3.Bölüm: Oyuncaklar.

83 8 0
                                    

Yeni Erçil ve Savaş'ı nasıl bulduğunuzu yazarsanız sevinirim. Bide oy verirseniz hiç fena olmaz yani. İyi okumalar.

Bu bölüm sınıf arkadaşım Muazzez Büyük'e ithafen...

Savaş Saygıner. Adı buydu. Bütün kötülüleri barındıran bir adı vardı. İsmiyle uyumlu bir kişiliğe sahipti. İtiraf etmem gerekirse beni fazlasıyla korkutuyordu. Beni öldürebileceği düşüncesi zihnimin bir kenarında askıda dururken onun bana yardım etmesi bütün düşüncelerimi allak bullak ediyordu. Bu adamı sadece isim olarak bilmeme rağmen onun bana yardım edeceğine inanıyordum. Onunla bir anlaşma yapmıştık; o bana silahı vericekti ve bende ne olduğu hakkında hiç bir fikrim olmadığım bir konuda ona yardım edicektim. Ona güvenmememi söylüyordu, zaten güvenmiyordum. Ama bana yardım ediyordu; evinde kalmama ve duşunu kullanmama izin veriyordu. Bu adam hakkında ne düşünmem gerektiğimi bilmiyordum. Ona güvenmiyordum ama inanıyordum.
Konuşmamızın ardından onun evinde kalabileceğimi ama o süre içerisinde ona yardım edeceğimi söylediğinde ne düşüneceğimi şaşırmıştım. Evinde kalmaktan bahsederken girişi yangın merdiveni olan bir apartman dairesinden bahsettiğini bilmiyordum. Aslında düşündüğüm tek şey bana silahı vermesi ve nasıl kullanıldığını söyledikten sonra gitmemi istemesiydi. Ama onun yaptığı tek şey beklememi söylemesiydi. Beklemekten nefret eden biri için pek güzel bir öneri değildi.

"Neden beklemek zorundayım?" diye sordum kollarımı göğsümde birleştirerek.
Savaş eliyle saçlarını karıştırdı ve bir süre bana baktı. Buraya geldiğimden beri ona sürekli sormamdan sıkıldığını biliyordum ama cevabını merak ettiğim sorular vardı.

"Duygularınla hareket ediyorsun da ondan. Mantığınla hareket etmelisin ve şuan düşünemeyecek kadar sinirlisin. "

Haklıydı. Sinirliydim ama bu onlara acı çektirmek istediğim gerçeğini değiştirmiyordu.

"Beklemen gerekiyor. Onların yanında sanki hiç bir şey olmamış gibi davranmaya devam ediceksin. Onların endişeleri git gide azalırken bu sefer işlerini bitiriceksin. " dediğinde kaşlarımı çattım.

"Hiç bir şey olmamış gibi onlarla aynı evde yaşayamam. " dedim.

Koltukta geriye yaslanırken, "Zaten o evde yaşamayacaksın," dedi. "Seninle bir anlaşma yaptık, sana ihtiyacım olduğunda hemen yanımda olmalısın. Sabah arkadaşın evinde olmadığı bir zamanda eşyalarını toplamaya gidiceksin."

"Burda mı kalacağım?" diye sordum şaşkınlıkla. Tanımadığım bir adamın evinde kalmak doğru gelmiyordu ama başka seçeneğim olmadığını düşünürsek kabul etmeliyim.

"Sadece bir süreliğine," dedi ve cebinden bir sigara çıkardı. Sigarayı yakarak ağzına götürdükten sonra dumanı dışarı üfleyerek ufak bir öksürme krizi geçirmemi sağladı. Kendime geldiğimde bu sefer sigarayı bana doğru değilde diğer tarafa tutuyordu. "Burada yaşamıyorum, burdaki işim bittiğinde başka bir yere gideceğiz."

"Okulda onlarla ne yapacağım, ya benimle konuşmaya çalışırlarsa?"dediğimde ofladı ve sigarayı masaya bastırarak söndürdü.

"Onlara umrunda olmadığını söyle. Her zaman ki gibi diğer arkadaşlarınla konuş. Fazla göze batmamaya çalış," dedi ve ayağa kalkarak kalkmam için işaret verdi.
Ayağa kalktığımda, "Benimle gel," dedi ve kolumdan tutarak beni peşinden sürükledi. Küçük bir dairede olduğumuz için kısa bir sürede bir kapının önüne gelmiştik. Savaş kolumu bırakmadan kapıyı açtı ve benide peşinde sürükleyerek içeri girdi. Ufak bir odaya geldiğimizde kolumu bıraktı.

"Burada uyuyabilirsin," dedi ve eliyle dolabı gösterdi." Dolapta sana göre kıyafetler vardır."

Onu kafamla onayladıktan sonra kapının üzerindeki anahtarı alıp kapıyı kapatırken hızla kapıyı tutup, "Bekle!" diye bağırdım. "Beni buraya kilitlemeyi düşünmüyorsun değil mi?"

Çil -Askıda-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin