Tatilimizin son gününü bitirmiş uyumak için hazırlanıyorduk. Tatil hepimize çok iyi gelmişti. Özellikle Savaş'a. Artık daha fazla konuşuyordu. Mahir de ben de çok mutluyduk.
Savaş'ın yanağına bir öpücük bırakıp zaten örtülü olan yorganı üzerine doğru daha çok çektim.
"Tatlı rüyalar birtanem."
Kocaman bir gülümsemeyle karşılık vermişti.
Yanından ayrılarak merdivenlere yöneldim.Yukarıya çıktığımda Mahir çoktan yatağa girmiş telefonuyla oyalanıyordu.
"Savaş'ı yatırdın mı?"
"Hı hı."
"Teşekkür ederim."
"Neden."
"Ona bir anne gibi davrandığın için."
"Ben teşekkür ederim, ona annelik yapmaya çalışmama izin verdiğin için."
"Aslında ben izin vermedim Savaş biraz emri vaki yaptı." Ufak gülümsemesi dudaklarına yayılırken ben de ona tebessüm etmiştim.
---
Dönüş yoluna çıkalı iki saat kadar oluyordu. Şehir merkezine girdiğimizde Mahir'in koluna dokundum. Bakışlarını bir saniyeliğine bana çevirip sonra tekrar yola bakmıştı.
"Gitmeden önce bir yere uğrayabilir miyiz?"
"Nereye."
"Doğduğum eve."
Beni onayladığında ona yolu tarif etmeye başladım. Dik ve dar yokuşları aşıp sonunda benim hayatımın en güzel anılarına ev sahipliği yapan mahalleye gelmiştik. Mahir arabayı yolun kenarına parkettiğinde ağır adımlarla arabadan indim. Birkaç adımda sokağın başına gelmiştim. Dönüp arkama baktığımda Savaş ve Mahir'in de arkamdan geldiklerini gördüm.
Üç katlı eski binanın önüne geldiğimde kaldırımdan inip sokağın ortasına doğru ilerledim. Buradan daha net görünüyordu. Bakışlarım binanın duvarlarında gezinirken aklımda canlanan anıların sesleri kulaklarıma doluyordu.
Kulaklarıma dolan bir ses daha olmuştu.
"Deniz."
Sesin sahibini henüz görmemiştim ama kim olduğunu çok iyi biliyordum. Bakışlarımı binadan çektim. Artık sesin sahibine bakıyordum.
"Halacım gerçekten sen misin? Deniz gerçekten sen misin yavrum?"
"Benim."
"Gel buraya sana bir sarılayım." Karşımdaki kadın bana doğru hareketlendiğinde birkaç adım geri gidip elimle ona 'dur' demiştim.
"Kızım özlemedin mi beni?"
"Seni özlemem için bir sebep yok. Senin gibi bir kardeşe sahip olduğu için babam adına utanıyorum."
Yüzü düşmüştü.
"Ne oldu? Paranın kokusunu mu aldın? O yüzden mi geldin?"
"Deniz neden böyle söylüyorsun?"
"Biliyor musun? Sesini duyar duymaz tanıdım seni. Aradan seneler geçti halbuki." Gözlerimden firar eden birkaç yaş yanaklarımı ıslatmaya başlamıştı.
"Nasıl tanıdım biliyor musun?" İçime bir nefes çektim."
"Çünkü senin iğrenç sesini aklıma kazıdım ben. O gün duyduklarım, babamın ve annemin öldürüldüğü gün duyduklarım.." gözyaşlarım gözlerime doluşup akmak için baskı uyguluyordu buna engel olmaya çalışırken boğazıma yerleşen yumru canımın daha çok yanmasına sebep oluyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BATAN GEMİ
ChickLit"Bu koca şehrin kaldırımları, çıkmaz sokakları beni hiç istemedi." Bazı bölümlerde +18 sahneler olacaktır.