-4-

640 43 48
                                    

Multimedia: Evran, Begüm ve Damla

-Evran Anlatımı-

“Begüm siktirtme nedenini, sık işte lan” diye bağırdığımda, karşımda duvar gibi suratıyla duruyordu. Yavaş çekimde dümdüz duran dudakları kıvrıldı ve beni süzdü. Elindeki tabancanın ucunu bana sallayarak, alışkın olduğum bomboş sesiyle konuştu.

“Eğer bana hemen bu halini açkılayacak bir neden söylemezsen, bu kurşun bu silahtan çıkmaz” dedi her kelimeyi bastırarak. Kriz anlarımda kendimi sakinleştiremiyordum, bunu biliyordu ve bana karşı kullanıyordu. Zeki kız.

“Sevdiğim kız bana abi dedi amına koyayım old-“ daha cümlemi bitirememişken, sol omuzumda hissetiğim baskıyla geriye doğru sendeleyip, düşecekken koltuğa tutundum.

Omuzumdan, tüm bedenime yayılan acı beynimi uyuşturuyor, defalarca kullandığım eroinin, kokainin veremediği keyfi, saatlerce sevişmenin veremediği zevki veriyordu. Fakat kafam o kadar doluydu ki, bu kesmemişti.

Sağ elimin üç parmağını, solumdaki acısı geçmeye başlayan yaraya soktum. Böyle şeyleri sürekli yapınca, dayanıklı olmaya başlıyordunuz. Parmaklarımla tuttuğum kurşunu hızla dışarı çektiğimde, müthiş bir yanma hissi beni kendimden geçirmişti. Kafamı geriye attım gülümserken.

Ardından bu gün gelmişti aklıma. O kız, Damla. Farklı birşeyler olduğunu farketmiştim. Daha doğrusu çözememiştim. Çok mu zekiydi? Yoksa çok mu saftı? Masum muydu? Yoksa kurnaz mıydı? Peki, bunların hiçbirine cevap veremezken, neden yanındayken kendim gibi hissetmiştim? Neden bir şekilde ona karşı güven beslemiştim birkaç dakika içinde?

Güven? Ne zamandır kenarda oturmuş şarkı söyleyen birine güvenir olmuştum? “Ondan hoşlanıyorum” diyebildiğim ilk kişi bile bana öylesine büyük bir darbe vurmuştu ki, nasıl ağzından sadece bir cümle duyduğum insana karşı, ufakta olsa güven hissedebilmiştim? Kim bilir o beş aptal ne söylemişti hakkımda.

Bir insana önyargıyla yaklaşmak ne kadarda kolaydı. Psikoloğa gidiyorum veya gitmiyorum, mazoşistim veya değilim, önemli olanlar gerçekten bunlar mıydı? Psikolojik sorunları getirenler, yaşanılan travmalarken, kimsenin ne yaşadığını sormaması da neydi?

Begüm pür dikkat, açtığı yarayı dikerken, onu düşündüm. Uzun zamandır tanışıyorduk. O da acının değiştirdiği insanlardandı, acının daha güçlü yaptığı insanlardandı.

Ben sessizliğe itilmiş, yalnızlığa tutunmuştum, Begüm ise karanlığa itilmiş, soğuk demire tutunmuştu.

Acı bir insan hayatını böyle kolay değiştirebiliyordu, ve ben acıya hayrandım.

#######################

-Normal Anlatım-

Yakın olduğunu, kendim gidebileceğimi söylememe rağmen, bu saatte yalnız göndermeyeceklerini söyleyerek beni evime kadar bırakmışlardı. Üstelik onların evlerinin yolu, benimkine tamamen tersti. Bir günde bu kadar iyi arkadaş edinmem, hayra alamet değildi.

Kapıya geldiğimde, Efekan’ın ağlama sesleri evi inletiyordu. Birkaç kere zile bastığımda kapıyı açan Doğukan’a neler olduğunu sordum.

“Ateşi çıktı Efe’nin” dediğinde kapıyı kapatıp ayakkabıları çıkardım ve koşarak Efe’nin odasına girdim. Kezban çocuğu kucağına almış sallıyordu.

Dudaklarımı alnına bastırdım, yanıyordu. Hızlıca Efe’yi kucağıma alıp, üzerindekileri çıkardım. Banyoya girip suyu ılık hale getirdim ve vücudunu yıkadım. Sol elimle onu tutarken, sağ elimle hafif hafif saçlarını ıslatıyordum.   

Akşam LisesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin