~{Minho}~
___________________________________________Jisung bir kaç gündür burada çalışıyordu. Ona herkes alışmıştı ve hepsi Jisung'u çok seviyordu. Buna rağmen Jisung hiç birine yakınlık göstermiyordu. En çok benimle konuşuyor, bir sorun olduğu zaman bana geliyordu.
Fakat benim dışımda samimi olduğu biri daha vardı. Eunwoo. Aslında hak veriyordum. Sonuçta onun yardımcısıydı. Onunla yakın olması daha olasıydı. Ama istemiyordum işte. Hoşuma gitmiyordu. Hem bu yüzden hem de okulu yüzünden Jisung'a yeni bir konum arıyordum.
Şirkette elim kolum bağlı yine bilgisayarın başında Jisung için ne yapabileceğimi düşünüyordum. Kapı tıklayınca bilgisayarı kapatıp ayağa kalktım. Hyunjin gülerek içeri girdi. Şaşkın bakışlarımı yüzünde gezdirdikten sonra açıklama beklemeye başladım.
"Kanka-" Gülmeye devam etti. O kadar çok gülüyordu ki sevdiği çocuğa açıldığını falan düşünecektim. Ama kimseden hoşlanmıyordu. "Kanka Eunwoo seninkini cama yapıştırmış. Senin ki şey gibi buna bakıyor."
Hyunjin bunları dedikten sonra bağırarak kahkaha atmaya devam etmişti. Bende duyduklarımı sindirmeye çalışıyordum. Sinirden kahkaha atan Hyunjin'in koluna ufak (!) bir yumruk atıp hızla odamdan ayrıldım ve Eunwoo'nun odasına ilerledim.
Hyunjin'in dedikleri doğruydu. Eunwoo gittikçe Jisung'a yaklaşıyordu. Hızlıca yaklaştım ve kolunu tutup onu Jisungtan uzaklaştırdım.
"Ne yapıyorsun sen!? " Ben bağırırken Jisung kolumu tutup beni sakinleştirmeye çalışıyordu. "Jisung ne yapıyordu bu herif? "
"Hyung sen onu boşver."
Jisung'a sinirli bir şekilde baktıktan sonra işaret parmağımla Eunwoo'nun sağ omzuna vurdum.
"Bunu senin yanına bırakmam. Şirkette böyle şeylerin yasak olduğunu biliyorsun. Senden beklemezdim Eunwoo. " Biraz düşünüp daha da yaklaştıktan sonra son sözümü fısıldayarak söylemiştim. "Ayrıca Jisung bana ait."
Aramızda saçma bir bakışma geçtikten sonra Jisung'un kolundan çekip dışarı çıktım.
"Nereye gidiyoruz hyung? " Kolundan tutmuş öylece götürüyordum. Chan hyungun yanına akıl danışmaya gidiyorduk. "İşimiz var." Beraber Chan hyungun odasına girdik.
"Ow. Hoşgeldiniz çocuklar. Bir sorun mu var Minho? " Bakışlarımdan bir sorun olduğunu anlamış olmalıydı. Bende beklemeden söze girdim.
"Eunwoo Jisung'u bir nevi taciz etmiş. Onu kovmak istiyorum. Ama Eunwoo pek çok projenin başında. Onu kovarsak şirkette sorun çıkabilir. Ne yapacağız hyung? "
Biraz bekledi ve gülümseyerek Jisung'a baktı. "Minho anladığım kadarıyla Jisung zaten kimseye yüz vermiyor. Eğer Jisung'un konumunu kısa sürede değiştirebilirsen bu durumdan hasarsız kurtulmuş olacaksınız."
Dikkatlice dinledikten sonra düşüncelerimde haklı olduğumu fark ettim. Eunwoo'yu kovamazdım. Aklıma dolan muhteşem fikrimde Jisung'a haber verip odama çıktım. Bilgisayarın başına geçtim. Ayarlamaları yapıp Jisung'u beklemeye başladım.
___________________________________________~{Felix}~
___________________________________________Bugün box kulübüne gidiyordum. Abime haber vermemiştim. Çıkışta anlatacaktım ve ona mesaj atıp çıkışta beni almasını söylemiştim. Ama abim ilk defa bunu söylememe rağmen beni almamıştı. Her ne kadar endişelensem de abimin başının çaresine bakacağını biliyordum.
Bir taksi çağırıp kulübe doğru yol aldım. Güçlü ve dayanıklı biri asla değildim. Fakat abim çok güçlüydü ve kendini koruyabiliyordu. Eninde sonunda abimle ayrı evlerde yaşayacağımızı biliyordum. Bu yüzden bir şekilde kendimi korumam gerekiyordu. Birilerine -ki bu kişi abim de olsa- bağlı kalarak yaşamak istemiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dream Waterfall | MinSung
FanfictionMinho ilk defa alışverişini kendisi yapmaya karar verir. _____ Jisung ablasını kaybetmiş bir çocuktu. Minho ise koskoca bir şirketi arkadaşları Hyunjin ve Chan ile kurmuş bir ceoydu. Jisung ablasını kaybedince yalnız kalmış ve evlatlık edinilmişti...