Öncelikle hepinize merhabalar, 10K olmuşuz ve ben bunun beni ne kadar mutlu ettiğini tarif bile edemem çok ama çok teşekkür ederim.
Biraz apar topar final yaptığımı biliyorum ama bu aralar aklıma hiç yazacak birşey gelmiyordu ve böyle giderse kitap harcanacaktı bu yüzden mahvolmasındansa final yapmaya karar verdim.
Kaç tane bilmiyorum ama ara ara özel bölümler atacağım ve içinizde ukte kalan sahneleri yazmaya çalışacağım.
Yazmamı istediğiniz bir sahne var ise bu bölümün yorumlarında belirtin lütfen diğer özel bölümlerde yazayım.
Hepinizi çok seviyorum iyi ki varsınız 🤍
-
Melisten..
Bugün büyük bir gün. Hemde çok büyük bir gün.
Biz bugün evleniyoruz! Evet doğru duydunuz evleniyoruz.
Fransa'ya geldikten sonra bir süre otelde kalmış daha sonrasında ise kendimize ailelerimizin de desteğiyle kesin olarak yaşayacağımız bir ev almıştık. Hatta bir köpek sahiplenmiştik ismi Hera. Bir gün çalıştığım hastanedeki danışmanlarımdan birisi köpeğinin yavruladığını, yavru sayısı fazla olduğu için yavruları sahiplendireceğini ve dilersem yavrulardan birini bana verebileceğini söyledi.
Ne kadar bir yavruyu annesinden ayırmayı doğru bulmasam da evde sekiz yavruya aynı anda bakmanın kolay bir tarağı olduğunu sanmıyorum o yüzden bir kısmını sahiplendirmek istemesini normal karşılıyorum. Bu fikri direkt kabul etmiştim çünkü zaten Balın ile bir kedi ya da köpek sahiplenmeyi düşünüyorduk.
O gün danışanımın evine gidip köpek yavrularının yanına oturduğumda hera boncuk gözleriyle yanıma gelip kendini sevdirmişti. En çok ona kanım kaynadığı için onu seçtiğimi söylemiştim. Hera pofuduk karamel rengi bir köpek. Bir o kadar da akıllı.
Az kalsın size söylemeyi unutuyordum, buradaki işim üniversitede de okuduğum gibi psikologluk. Buraya ilk taşındığımızda birkaç hastaneye iş başvurusu yapmıştım ve şansıma evimize en yakın hastane görüşmek için çağırmıştı. Bir toplantının ardından da işe alınmıştım. İşimi seviyordum. İnsanlarla sohbet etmek, onları dinlemek iyi hissettiriyordu. Gündüzleri ben insanları dinliyordum, akşamları da sevgilim beni dinliyordu.
Fransa'ya geleli yaklaşık üç ay oldu. Bu üç ay içerisinde evlenmeden önce kendimize kalacak net bir yer belirlemek istemiştik. Belirledik ve evimizi de çok güzel tam bizi yansıtan bir şekilde dizayn ettik. Artık sıra evlilikteydi.
Öyle şatafatlı bir düğün istemedik, çünkü gerek olduğunu düşünmüyorduk. Balın'ın ailesi, benim ailem ve tabiki de en yakın dostlarımız olan Mira ile Lavinya yanımızdalardı. Onlar da bizim evliliğe giden sürecimizde ilişkilerine kesin bir isim koymuşlardı.
Gelinlik giydim ancak çok absürt ve kabarık birşey yerine şık ve sade, saten göğüs kısmı işlemeli hafif bir kat kuyruk ve yırtmacı olan bir gelinlik tercih etmiştim. Balın ise siyah bir smokin benzeri takım içine beyaz gömlek tercih etmişti.
Şuan hepimiz bir klisede toplanmıştık ve ben gelin odasında balın ise diğer gelin odasındaydı. Lavinya odaya girip beni baştan aşağıya süzdü. "Yaa meloşum cidden inanamıyorum, gelin oluyorsun evleniyorsun ve ayrıca fıstık gibi olmuşsun." Ona gülümsedim.
"Evleniyorum be laloşum darısı senin başına, bir dahakine fıstık fıstık sen oturacaksın burada inşallah." Kulakları kızardığında kıkırdadım.
Annem üstümü başımı giyinip makyaj yaparken biraz yardımcı olmuştu ve sonunda düğün vakti gelmişti. Klisedeki yerlerimizi almıştık ve şu anda sevgilimle yan yana duruyorduk. Nikahımızı kıyacak olan kişi birkaç evrağı hazırlarken Balın'ın kulağına fısıldadım. "Herkes iltifat yağdırıyor, müstakbel karım olacak kadın hiçbirisi söylemeden sırıtıyor aşk olsun."
Hafifçe kıkırdadı ve kulağıma eğildi. "Müstakbel karın seni gece yerken iltifatlara boğacak sen merak etme." Kulaklarıma kadar kızarırken hafifçe öksürdüm. O sırada burada ne dediklerini bilmiyorum ama nikah memuru olan adam konuşmaya başladı. Aramızda Fransızca bilmeyenler olduğu için özellikle İngilizce konuşabilecek bir nikah memuru tercih etmiştik. Balın ile birbirimize dönerek ellerimizi tuttuk.
"Today we are here to witness the happiest days of Ms. Melis and Balın." (Bugün burada Melis ve Balın hanım'ın en mutlu günlerine şahit olmak için buradayız)
Bana döndü ve "Do you, Ms. Melis, accept Ms. Balın as your wife?" (Siz Melis Hanım, Balın Hanım'ı eşiniz olarak kabul ediyor musunuz?) dedi.
Aklımdan balın ile olan bütün güzel anılarım geçerken onlara daha da güzellerinin ekleneceği düşüncesi bile yüzümde bir tebessüm oluşturuyordu. Hiç tereddüt etmedim cevap verirken "Yes." demek ile yetindim.
Nikah memuru aynı şeyi Balın'a da sorarken aklımdaki tek düşünce cevabıydı. Balın gözlerini bir saniye olsun benden ayırmadı ve nikah memuru cümlesini bitirir bitirmez hiç düşünmeden "Yes." dedi. Herkes alkışlarken benim kulaklarım uğulduyordu. Sanki kimse yoktu. Koca salonda sadece ikimiz vardık.
Sadece o ve ben.
Mutluluktan gözlerim dolarken Balın dudaklarıma eğildi ve bana dünyanın en özel öpücüklerinden birini bahşetti.
Nikah memuru ise ikimize de imza attırdıktan sonda nüfus cüzdanımızı verip çıkmıştı.
Gözlerinin içine bakarak konuştum. "Sen benim belki ilk aşkım değilsin ama bütün aşklarımı hükümsüz kılansın."
***
Evett kısaydı ama bence çok tatlıydı nasıl buldunuzz?
Ve geçen bölüm Melis psikoloji okutmasına rağmen ben bir hata yaparak hukuk yazmışım uyaranlar oldu onu hem o bölümde hemde burada düzelttim kusura bakmayın.
Umarım beğenmişsinizdir, yeni özel bölümlerde görüşmek üzere sizleri çok seviyorum sağlıcakla kalın 🤍
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MİNİĞİM (gxg)
Teenfikce"sen benim ilk aşkım değilsin belki ama diğer bütün aşklarımı hükümsüz kılansın" 020223 ☁️