Miraslıklar ve Güçler

2 0 0
                                    

Septimus uyandı, yavaşça gözlerini ovuşturdu ve kalktı. Dün yaptığı Necromancy ve birden fazla gölge yolculuğu onu fena hâlde yıpratmıştı. Uyandığında öğlen olduğunu ve derslerin yarısını kaçırdığını fark etti. O sırada masasının üzerinde bir not buldu.

"Senin için bir izin yazdım, Necromancy insanı çok yorar, kendine dikkat etmelisin. Ayrıca şu iksiri de iç, kendine gelirsin. Ambrosia ve nektar karışımdan yapılan bir yarı-tanrı iksiri. Ayrıca içine tanrı şarabı da karıştırdım. Şarabı bizzat annen temin etti. Bu yüzden güvenle bu iksiri içebilirsin. Bugün dinlen, kendine gel. Bir temizlik ritüelini sonuna kadar götürdün ve Necromancy'yle çok güçlü birininin ruhunu çağırdın. Uyumanı tavsiye ediyorum. Eğer uyuyamazsan kendini meşgul edecek başka şeyler bul ama büyü ve gölgeler dışında. Gece olduğunda eski gücüne geri kavuşacaksın. Dikkatli ol Septimus, sana çok değer veriyorum. Severus."

Severus'un bu mesajı Septimus için çok değerliydi. Aklına ona teşekkür edeceğini hızlıca yazdı ve masasındaki iksiri içti. Anında canlılık kazandığını hissetti. Hiç olmadığı kadar enerji doluydu. Eline Morgan hakkında bilgi alması için bir kitap aldı ve okumaya başladı. Öğlen arasında Draco ve Bella onu ziyarete geldi ve Septimus tüm gece neler yaptığını tek tek anlattı. Daha sonra Draco'yu Hermione'ye Bulanık dediği için azarladı.

"Draco, Hermione bulanık değilmiş. Dün Godric'le konuşurken fark ettik. Temizleme ritüelinde de çekirdeğinin rengi çok garipti."

"Peki neymiş?"

"Hermione, Morgan Le Fay'in yaşayan tek varisiymiş Draco. Zamanın en güçlü cadısı ve en kötü cadılarından biri." Draco'nun gözleri fal taşı gibi açıldı.

"Ben ne yaptım?"

"Özür dilersen iyi olur Draco."

"Hemen dileyeceğim." dedi Draco ve hızlıca odadan ayrıldı. Bella da Septimus'a el salladı ve Draco'nun peşinden gitti.

Septimus sıradaki ders olan Sihir Tarihi dersine katılmak istedi.

Sihir Tarihi dersi programlarındaki en ruhsuz dersti. Derse Profesör Binns, hayalet olan tek öğretmen giriyordu. Çoğu kişi çok yaşlı ve buruş buruş Binns'in öldüğünü fark etmediğini söylerdi. Oysa Septimus'u Binns'i oldukça seviyordu. Hogwarts'ın en köklü hayaletlerindendi ve öldüğü yıldan beri eğitime devam ediyordu. Pek çok olaya rastlamıştı. Kurucular döneminde ölen Binns'in derse devam etmesine izin verilmişti.

Bugün de her zamanki kadar sıkıcıydı, tabii diğerlerine göre. Profesör Binns notlarını açtı ve eski bir elektrikli süpürge gibi yavan, yeknesak bir sesle okumaya başladı. Derken sınıftaki hemen hemen herkes sersemleşti. Bazen bir isim ya da tarihi yazmalarına yetecek kadar bir süreyle kendilerine geliyor ve sonra da yeniden uykuya dalıyorlardı. Septimus dışında. Tüm notları yazıyordu ve kendisinden tarih öğrenmeye oldukça meraklıydı. Profesör yarım saattir konuşuyordu ki, daha önce hiç görülmedik bir şey oldu. Hermione elini kaldırdı.

Profesör Binns, 1289 Uluslararası Büyücüler Konvansiyonu üzerine öldüresiye kasvet verici bir nutkun orta yerinde kafasını kaldırıp ona baktı.

"Miss... şey..."

"Granger, Profesör," dedi Hermione, berrak bir sesle. "Acaba bize Sırlar Odası hakkında bir şeyler anlatabilir misiniz diye merak ediyordum."

Ağzı açık oturmuş, pencereden dışarısını seyreden Dean Thomas zıplayarak branşından kurtuldu. Lavender Brown başını kollarından kaldırdı, Neville'in dirseği sıradan kaydı.

Profesör Binns gözlerini kırpıştırdı.

Kuru, hırıltılı sesiyle, "Benim dersim Sihir Tarihi," dedi. "Ben olgularla uğraşırım, Miss Granger, mitler ve efsanelerle değil." Tebeşir kırılır gibi küçük bir sesle boğazını temizleyip devam etti: "O yılın eylül ayında, Sarclonyalı büyücülerden oluşan bir alt komite..."

Karanlık DiyarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin