Karanlığa Düşüş

34 1 0
                                    

Karanlık. Tek gördüğü şey karanlıktı. Güneşin son ışıklarına onu kurtarması için umutla bakmış ama ne güneş ne de herhangi bir varlık ona yardım etmişti. Oysa sevmişti karanlığı yıllarca. Peki ya karanlık ne yapmıştı ona? Koca bir hiç. Hayatı boyunca herkes kandırmıştı onu. Annesi sevmemişti onu, babası dövmüştü. Arkadaşları, arkadaş sandığı, onu sırtından bıçaklamıştı. Tüm bunlara rağmen, tüm ihanetlere, tüm her şeye rağmen hâlâ yaşama tutunmuştu Morte di Angelo. Evet, belki de Morte karanlığı sevdiren ismiydi ona. Belki de karanlık kendisiydi. Peki Morte'nin yaşadığı şeyler onun kendisini bulmasını mı sağlıyordu? Herkes yıllarca ismiyle dalga geçmişti. Ama kimse ona isminin anlamını sormamıştı. Herkes hiçbir şeyi anlamadan her şeyi söylerdi Morte'ye. Morte ise onları öldürmek isterdi. Bilmiyorlardı ki isminin anlamı ölümdü. Daha doğar doğmaz ölmüştü o. Ailesi nefretlerinden ona Morte ismini koymuştu. Morte di Angelo. Ölüm Meleği. Belki de isminin kaderine ulaşmak için isminin getirdiği yükümlülüğü yerine getirmeliydi Morte. Gözlerini kapattı ve kendini yavaş yavaş kaderine teslim ederken son düşüncesi "İnsanlardan nefret ediyorum." oldu.

Morte yavaşça gözlerini açtı ve karşısında dört tane varlık gördü. İki varlık çok karanlıktı. Bir varlık kıpkırmızı gözleriyle şeytanı andırıyordu ve ürkünçtü. Diğer varlık ise vahşiydi ve masmavi gözleri vardı. Okyanustaki dalga gibi vahşi bir şekilde hareket ediyordu. Onu öldüren okyanustaki dalga gibi.

"Söyle bana Morte di Angelo. Yeni bir hayat, sıfırdan başlamak, her şeye yeniden başlamak ve dünyayı, insanları, doğayı, iyiyi, kötüyü, mutluluğu, üzüntüyü, aşkı, nefreti ve daha pek çok kavramı yeniden tatmak ister misin? Sana böyle bir fırsat sunulsa geri mi çevirirsin yoksa kabul mü edersin?" dedi karanlık Leydi.

Morte biraz düşündü. Niye kabul etsindi ki? Onca acıyı bir daha çekmek yerine burada ölü olarak kalsaydı çok daha iyi olmaz mıydı? Morte'nin amacı neydi ki? Başından beri ölmek mi istiyordu, yoksa ismini layıkıyla yerine getirmek mi?

"Morte, sana yeni bir yaşam vereceğiz. Kötüleri öldürebileceğin ve iyileri sevip koruyabileceğin, duygu dolu güzel bir yaşam. Dünya'da hem iyilik hem de kötülük vardır çocuğum. Sana bir kere kötülük rastladı diye tüm dünyaya, tanrılara ve tanrıçalara küsmeye gerek yok. İyi düşün çocuğum, burası çok sıkıcı." dedi karanlık Lord.

Her açıdan yeni bir yaşam mı? Yaşamak bu kadar değerli miydi ki? Ayrıca bu insanlar niye bu kadar değer veriyordu ona? Neden kendisine yeni bir yaşam sunuluyordu ki? O yeni bir yaşamı hak edecek ne yapmıştı? O bir ucubeydi.

"Morte." dedi kırmızı gözlü adam derin bir bas sesle. Morte'nin içi ürperdi. "Sen bir ucube değilsin Morte. Çok değerli birisin. Biz genelde insanlara yardım etmeyiz. Sen ölmeden önce yaşamak için tek bir umut istedin. İşte şimdi, tam burada biz sana yaşamayı teklif ediyoruz. Seçimini iyi yap Morte."

Doğru söylüyordu. O istemişti her şeye rağmen yaşamak. Hayatın tüm çirkinliğiyle yaşasa da yaşamak istemişti. Yaşamak... ama hâlâ korkuyordu. Ya karşısındakiler yalan söylüyorlarsa ve onu kötülüğün içine hapsedeceklerse?

"Morte." dedi son adam sesinde derin bir huzur ve güçlü bir şefkatle. "Ölürken seni nasıl hissettim biliyor musun? Yoğun yaşama isteğin beni harekete geçirdi. Çünkü en son bu kadar yaşama isteğini akrabam Uranüs'ten, Gökyüzü'nden hissetmiştim. Ama onu hayata döndürmedim çünkü o kötü biriydi. O acımasız biriydi. Sen ise kötü değilsin Morte. Kötülüğe hapsedilmişsin. Seni kurtarmayı teklif ediyoruz Morte. Seçimini iyi yap."

Uranüs mü? Gökyüzü mü? Bu Yunan tanrısının ismi değil miydi? İşte o zaman Morte her şeyi anladı. Ya da her şeyi anladığını sandı. Her şeyi bilen yalnızca Chaos'tu evrende ve o bile hiçbir şeye müdahale etmiyordu.

"Benimle konuşan kişiler sırasıyla Nyx, Erebus, Tartarus ve Pontus muydu?" diye sordu Morte.

"Doğru bildin çocuk." diye gürledi Tartarus.

"Madem siz çok güçlüsünüz ve insanları iradeniz altına alabiliyorsunuz, neden beni yönetmediniz? Beni zorla dünyaya geri gönderebilirdiniz." dedi Morte. Onları sorgulamıyordu, anlamaya çalışıyordu.

"Öncelikle, bu babam Chaos'un Evren Yasaları kitabının 13. maddesinin üçüncü fıkrasına göre kabul edilemez bir suç. Bu yüzden sana fikrini sormak zorundayız ve gitmek istemezsen seni zorla dünyaya göndermeyeceğiz. Fakat sana yardım etmeye çalışıyoruz." dedi Nyx.

"Babanın kanununa göre birini diriltmek de suç değil mi?" diye sordu Morte.

"Babam asla insanlara karşı sert davranmadı ve onlar hakkında yasa çıkartmadı. Tüm kitap, en eski ve en yeni versiyonu dahil olmak üzere aklımda ve böyle bir işlemin bir cezası yok ve suç olarak kabul edilmiyor." diyerek karşılık verdi Nyx.

"Pekala o hâlde. Kabul ediyorum dönmeyi." Hepsi gülümsedi.

"Kabul ettiğine göre birkaç prosedürü ve gideceğin yerde olan şeyleri sana anlatmama gerek yok çünkü bu konuşmaları unutacaksın."

"Bir dakika! Peki eski hayatımı unutacak mıyım?"

"Evet."

"Baştan söyleseydiniz ya. Kabul etmemek gibi bir seçenek kalmazdı."

"Gerçekten eski hayatından nefret ediyorsun değil mi?"

"Hem de nasıl."

"Şimdi her birimiz ilahi okuyacağızve gideceksin." dedi Nyx. Morte'nin gözlerini kapamadan ve ruhunun yükseldiğinifark etmeden gördüğü son şey dört yüce varlığın İlahi formlarına ulaşmalarıydı.

Hikayeyi nasıl buldunuz?

Sizce Morte yeni kimliğine alışabilecek mi?

Morte'nin yeni kimliği ne olabilir?

Karanlık DiyarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin