Normalde bugün bölüm atmiycaktım ama 100 kişi olmamızın şerefine bir bölüm keyifli okumalar 🤍
Balından...
Babalarımla oturmuş kahvaltı ediyordum. İnsanın iki babası olması garip gelebilir aslında, evet bazen bana da garip geliyor ama olsun babalarımı seviyorum. Ne kadar ikiside erkek olursa olsun beni erkek gibi yetiştirmediler, aksine prenses gibi yetiştirdiler.
Tabi iki gay baban olunca seninde otomatik olarak lgbt üyesi olduğunu düşünüyorlar. Bende bir lgbt üyesiyim ancak bunuj gay babalarımla bir ilgisi yok. Bu benim tercihim. Erkekler ilgimi çekmiyor, kızlar çekiyor ve bu benim tercihim.
Ne kadar lezbiyen olsam da, erkeklerin şerefsiz olduğunu söylesem de iyi kalpli erkekler de var tabiki. Yani ben hiç tanışmadım ama illa vardır.
Ama malesef bu melise denk gelmemiş. O çok tatlı ve güzel bir kız. Çok minnak, bıcırık. Onu insan üzmeye kıyamaz ki yani ben kıyamam. Ona bakınca bazen kendimi görüyorum.
Ben dıştan ne kadar güçlü bir kız olarak görünsem de içten öyle değilim. Babalarımı çok sevsem de insan bir anneye ihtiyaç duyuyor işte. Bu yüzden de taşıyıcı annemle görüşmeyi hiç kesmedik. Ona hatta anne diyorum, babalarım da buna saygı duyuyorlar.
Neden mi? Çünkü ben bir kızım. Ne kadar ruhen babalarına bağlı olsam da kızım ve benim herşeyim farklı. Cinsiyetim, ruhum, duygularım, yönelim herşeyim farklı.
Taşıyıcı anneme de benziyorum aslında. Bal rengi gözlerimi ve dolgun dudaklarımı ondan almışım.
Dalgalı kahverengi saçlarımı, beyaz tenimi ve uzun boyumu da babalarımdan. İki babamın yanında manevi bir annemin olması da güzel. Bana babalarım her anımda destek olurken manevi annem- ya da ismiyle hitap edersek Lalin'de aynı şekilde beni bilinçlendirdi.
Mesela ilk regl olduğumda, vücudumdaki değişmeler ilk olduğunda, duygularım ilk değişmeye başladığında benim yanımda olmuştu. O yüzden onun yeri bende her zaman ayrıydı.
Buraya taşınalı birkaç gün oluyordu. Zaten normalde de oturduğumuz yer çok uzak değildi. Burdan birkaç sokak ötede oturuyorduk. Ben melisi çok kez görmüştüm ama o beni ilk kez fakültede görmüştü.
Melis çok tatlı bir kız. O efe denen salak sevgilisi yerinde eğer ben olsaydım hayatımı onu mutlu etmeye adardım. Evet ondan hoşlanıyorum hemde çok hoşlanıyorum. Ama bunu ona sevgilisinden ayrılır ayrılmaz söyleseydim eğer bu ondan faydalanmak olurdu.
Bunu ona o gerçekten toparlandığı ve birbirimizi gerçekten tanıdığımız zaman söyliycektim. Gerçi ben onu çok iyi tanıyorum. Annesi avukat babası savcı, En sevdiği renk pembe, tek çocuk. Şık giyinmeyi sevdiği kadar yakın olduğu kişilerin yanında da bir o kadar rahat, duygusal bir insan, balık burcu, çok kibar ve nazik, dizi izlemeyi çok sever, kedileri, voleybolu, bahçe işlerini ve yemek tatlı gibi şeyler yapmayı çok sever.
O benim şuan sadece adımı ve yan komşusu olduğumu bilse de ben onun herşeyini biliyorum. Ee en yakın arkadaşım da onun arkadaşını kestiği için bahaneyle öğreniyorum onun herşeyini.
Artık evlerimiz de yan yana olduğu için sık sık karşılaşıcaktık ve ben onunla ilgili şeyler en yakın arkadaşım ve onun en yakın arkadaşı aracılığıyla değil de kendim ona sorarak öğrenebilicektim.
Bunun için sabırsızlanıyorum...
***
Bazı bölümleri Melis'in bazı bölümleri Balın'ın ağzından yazıcam size bu bölümde birazcık Balın'dan bahsetmek istemiştim umarım sevmişsinizdir ;)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MİNİĞİM (gxg)
Teen Fiction"sen benim ilk aşkım değilsin belki ama diğer bütün aşklarımı hükümsüz kılansın" 020223 ☁️