BÖLÜM 3 - TEMMUZ

40 4 0
                                    

Medya: Benim hayalimdeki Mahir. Siz farklı birini düşünebilirsiniz 🤗

Savaş bana sarıldığında ortamda kısa bir sessizlik olmuştu. Mahir'in bakışları yumuşamaya başlamıştı.

"Mahir Bey isterseniz dışarda konuşalım."

Mahir kısa bir süre düşündü. Daha sonra Savaş'ı benden ayırarak Aylin'e onunla ilgilenmesini söyledi.

"Çıkalım."

Hastanenin bahçesine çıkıp banklardan birine oturduğumuzda anlatmaya başladım:

"Siz odamdan çıktıktan sonra Savaş sürekli olarak bana 'anne' diye hitap ediyordu. Önce onunla farklı konulardan konuşmayı düşünmüştüm ama daha sonra öncelikle bu konu üzerinde yoğunlaşmam gerektiğini düşündüm. Çünkü bu konu onun zihnini o kadar meşgul ediyor ki konuşmayı ne kadar reddetse bile bana 'anne' diye hitap etmekten kaçınmıyordu. Onunla biraz bu konu hakkında konuştuk. Ben soruyordum ve o da yazarak bana cevap veriyordu. Hatta benim onun annesi olmamı bile istedi. Üzüldü biliyorum ama onu gerçeklerle yüzleştirmeyip bu konuyu geçiştirseydim aramızda gerçek bir bağ olmazdı. Annesinin ölümünü hala kabullenemeyen ya da henüz ölümün bile ne olduğunu bilmeyen bir çocuktu Savaş. Şimdi ise annesinin hastalık sebebiyle öldüğünü, hiç istemese de ayrılmak zorunda kaldıklarını biliyor. Bu gerçekle yüzleşince üzülmesi ve ağlaması çok normal değil mi? Bırakalım ağlasın. O daha çocuk güçlü durmak zorunda değil. Annesini hatırladı, onu özlüyor ağlamasından daha doğal bir şey var mı?"

Sözümü kesmeden beni dinlemişti. Şimdi konuşma sırası ondaydı.

"Bak Deniz, ben artık ne yapacağımı bilmiyorum gerçekten. Sinirleneyim mi? Üzüleyim mi? Hiçbir şey bilmiyorum. Savaş annesinin cenazesinde bile ağlamadı. Belki de dediğin gibi durumun farkında bile değildi. Ben çocuk büyütmek ne demek biliyorum. Onun kafasının içinde neler oluyor bilmiyorum. Onun gözünden akan bir damla yaş için bu dünyayı yakıp yıkarım. O bana emanet, benim iki gözümün bebeği. O ağladığında ben kendimi mahçup hissediyorum. Her seans da böyle mi olacak? Ben onu nasıl sakinleştireceğim?"

"Savaş'ın annesi öleli 1 yıl olmuş nerdeyse ve o ilk kez mi ağlıyor?"

"B-ben onun ağladığına ilk kez şahit oluyorum."

"Ciddi misiniz? Annesini özlediği için bile ağlamadı mı?"

"Ben onunla iletişim kurmak için bir çok yol denedim daha önce de söylemiştim. Ama başaramıyorum. Benimle hiçbir şeyini paylaşmıyor ki. Yalnızken ağladığını bana belli etmek istemediğini falan düşündüm."

"O daha bir çocuk Savaş Bey. Bizim gibi düşünmüyor. Canı yandığında, annesi özlediğinde kimin ne düşündüğünü umursamadan ağlamalıydı."

"Savaş bana bile dokunmaktan çekinirken seni görünce sarılmasını hatta seninle iletişim kuruyor olmasını kıskandığımdan dolayı bugün sana biraz kaba davrandım." Ceketinin cebinden bir sigara çıkarıp yaktı. Daha sonra bana da ikram etti. Bu sefer geri çevirmiştim. Sigara paketini eski yerine kavuşturup konuşmaya devam etti.
"Lütfen bize yardım et."

"Elimden geleni yapacağım."

Beni kafasıyla onayladığında yemekhaneye dönmek için ayaklandım. Harekete geçeceğim sırada dönüp sordum.

"Siz çalışırken Savaş ne yapıyor?"

"Evde tek kalmaması için onu buraya getiriyorum. Herhangi bir misafirim yoksa odamda oluyor. Onun dışında Aylin'le kalıyor bazen."

"Bizim katta bir kreş ve oyun alanı var. Ben de müsait olduğum zamanlarda çocuklarla ilgilenmek için oraya gidiyorum. Savaş'ı da oraya bırabilirsiniz biraz sosyalleşir hem."

BATAN GEMİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin