-1-

134 13 6
                                    

~{Minho}~
___

Koskoca şirkette işini doğru dürüst yapan adam kalmamıştı. Günlerce üzerinde çalışıp uğruna uykumu feda ettiğim projemi kontrol aşamasında salağın biri değiştirmişti.

Proje yanlış bir şekilde gidince emeklerimin hepsi boşa gitmişti ve proje elimize geri ulaşmıştı. İşini iyi yapan tek adamım olan Hyunjin'e projeyi benim yaptığım hale çevirmesi için teslim etmiştim.

Bugün sinirli olduğum için mi, uzun süredir bu proje üzerinde çalıştığım için mi yoksa hiç dışarı çıkmadığım için midir bilinmez, ilk defa market alışverişimi kendim yapmak istemiştim. Normalde asistanımı yollar kendim şirkette olurdum.

Son kez projeyi Hyunjin'in aldığından emin olduktan sonra anahtarlarımı alıp şirketten ayrıldım. Marketten sonra buraya geri uğramayacaktım.

Şoförüm beni bırakacağını söyleyince reddettim. Sanırım yalnız kalıp dinlenmeye ihtiyacım vardı.

Arabaya binip çalıştırdım ve otoparktan çıktım. Güneş gözlüklerimi takıp son ses müzik açarak markete ilerledim.

Büyük bir market bulunca durdum. Alacağım her şeyi aynı yerden alıp vakit kaybetmeden evime dönmek istiyordum. Gezmeyi severdim ama arabayla. Marketler ve alışveriş merkezleri bana göre değildi.

Gözlüğümü kafama takıp içeri adımladım. Alacaklarımı aldıktan sonra eksik ne var diye listeme tekrar baktım. Tek eksik akşam pişirmek için tavuktu. Ve baktığım halde görememiştim. Zaten ilk defa geliyordum. Gözüme çarpan ilk çalışana sormaya karar verdim.

Biri ile konuşuyordu. Yavaşça yaklaştım ve nazikçe koluna dokunarak bana dönmesini sağladım.

"Kolay gelsin bayım."

"Sağolun buyrun."

"Tavuğu nereden alabilirim?"

"Şu taraftaki aburcubur raflarının arkasında kalıyor."

"Teşekkür ederim."

Yanlarından ayrılırken adam hararetli konuşmaya geri dönmüştü. Ve az önce benimle konuşurken ki halinden eser kalmamıştı. Yavaşça uzaklaşırken istemeden kulak misafiri olmuştum.

"Sana iş falan yok çocuğum anlamıyor musun!?"

"Bayım lütfen bu işe çok ihtiyacım var."

"Ya çocuk senin bir sorunun mu var? Anlama kıtı falan olabilir misin? Tecrübesizsin, çelimsizsin, utangaçsın bir işime yaramazsın be!"

Normalde umursamaz bir kişiliğe sahiptim. Ama şu an da içimden oraya gitmek geliyordu. Bir şey beni buna zorluyor gibiydi.

Adımlarım hedefimi değiştirirken hızlanmıştı. Bu küçük çocuğa yardım etmek istemiştim.

Az önce de söylediğim gibi normal şartlarda hiç de yardımsever biri değilimdir ama sanırım içimdeki şeytan günahlarının affedilmesi için bir iyilik yapmaya karar vermiş.

"Bayım bir saniye."

"Ha?"

"Merhaba çocuk. Ben Minho. Lee Minho."

"Ne? Ben mi? Benimle mi konuşuyorsun?"

Şirindi. Onunla konuştuğumda hemen minik dudakları aralanmıştı. Acaba kaç yaşındaydı. Dudaklarımdan minik bir kıkırtı kaçtı.

"Tabii ki. Seninle konuşuyorum sincap."

"Ben mi sincap mı yani?"

Dayanamayıp büyük bir kahkaha atmıştım. O kadar tatlıydı ki. Utançtan mı yoksa şaşkınlıktan mı hızlı konuşuyordu anlamamıştım. Ama kelimeleri hızlı hızlı söylüyordu ve bir yandan da parmağı ile kendini gösteriyordu. Sesimi alçaltarak dışımdan konuştum.

Dream Waterfall | MinSungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin