15

223 15 9
                                        

Seungmin'in anlatımıyla


Sıcak bir şekerlemenin ardından sonunda gözlerimi açabildim. Belime sarılı olan kollara bakılırsa Chan hala uyuyordu. Ona doğru döndüm. Uyurken bile çok çekici görünüyordu. Onu uyandırmak için yüzünün her tarafını öpmeye başladım. Kıkırdıyordu, ama gözlerini açmıyordu. Son çare olarak dudaklarına giriştim. Tam alt Dudağına doğru dudaklarım yol alacakken Chan birden hareketlenip beni kendisine yaklaştırıp benim başlatma hayali kurduğum öpüşmeyi  kendisi başlatmıştı. Beni yan tarafına alıp daha çok kendisine çekti. Bende karşılık vermek istiyordum ama dudaklarım Chan'a esir olmuş bir vaziyetteydi, kıpırdatamıyordum. Nihayet yüzümüz bir birinden ayrıldığında Chan'ın yüzünde kocaman bir sırıtış vardı. Kendi tuzağıma kendim düşmüşüm gibi bir şey oldu bu. Chan hala yüzünde duran sırıtışla parmağını burnumda gezdirmesiyle kıkırdamaya başladım. Ortamda hoş bir sessizlik oluştu. Biraz daha Chan'a yaklaştığım sırada telefon çaldı. Chan kalkıp telefonu açtı. Arayan babasıydı. Babası konuşurken sesi baya tedirgin geliyordu. Chan babasına iyi olup olmadığını soruyordu ama adam tek kelime etmeden sadece Chan'ın yanına gelmesini istiyordu. Telefonu kapattıklarında Chan'ın surat ifadesine bakılırsa baya endişelenmişti. Gerçi endişelenmekte haklı babası apar topar tedirgin bir şekilde Chan'ı aramış ne olduğunu bile söylemeden onu yanına çağırmıştı. Chan hazırlandıktan sonra onu kapıya kadar eşlik ettim.

Çok geç olmadan gelirim bebeğim sanırım büyük bir sorun var ama sen endişelenme

Umarım çok ciddi bir şey yoktur adamcağız bile tedirgin

Umarım, ben gidiyorum ve şimdiden eve gelmek için sabırsızlanıyorum

Konuşmasını bitirdikten sonra yanağıma bir öpücük kondurup gitti. İçime bir şüphe düştü. Evde bir oyana bir buyana dolanıp neler olduğunu tahmin etmeye çalışıyordum. Chan ile gitmediğim için kendime saydırıyordum çünkü Chan'ın ne zaman geleceği belli değil ve bu sebepsiz merak beni öldürecekti.

...

Saat akşam 9 oldu ama Chan hala gelmedi. 5 saattir neyi halledemediler hala aklım almıyor. Artık dayanamayıp Chan'ı aramaya karar verdim.

Karar verdim vermesine ama telefonu açmıyordu. Neredeyse üç defa aradım ama hiç birini açmadı. Chan gelmeden de uyumaya pek niyetim yoktu açıkçası.Kararlıydım, ister saat 3'te gelsin yinede beklemeye kararlıyım. O sırada da Chan'a mesaj attım. Mesajı görmüştü ama cevap yazmamıştı. Tamam, artık panik olma zamanım gelmiş demektir. Sakin olmak için ve kafa dağıtmak için televizyonu açıp korku filmi izlemeye karar verdim en azından biraz zaman geçer ve kafa dağıtmış olurdum.

...

2 saattir korkudan altıma sıça sıça bir hal oldum. Arkamda sanki bir zombi varda boynumu kemiriyormuş gibi hissediyorum. Ben kafamı dağıtmak istedim halisülasyon görüp zombilerin ağzıma sıçmasını istemedim. Birden akılma saat geldi. Kafamı saate çevirdiğimde saatin 12 olduğunu fark ettim. İçimden acaba Chan'ın yanına gitsem mi diye düşünmeye başladım fakat nerde olduğunu bilmiyorum.
Ama biliyorsunuz ki şey derler "İyi insan lafın üstüne gelirmiş". İşte tamda Chan'ı düşündüğüm an Kapı çaldı. Hemen kapıya koştum. Kapıyı açtığım an gözlerim kocaman açıldı. Chan kapıyı açar açmaz dudaklarıma yapıştı. Hemen telaşla Chan'ı içeri almaya çalıştım. Kapıyı kapattığımda Chan beni Kapı ile arasına alıp dudaklarımı sert bir şekilde emmeye başladı. Fakat Chan'de bir gariplik vardı. Ayakta duramıyordu ve alkol gibi kokuyordu. Alkol mü? Chan alkol mü içiyordu? Ama daha önce hiç böyle kokmamıştı. O kadar çok ağır kokuyordu ki kusmamak için zor duruyordum. Dudaklarım dan sonra iştahla boynumu emiyordu. Ben şaşkınlıktan öylece duruyordum, şoka girmemden bile şüphelenmeye başladım. Biraz geçtikten sonra Chan'ı kendimden ayırmaya çalıştım ama Chan beni kucağına alıp merdivenlere doğru yöneldi. Dengesiz bir şekilde ilerliyordu. Merdivenin ortasına geldiğimizde Chan düşecek gibi oldu ve beni yere bırakıp duvara yasladı. Duvara tutunup üzerime doğru eğildiğinde tişörtümü çıkarıp vücudumu öpmeye başladı. Ama bunu çok sert bir şekilde yapıyordu. Onun için biraz endişelenmeye başlamıştım çünkü hiç aklı yerindeymiş gibi  görünmüyordu. Bir zaman sonra Chan durdu. Hızlı bir şekilde nefes alıp vermeye başladı. Daha sonra kafasını kaldırıp dudaklarını öpmeye başladım. Her ne olduysa onu çok korkutmuş olmalı. Bana dokunarak, öperek  bu korkuyu unutmaya çalışıyordu. Aklındaki gerginliği bana dokunarak atıyordu. Sakinleşmesi için yumuşak bir şekilde öpüyordum onu. En sonunda geri çekildim ve nefesinin düzelmesini bekledim. Nefesleri düzene girdiğinde bana sarıldı. Artık meraktan çatlıyacaktım. Chan'ı bu kadar çok perişan eden olay ne? Babasının yanına gittiğinde ne yaşadı da bu durum onu içki içmeye yönlendirdi?

Chan İyi misin?

...

Chan konuşurmusun lütfen ne oldu?


Seungmin

Efendim Chan


Ben bir katilin oğluymuşum


Nasıl, anlamadım?


Benim babam bir katilmiş


Chan lütfen sakin bir şekilde ne olduysa anlatır mısın?

Babam alkolikmiş. Uzun zamandır içiyormuş. Dün annemle kavga etmişler. Annem haklı olmasına rağmen babam annemi tehdit etmiş. Annemde ben bu evden gidiyorum diyince babam evde sakladığı bir alkol şişesini alıp annemin kafasında kırmış. Komşular ambulansı aramış, hastaneye kaldırıldı ama cam parçaları annemin şahdamarını kestiği için vefat etmiş.


Peki neden kavga ettiler?


Annem babamın alkol içtiğini bilmiyormuş. Babamın çalışma odasını temizlerken dolaptaki alkol şişelerini görmüş. Annemde alkolden ve içen insanlardan nefret eder. Çünkü alkol yüzünden dedem anneanneme şiddet uygularmış. Tabi bu kadar içtiği için kafayı yiyip intiar etmiş

Baban bunu söylemek için mi çağırdı peki?


Suçu benim üslenmemi istedi. Neymiş daha sonra gelip suçunu itiraf edecekmiş. Gelip oğlunu suçlu gösterip kendisi suçlu olduğu halde elini kolunu sallaya sallaya gezecekti. Polis babamın peşindeymiş babamda böyle yapınca polisi bulunduğumuz yere çağırdım ve babamı tutukladılar. Tutuklandığında annemin olduğu hastaneye gittim. Annemin üstündeki ötüyü kaldırıp yüzüne baktığımda yüzü tamamen parçalanmıştı. Annemi öyle görmeye dayanamadım. Eski evimize gidip babamla ilgili olan her şeye zarar verdim kendime gelemedim, hırsımı alamadım o yüzden şu zamana kadar iğrendiğim hatta nefret ettiğim alkolü içtim. Eve geldiğimde çok sarhoştum direk senin üzerine yapıştım. O an bana bir ilaç gibi geldin. Sanki sen bir ilaçsın ve ben sana dokunarak seni öperek iyileşmeye çalışıyormuşum gibi geldi bana. Beni öptüğünde de kendime geldim, sakinleştirici bir iğne vurulmuş ve onun etkisiyle yumuşamaya başlamış gibiydim.


Ben her zaman senin yanında olucam Chan, her zaman sana ilaç olucam. Hepimizin zor zamanları var. Benimde babam bir şerefsiz, katil, sapık, annem yok. Ama bir bir birimize yetebiliriz. Ama kendimize zara verek bunu yapamayız.



Yaptığım motive konuşmasından sonra bir birimizi tekrar öptük. Bu bizim bir terapimizdi. Bir birimize dokunmak bize terapi gibi geliyordu. Bir saniye bile uzak kalsak sanki aklımızı yitirecekmişiz gibi bir his vardı içimizde. Bir birimize son derece de bağımlıydık. Chan de öyle, bir bağımlıymış gibi öptü beni. Beni bırakmak istemiyormuşçasına, bıraksa tükenecekmişçesine öptü beni. Bir kaç dakika geçtikten sonra yatak odasına geçtik. Saat baya geç olduğundan pijamalarımızı giyip yatağa girdik ve yine öpmeye devam ettik. İçimden Chan'ın anlatamadığı başka dertlerinin de olduğunu söylüyordu. Sanki bir derdi daha var ve bu dert onun ruhunu yaralıyor ama söylemiyormuş gibi görünüyordu. Fakat bu yarayı beni öperek kapatmaya çalışıyordu. Acaba ne vardı içinde? Onu bu kadar çok zedeleyen, yaralayan, psikolojisini alt üst etmeye çalışan şey neydi? Yine bir gün öğrenecek ve Chan'a yardımcı olacak, derdine derman bulacaktım.


______________________________________

Eveeeet yine gecikmiş bir bölümden herkese merhabaaa.
Tekrardan 100. Kez özür diliyorum yine 1 yıl beklediniz ve yine sülaleme sövüldü SKZSKZSKZSKZSKZSKZSKZ

Ama bölümü yazarken aklıma bir bok gelmedi ilk defa bir bölümü yazarken bu kadar çok zorluk çektim amk SKZSKZSKZSKZSKZSKZSKZ

İYİ OKUMALAR ♡♡♡

Sudden Love/CHANMİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin