MAHİR'İN ANLATIMI:
Koca bir günü Savaş'ın 'annemi özledim' nidalarıyla geçiriyordum. Ona oyalanıp zaman geçireceği bir sürü seçenek sunmuştum hatta onunla resim yapmaya bile razıydım ama o sadece Deniz'i düşümüyordu.
Onu bu sabah için kahvaltıya çağırmıştık ama şehirdışındaydı. Savaş da dün akşam heveslendiği için bugün heveslendiği şeyin olmaması sebebiyle oldukça huysuzlaşmıştı. Yine telefonuna sarılmış Deniz'e mesaj yazıp duruyordu. Kadına asla rahat vermiyor. Göz ucuyla ne konuştuklarına baktım. Sanırım Deniz şuanda evine dönüyordu.
"Savaş hadi uyu artık oğlum. Uyku saatin çoktan geçti."
Denizle konuşunca keyfi yerine gelmişti. Beni başıyla onaylayıp odasına doğru koşmaya başlamıştı. Ben de peşinden gittim. Üzerinde zaten pijamaları vardı bu yüzden direkt yatağa girmişti. Yastığının altına koyduğu telefonu çıkarıp yanında bulunan kitaplığın üst rafına bırakmıştım. Bu hareketim dudaklarını büzmesine sebep olmuştu. Yatağın kenarına oturup yorganını iyice kapattım. Yanağına kocaman bir öpücük bırakıp odadan çıkarken
"İyi uykular" demiştim.Tabiiki bana cevap vermiyordu. Tek bir kelime bile. İlk kez gördüğü kadına bile anne diyordu ama bana 1 yıldır tek 1 kelime bile etmedi. 1 kelimeyi geçtim ağzından çıkan herhangibir ses bile yoktu. Deniz'i kıskanıyordum. Hatta ona sinir oluyordum. Benim yapamadığımı yapması beni çok sinirlendiriyordu.
Kapının önünde duran korumalara bir kişünün eve girip Savaş'a göz kulak olmasını söyleyip evden çıktım. Arabama binerek telefonuma daha önce kaydettiğim adresi açtım.
Adrese ulaşmama az kalmıştı ki önümdeki aracın başka bir araçla çarpışmasıyla frene basmıştım.
"Hay amına koyayım. Bir bu eksikti."
Toplasan yarım saat sürmeyecek bir şey için gelmiştim. Şimdi bir de bunları mı bekleyeceğim diye düşünürken caddeden bir kaçış yolu arıyordum. Sağımda solumda kaçabileceğim bir sokak yoktu. Arkamda da arabalar birikmişti zaten. Oflayarak beklemeye başladım.
Önümdeki arabanın sürücüsü inmiş diğer sürücüye bağırıyordu. Hatta sövüyordu desem daha doğru olur. Diğer aracın sürücü kapısı açılınca izlemeye başladım. Sanırım kadındı. Oldukça yavaş hareket ediyordu. Kadın tamamen arabadan inince kendime hakim olamadım.
"Oha."
Tesadüfün böylesi. Deniz değil miydi o?
Adam sürekli bağırıp duruyordu Deniz ise mahçup bir şekilde duruyordu. Böyle durması adamı daha çok kızdırıyordu. Ya da baktı karşımdaki nasıl olsa cevap veremiyor buna güvenip daha çok dayılanıyordu. Kontağı kapatıp kemerimi çözerek arabadan indim. Ben onlara doğru ilerlerken adam resmen Deniz'in üstüne yürüyordu. Konuşurken kaldırdığı kolundan tutup adamı geriye doğru çektim.
"Sen biraz kendine hakim ol yoksa ben kendime hakim olamayacağım."
"Sen kimsin be ne karışıyorsun?"
"Kimsem kimim sanane ulan. Kabadayı mısın sen? Kaza işte olmuş bitmiş ne bağırıyorsun kadına? Bağırınca zaman geriye mi sarıyor? Bir şey mi değişiyor. Tutanağını tut defol git. Uzatma daha fazla." Kafamla aracımın olduğu tarafı gösterdim trafik olmaya başlamıştı. "Kaç kişi sizin yüzünüzden bekliyor."
"Kaza işte olmuş bitmiş mi? Sen bu arabanın halini görmüyor musun kardeşim? Bu araba kaç para haberin var mı senin? Bu kız kendini satsa yine de alamaz bu arabayı. Paramı versin uzatmadan dağılalım o zaman. Ben tutanak faşan istemiyorum."
Bu adam gece gece beni delirtmek istiyordu sanırım. Zaten yakınında durduğum adama daha çok yaklaştım. Bağırmadan sadece onun duyacağı yükseklikte ama oldukça sinirli bir şekilde konuştum.
"Lan bana bak. Beni delirtme amına koyarım senin de arabanın da. Seni öyle bir hale sokarım ki kendini satmak senin için bir lütuf olur. Kodumun görmemişi."
Ceketimin iç cebinden kartvizitimi çıkartıp adamın gömleğinin cebine koydum."Bin arabana siktir git. Masrafın neyse ben karşılarım. Madem tutanak istemiyorsun milleti boş yere yorma."
Cebine koyduğum kartviziti çıkarmış inceliyordu. Keyifle gülümsedi.
"Lan siktir git." Derken bir yandan adamın kolundan tutmuş arabasına doğru itiyordum.
Adam nihayet arabasına bindiğinde Deniz'e döndüm. Onun bakışları da beni bulunca konuşmaya başlayacağını anlamıştım.
Elimi kaldırarak konuşmasına engel oldum.
"Siz de binin gidin hadi. Yeterince insanı oyaladık. Çek arabanı da yol açılsın. İyi geceler."Konuşmam biter bitmez arabama doğru yürümeye başlamıştım. Arkamdan "teşekkür ederiim" diye bağırmasını görmezden gelmeyi tercih ettim. Zaten sinir oluyordum artık daha çok sinir olmaya başlamıştım. Geldi beni buldu aq.
Yol açılınca ben de yoluma devam etmiştim. Aracımı yakındaki bir otoparka bırakıp gideceğim yere doğru yürümeye başladım. Apartmana girip merdivenleri çıkmaya başlamıştım. Sinem'in evine ilk kez geliyordum. Genelde bir otelde buluşup takılıyorduk ama bugünki buluşmamız planlı değildi. Hatta o benim geleceğimi bile bilmiyordu büyük ihtimalle.
İkinci kata vardığımda bir üst kattan konuşma sesleri geliyordu. Ne yazıkki ses çok tanıdıktı.
"Ya amk burda da mı" diye söylenip çıkmaya devam ettim. Merdivenin yarısına gelmiştim ki Deniz de aşağıya iniyordu. Başımla selam verip geçmeyi planlıyordum ama bu çenebaz kadın buna müsade etmemişti.
"Aaa siz."
"Bir arkadaşım burda oturuyor da onun için geldim. Müsade edersen beni bekliyor zaten geciktim." Tekrar harekete geçmiştim ki kolumu tuttu. Gözlerimi kolumu tuttuğu eline sabitlemiştim. Bunu farkettiğinde elini çekti.
"Ben tekrar teşekkür etmek istemiştim de."
"Önemli değil. Hadi tutmayayım seni bir yere gidiyorsun belli ki." Cümlemi bitirdiğimde konuşmasına fırsat vermeden yukarı çıkmaya devam ettim. Dairenin önüne gelince zili çalıp beklemeye başladım. Sinem kapıyı açıp beni görünce boynuma atlamıştı resmen. Bacaklarını belime dolayınca bende kollarımı onun beline dolayarak evin içine doğru girip kapıyı kapadım.
Dudaklarına büyük bi öpücük kondurup sordum.
"Özledin mi?"
Bölüm Sonu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BATAN GEMİ
ChickLit"Bu koca şehrin kaldırımları, çıkmaz sokakları beni hiç istemedi." Bazı bölümlerde +18 sahneler olacaktır.