1.5

857 58 24
                                    

5K olmamızın şerefine bugün bölüm atmak istedim. Keyifli okumalar 🤍

Kaan Tangöze - Bekle Dedi Gitti

-

Taksiden indiğimizde bacaklarım tutmuyordu. Birisinin bir hamleyle sol kolunu bacaklarım arasından geçirip öbür koluyla da belimden destek alarak ayaklarımı yerden kesmesiyle panikle boynuna sarıldım. Tanıdık bir kokunun burun deliklerime dolmasıyla bu kişinin kim olduğunu anlamıştım. Boynuna daha çok sarılıp kafamı da köprücüklerine koydum. "Melis, anahtarlar nerede?"

Bulanık kafamla dediğini tam anlamamış olsam da çantamı işaret ettim. "İçinde." Balın kucağında benimle birlikte zorluklarla çantanın içinden anahtarları çıkartıp kapıyı açtı. İçerideki koltuğa beni oturtup ayaklanınca kolundan tuttum ve kalktığı yere geri oturttum. "Gitme.."

"Kahve yapıp gelicem sana." Onu daha çok çekerek kendime yaklaştırdım. "Sonra yaparsın." kucağıma doğru daha çok çekip kafamı göğsüne koyup kokusunu derin derin soludum. "Çok güzel kokuyorsun." Hafif kıkırtısıyla güldüğünü hissetmiştim. Saçlarıma tüy kadar hafif bir öpücük kondurup uzunca bir süre beni izledi.

Sanki sessizliğe and içmiş gibi birbirimizin gözlerine büyülenmiş bir şekilde bakıyorduk. Bu büyüyü bozan benim kayan gözlerim oldu. Kendiliğinden kapanan gözlerimle beraber bedenimde ağırlaşmış bir şekilde koltuğa iyice çökmüştü. En son hatırladığım Balın'ın usul usul saçlarımı okşamasıydı.

...

Balından..

Melis kendinden geçince üzerini örtüp evin anahtarlarını da alarak sessiz bir şekilde çıktım. Birkaç adım ötedeki kendi evime girdim ve odama çıkmak üzere hareketlendim. "Balın? Melisin evinde kalmıycak mıydın bu gece?" Deniz babamın seslenmesiyle olduğum yerde ona döndüm. "Uyudu şuan geri gidicem, üzerimi değiştirip odamdan birkaç birşey almaya geldim." Babam anlamışcasına kafasını sallarken bora babamın omzuna kafasını yasladı. Babama melislerde kalıcağımı söylemiştim, onun o barda olduğunu ise Mira aracılığıyla Lavinya'nın instagram hikayesinden öğrenmiştim. Alel acele gitmeye çalıştım çünkü Lavinya onu bilmeden buraların en belalılarının doluştuğu bir bara götürmüştü. Orasının o kadar tehlikeli olduğunu bilmenin sebebi de bir zamanlar orada çalışan bir arkadaşımın yanına yardıma gittiğimde gördüğüm manzaralardı. Ben Mira'ya birşey söylemeden alel acele bara gittiğim için ancak Melis Lavinyanın da barda olduğunu söylediğinde Mira'yı çağırmak aklıma geldi. Daha sonrasında telefondan Mira'ya Lavinyanın burada olduğuyla ve gelip onu almasıyla ilgili bir mesaj çekip soluğu Melislerin evine almıştım.

Odama gidince öncelikle pijamalarımı giydim ve sonrasında küçük hoparlörümü ve ağrı kesici haplarımdan bir kutu alıp melis'in evine tekrar gittim. Ailesi sabah kalvaltıdayken o gün iş gezisine çıkma ihtimallerinden bahsetmişti, bu saatte evde olmamalarına göre gitmiş olmalılar diye düşündüğüm için rahattım.

Melis'in hâla uyuduğunu görünce gülümsedim ve onların evindeki şömine görünümlü motif'i çalıştırıp hoparlörden çok sevdiğim şarkılardan birini açtım. Melisin ailesi mutfaktaki yiyecek ve içeceklerden sorgulamadan tüketebiliceğimi söyledikleri için mutfağa gidip kendime sert bir espresso hazırladım ve tekli koltuklardan birine kuruldum. Arkada çalan hafif melodi ve şarkı sözleri kulağa çok hoş geliyordu.

"Aşk ateşi yanar yanar, söner mi
Gönül yarası bir gün geçer mi
Öyle sevdim içim dışım enerji
Dur bakalım, döner belki
Bekle dedi gitti
Ben beklemedim
O da gelmedi, ya
Ölüm gibi birşey oldu ama
ama kimse ölmedi"

Şarkıyı tekrara bastım çünkü şuan bu anlamlı şarkı içimi ısıtmıştı. Dakikalarca dinledim aynı şarkıyı ve hiç sıkılmadım. Bu şarkıyı melisi ilk gördüğüm an dinliyordum. O günden beri onu ne zaman görsem kafamda bu şarkı çalmaya başlamıştı.

Melis uzun zaman sonra benim kalbimdeki renkleri solmuş dünyayı renklendirmişti.

***
Bu bölüm biraz daha kısa ve çerezlik bir bölümdü diğer bölümleri bu kadar kısa tutmayacağımı bilmenizi istiyorum. Hepinizi kocaman öpüyorum <3

MİNİĞİM (gxg)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin