım.

"Inecek miyiz arabadan?"

"Biraz dışarı çıkalım en azından miden rahatlar."

Başımı tamam anlamında sallayıp arabadan indim. Önümüzde Ağaçlık bir alan vardı. Arkamı dönüp Demirel'e baktım. Yolun kenarında bir yere doğru ilerlemeye başlayınca bende peşinden gittim. Ona yetişmeye çalışırken o durup bir yere Gözünü dikti. Ben bu sefer adımlarımı daha hızlandırıp yanına geldim. Bakışlarını takip edip bir Gölün kenarındaki muhteşem ışıklandırmaya baktım.

"Çok güzel."

Mest olmuş bir şekilde karşıya bakarken gülümsedim. Kırmızı ve beyaz ışıklar dans edercesine yanıp sönerken ortaya çıkan Show o kadar etkileyiciydi ki oturup saatlerce izleyebilirdim.

"En az senin kadar güzel Miray."

Demirel arkadan bana sarılırken fısıltısı kulağımı gıdıklamıştı. Duyduğum cümle yüzüme memnun bir ifade yerleştirmeme sebep olmuştu. Tam ağzımı açacakken havada Oluşan gürültüyle Gözlerimi ışıklandırmaya diktim. Birden patlayan havai fişekler yüzümüzü aydınlatıyordu.

Küçükken annem ve babamla küçük havai fişeklerden sürekli Alıp bizim evin arkasındaki boş alanda patlatırdık. Bir kere havai fişeği yanlış atınca çok yakında patlamıştı. O gün saatlerce ağlamıştım. O günden sonra bir daha havai fişek patlatmamış görmek bile istememiştim. Ama şuan her patlayan fişekte gülümsemem artıyordu.

Demirel'in Omuzları Sarılı eli aşağı inip elimi tuttu. Bende ellerini sıktım. Çenesi başımın üstündeydi. Çenesini aşağı indirip Başıma bir öpücük kondurdu.

Gösteri bitince sessizliği bozup arkamı döndüm.

"Gidelim mi?"

Gözlerini kısıp bana bakarken başını tamam anlamında salladı. Daha sonra arabaya doğru yürümeye başladık.

**********

Arabanın bagajını açıp küçük el çantasını çıkardım. Daha sonra kapıyı kapatıp otele baktım. Nereden baksan geceliği bin lira olacak Türden bir oteldi.

Fakat bu pekte Demirel'in umrunda değildi.

Demirel'in yanına gidip elini tuttum. Beraber otele yürümeye başladık.

"Otelin kocaman bir Aqua Park'ı var."

Ağzımı hayretle açıp Demirel'e baktım.

"Ciddi misin?"

"Evet sabah kahvaltıdan sonra direk gideriz."

Bir yandan Gülerken bir yandan başımı salladım. Otelin lobby'sine gelince Demirel hemen receptiona yöneldi. Bu sefer bende peşinden gittim.

3 TATLI BELA(TAMAMLANDI.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin