David Kushner - Daylight
Ben yine dayanamadım bir özel bölümle daha geldimmmmm 🥹🤭
Bu bölüm hem geçmiş sevgililer gününe hem de minişlere özel biraz daha 🥹
Müzikle beraber okumanızı tavsiye ederimmm
Keyifli okumalarrr 🤍
-
Melisten...
Bugün sevgililer günüydü. Minik prensesimi ve minik prensimi geçenlerde anneannesi ve üç dedesiyle tanıştırmıştık. Evet şu anda onlarla beraberlerdi. Ama Balın'ın babaları bizi birkaç gün ziyaret edip minişlerle vakit geçirip işleri yüzünden Türkiye'ye geri dönmüşlerdi.
Şuan sadece benim annem ve babam buradalardı. Onlar da birkaç saate geri döneceklerdi. Sevgililer gününde eğer istersek miniklerle ilgilenmek ve bizim çift olarak geceyi ikimizin geçirmesini isteseler de bu bizim bebeklerimizle ilk sevgililer günümüzde ve biz bu zamana kadar yeterince baş başa sevgililer günü kutlamıştık.
Bu sevgililer gününü minişlerimizle geçirmek istiyorduk. Biraz önce hep beraber kahvaltı etmiş ve şimdi annemleri havalimanına bırakmak üzere evden çıkıyorduk. "Anneeeee, ayakkabıyalımı giyemiyoyum yaydımcı oluy musunnn."
Gülümseyerek minik prensime yardıma gittim. "Olurum prensimm." Evet artık arthur da bana anne diyordu. O ilk Balın'a anne demişti ama buna hiç üzülmemiştim. Çünkü minik prensesim de ilk bana anne demişti ve Arthurla ilk balın konuşmuştu bu yüzden ona biraz daha düşkün olmasını anlayabiliyordum.
Ama tabiki de anneleri arasında asla ayrımcılık yapmazdı benim minik oğlum. Ayakkabılarını giydirdikten sonra yanaklarını kocaman öptüm ve hem onu hem de Melina'yı arabada arkaya oturttum. İkisi için de arabaya çocuk kemeri yaptırmıştık. Çocuk koltuğuna sığacak yaşı geçtikleri için.
Balın arabayı kullanırken babam da yanındaki koltuğuna oturmuştu. Biz de çocukları kucağımıza alıp annemle arkaya geçtik. Bu seferlik kemer bağlamamıştık çünkü öbür türlü biz sığmıyorduk. Annem hiç erkek çocuğu olmadığı için minik erkek çocuklarını çok severdi bu yüzden direkt Arhur'u kapmıştı. Ben de minik Melinamı göğsüme yatırmış saçlarını okyaşarak seviyordum. Asla doyamıyordum miniklerime. Eve gelişlerinin üzerinden üç ay geçmesine rağmen onlardan bir an bile ayrı kalamıyordum, doyamıyordum işte.
Balın da benimle aynı durumdaydı işe gittiği her an eve gelip miniklerle ilgilenmek için zaman kolluyordu. Ben de işime geri döndüğüm için çocuklar da mecburen anaokuluna gidiyordu ama eğleniyorlardı da okulda. Fransızcayı türkçeden bile iyi bildikleri için hiç sıkıntı yaşamıyorlardı.
Okulda arkadaşları da olmuştu ve bu çok güzel birşeydi. Arkadaş demişken Mira ve Lavinya da minikleri görmek için ilk izinlerinde buraya geleceklerdi. Bizim artık tüm hayatımız buraya dayalı olduğu için Türkiye'ye çok sık gitme fırsatımız olmuyordu.
Yarım saat kadar sonra havalimanına gelmiştik ve annemle babamla vedalaşıyorduk. Benim için çok duygulu bir andı çünkü çok uzun zamandır onları görmüyordum ve çok kısa zaman sonra gidiyorlardı. Babama sıkıca sarıldım ve kendimi tutamayarak ağlamaya başladım.
Babasının kızı olan kızlar anlar, o anların ne kadar değerli olduğunu. Babam da ben ağlayınca kendi tutamamıştı. Gözlerinden birkaç damla yaş gelmişti. Ondan ayrılıp yaşlı gözlerimle anneme sarıldım. Annem de benimle aynı durumdaydı hüngür hüngür ağlıyordu. Keşke onlar da burada yaşasalardı. O kadar çok isterdim ki..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MİNİĞİM (gxg)
Teen Fiction"sen benim ilk aşkım değilsin belki ama diğer bütün aşklarımı hükümsüz kılansın" 020223 ☁️