___________________________________________
~{Minho}~
___________________________________________Jisung arabayı çektiğim yol kenarında biraz daha ağladıktan sonra evi tarif etmişti. Eşyalarını almaya gelmiştik. Zaten çok fazla eşyası olmadığını ve hemen toplayıp geleceğini söylemişti.
Biraz sonra sırtında çantası ile evden çıkıyordu. Yanında ise tanıştığımız gün üvey abisi olduğunu söylediği çocuk vardı.
Jisung arabaya yaklaşıp abisine sarıldı ve arabaya bindi. Ona dönüp gülümsedim. Arabanın camı tıklayınca camı açtım.
"Merhaba Minho. Konuşalım mı?" Konu büyük bir ihtimalle Jisungtu. Hâl böyle olunca arabadan inmiş ve kendimi bu çocuğun karşısında bulmuştum.
"Minho. Senden özür dilerim. Jisungtan hoşlanıyordum. Bu yüzden kötü davrandım. Ama seni görünce gerçekten pişman oldum tüm yaptıklarıma. Ve teşekkür ederim. Geç de olsa fark edip özür dilememe sebep olduğun ve Jisung'u benim yerime de sevdiğin için."
"Benden değil Jisungtan özür dile."
"Çok pişmanım. Özür diledim."
Gülümseyip arabaya bindim. Arabayı çalıştırmadan göz ucuyla Jisung'a baktım.
"Gidelim mi?"
"Evet." Jisung'un onayı ile tekrar yola koyulduk. Benim evime doğru.
Jisung'un teklifimi kabul etmesi beni mutlu etmişti. Sebepsizce onu yanımda istemiştim ve sanırım başarmıştım.
Yol boyunca sessiz kalmıştı. Kafasını cama yaslamış, yol boyu kaldırmamıştı. Eve yaklaşınca Jisung'u kontrol ettim. O hâlde uyuyakalmıştı.
Arabamı evin önüne park ettiğimde Jisung'u dikkatli bir şekilde kucağıma aldım.
Tüm kapıları açarak içeri girdim. Girdikten sonra ayağımla arkamdan kapıyı ittirdim.
Misafir odalarından birinin kapısını sessizce açtıktan sonra pencerenin yanındaki yatağa doğru ilerledim. Yorganı hafif kaldırdıktan sonra kucağımda kıpırdamaya başlayan Jisung'u yatağına yatırdım.
Üstünü yavaşça örterken mırıldanmasını sevimli bulmuştum. Tam odadan çıkacakken annesini sayıklamaya başladığında ona sarılmak istedim.
Yavaşça yanına yaklaştım. Tanrım. Bu çocuk neden çok sevimli? Bu nasıl bir surat böyle? Saçlarına ellerimi atarak okşadım. Bir süre öyle kaldıktan sonra uyumak için odama ilerledim.
Jisung için farklı düşüncelerim vardı. Kendini kimseye açmamış gibiydi. Onun yanında ben olmak istiyordum. Bu yüzden her kötü anında yanında olacaktım.
Duşa girip saçlarımı kurularken masamın üstündeki çalan telefonu fark ettim. Telefonu açarak kulağıma götürdüm. Chan hyung arıyordu.
"Alo?"
"Eve vardınız mı?"
"Evet."
"Taehyung gerçekten iyi oynuyor. Jisung nasıl?"
"Haklısın iyi oynuyor. Jisung uyuyor."
"Evine bırakmadın mı?"
"Hyung o benimle kalacak."
"Ne! Nasıl yani? Tanrım..."
"Senden istediğim belgelerin içinde Jisung'un daire dahil işlere yaptığı başvuru belgeleri de vardı. Onları görünce ev aradığını sandım. Yanılmamışım. Ona bende kalmasını söyledim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dream Waterfall | MinSung
FanfictionMinho ilk defa alışverişini kendisi yapmaya karar verir. _____ Jisung ablasını kaybetmiş bir çocuktu. Minho ise koskoca bir şirketi arkadaşları Hyunjin ve Chan ile kurmuş bir ceoydu. Jisung ablasını kaybedince yalnız kalmış ve evlatlık edinilmişti...