-12-

32 4 13
                                    

Bu bölüm medyadaki şarkıyla bal gibi gidiyor.
___________________________________________

~{Jisung}~
___________________________________________

Gözlerimi muhteşem yemek kokusuyla açmıştım. Saati merak edip başucumdaki telefonumu açtım.

14.57

Ne! Bu saate kadar uyumuştum. Yüzümü yıkamak için odamdaki lavaboya girip kendime gelmek için biraz oyalandım. Odama tekrar girince dün gece aklıma gelmişti.

Minho hyungu ben öpmüştüm. Pişman değildim ama neden yaptığımı bilmiyordum.

Planım ondan kaçmaktı. Ki büyük ihtimalle yapamazdım. Bugün beraber evden çalışacaktık. Çok zor olacak eminim.

Terlikleriami giyip alt kata ilerledim. Mutfaktan gelen kokular beni oraya sürüklüyordu.

Kapının eşiğinden mutfakta yemek yapan Minho hyungu izliyordum. Yemek yaparken çok güzel görünüyordu.

Hapşırmamla tavadaki gözleri bana döndü.

"Günaydın."

"Günaydın hyung. Felix nerede?" Biraz bekledikten sonra önüne geri döndü.

"Boks kursunda. Sanırım çok aşık olmuş." O gülerken bende masaya oturmuştum.

"Tanrım inanamıyorum!" Ablamı unuttuğum için yine kendime kızmıştım.

"Hey. Noldu iyi misin?"

"Hyung sana bir şey anlatmam gerek."

--------------------------------------------------------------

"İşte böyle."

Beni büyük bir dikkatle dinlemiş. Saçmaladığımı söyleyip moralimi asla bozmamıştı.

"Baksana. Sana bu gece hatırlatacağım. Ablanla konuşmanı sağlayacağım Jisung."

"Teşekkür ederim hyung!" Atlayıp sarıldığımda ilk başta beklese de sonra o da bana sarılmıştı.

"Yediysen işimize bakalım hadi gel."

Beraber salona geçip bilgisayarlarımızı hazırlamış ve dosyaları çıkarmıştık. Minho da bir kaç atıştırmalık getirmiş ve masaya koymuştu. Tam başlamak üzereyken telefonu çalmıştı.

"Efendim Hyunjin?"

"Şirkete gelmiyor musun?"

"Ah söylemeyi unuttum. Bugün Jisung ve ben evden çalışacağız."

"Oh... Kanka böyle devam. Hadi bay bay ben sizi bölmiyim."

"Ne diyorsun oğlum? Lan! Alo!"

Bu haline gülüp bilgisayarımı açmıştım. O da telefonu bırakıp cıklayarak bilgisayarını ayarlamıştı.

Biraz çalıştıktan sonra mola vermiştik ve ben de San hyungu aramıştım.

"En kısa sürede buluşmamız gerek hyung!"

"O-olur. Napıyorsun?"

"Bugün evden çalışıyorum."

"Sevindim. Umarım daha iyi olursun Jisung. Sana bir haberim var aslında."

"Evet?"

"Bak nasıl söylenir bilmiyorum. Ama sen gittikten sonra iyi şeyler olmadı. Lütfen kendini suçlu hissetme küçük kardeşim. Ama sana anlattığım gibi senden sadece hoşlanmıyordum. Ben sana aşıktım Jisung yine de seni hep kardeşim olarak görmeye devam edeceğim. Ama sana olan sevgim ve yıllar sonra senden ayrılmak bana hiç iyi gelmedi. Kore'den ayrılıyorum Jisung. Seni çok seviyorum minik sincabım. Fakat bir şekilde unutmam gerek. Hayatımın sonuna kadar bu suçluluk duygusu ile yaşamak istemiyorum. Eğer merak ediyorsan uçağım birazdan. Şu anda havaalanına gidiyorum. Büyük ihtimalle geri dönmeyeceğim. Çünkü seni çok sevsem de sana olan sevgim kalbimin kırılmasını ve o kırıkların canımı yakması hissini veriyor. Sevmeyi de beceremedim Jisung. Sana yaşattıklarım için üzgünüm."

Dream Waterfall | MinSungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin