BÖLÜM 18

20.3K 1.2K 59
                                    

ARKADAŞLAR ARTIK 33 BİN OKUMA OLDUK. BU KADAR KIŞIYE YAZDIKLARIMIN ULAŞIYOR OLMASI BENI ÇOK MUTLU ETTİ.

SİZCEDE ARTIK OKUYUCULARIMA BIR ISIM VERILMESI GEREKMIYOR MU?
ÖNERİLERİNİZİ BEKLIYORUM :*

Titreyen bacaklarımı zorlayarak yürümeye başladım. Sandalyeye tutunarak dik durup etrafıma baktım. O adamlardan eser yoktu. Karşımda duran kapının da kilitli olduğuna iddiaya girebilirdim.

Kafamı kaldırıp tavana yakın duran küçük camlara bakıp sandalyeyi pencerenin altına sürükledim. Her hareketimle karnımda aşırı acı hissediyordum ama buradan kaçmak için dayanmalıydım. Sandalyenin üstüne çıkıp elimi cama uzattım. Pencerenin koluna değiyordu fakat açamıyordum.

Ayak parmak uçlarıma basıp yükselmeye çalıştım. Tam o sırada acıyla inledim. Ama devam ettim buradan kurtulmam lazımdı. Sonunda birazcık yukarı kaldırabildim. Zıplayıp camı tamamen açınca gülümsedim. Şimdi sıra buradan çıkabilmekti. Derin bir nefes Alıp zıpladım. Kolumu camdan dışarı çıkarınca ayaklarımla duvardan tırmanmaya çalıştım. Fakat ayaklarım kayıp duruyordu.

Son bir kez daha ayağımı duvara sürtünce biri beni ayağımdan aşağı çekti. Ilk önce sandalyenin üstüne daha sonra yere düştüm. Acıyla inledikten sonra başımı kaldırıp baktım. Yine o esmer adam vardı. Yerimden doğrulurken kolumda ki acıyla tekrar inledim. Fakat ayağa kalkmayı başarmıştım.

Adam tekrar bana yürümeye başlayınca üzerine düştüğüm sandalyeyi Alıp başına geçirdim. Tüm vücuduma yayılan acıya rağmen mücadele ediyordum. Yere Eğilip eliyle yüzünü tuttu. Bu sefer daha sinirli bi şekilde bana doğru hızlı adımlarla yürümeye başlayınca iki parmağımı gözüne sokup iyice ittim. Bu hareketim onu kör edebilecek türdendi. Tuhaf bir ses çıkarıp dizinin üstüne çöktü.

Hemen arkamı dönüp Kapıya koştum. Üzerindeki Anahtarı çevirip kapıyı açınca hemen dışarı çıktım. Dışarı da olduğuma inanamıyormuş gibi bi kaç saniye etrafa bakıp bahçenin kapısına koştum.

Bahçede oturan diğer iki Adam'ı görünce nefes almayı bile kesip sessizce ilerledim. Kolumu tutup nefes almaya devam ettim. Kapıyı açınca büyük bir gıcırtı oldu fakat duymadılar. Içimden şükür ederek Kapıdan çıktım. Tam uzaklaşmak için arkamı dönünce Karşımda Ege'yi görünce Gözlerim doldu.

"Bırakın beni lütfen."

Ifadesiz bir yüzle bana bakarken yana kayıp geçmem için bana yol verince büyük bir şaşkınlıkla yanından geçtim.

Bu kadar kolay olmamalıydı. Yanından geçince ormana doğru koşmaya başladım. Sürekli Ayağım takılıyor yere kapaklanıyordum.

Üzerime düştüğüm kolumda morarmaya başlayınca Ağlamamak için kendimi zor tuttum. Perişan bir haldeydim.

Gözümün önüne Düşen bir kaç teli çekip koşmaya devam ettim.

Bir yola çıkınca bir Arabanın geçmesi için dua ettim. Fakat geçen arabalarda durmadan yanımdan geçiyorlardı. Daha fazla güç bulamayıp kendimi asfalt yolun üstüne bıraktım.

Yardımına ihtiyacım var Demirel.

Gözlerimi yumdum.

Hayır böyle değil. Güçlü olmalıydım. Nefesimi dışarı verip ayağa Kalktım. Gelen bir arabaya tekrar elimi salladım. Araba durunca Koşarak yanına gittim.

"Yardım edin lütfen. Ne olursunuz."

"Binin arabaya."

Içeride bir erkek bir kadın vardı. Kadının kucağında uyuyan bir bebek olduğu için güvenerek Arabanın içine bindim.

3 TATLI BELA(TAMAMLANDI.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin